myefsane
Kayt: 03 Arl 2006 Mesajlar: 2240
|
Tarih: Cum Eyl 12, 2008 9:39 am Mesaj konusu: |
|
|
- Hz. Ebû Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Gýybetin ne olduðunu biliyor musunuz?"
"Allah ve Resulü daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine:
"Birinizin, kardeþini hoþlanmayacaðý þeyle anmasýdýr!" açýklamasýný yaptý. Orada bulunan bir adam:
"Ya benim söylediðim onda varsa, (Bu da mý gýybettir?)"dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Eðer söylediðin onda varsa gýybetini yapmýþ oldun. Eðer söylediðin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir." [Ebû Dâvud, Edeb 40, (4874); Tirmizi, Birr 23, (1935); Müslim, Birr 70 (2589).]
Âiþe (radýyallahu anhâ) anlatýyor: "Ey Allah'ýn Resûlü, sana Safiyye'deki þu þu hal yeter!" demiþtim. (Bundan memnun kalmadý ve):
"Öyle bir kelime sarfettin ki, eðer o denize karýþtýrýlsaydý (denizin suyuna galebe çalýp) ifsad edecekti" buyurdu. Hz. Âiþe ilaveten der ki: "Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bir insanýn (tahkir maksadýyla) taklidini yapmýþtým. Bana hemen þunu söyledi:
"Ben bir baþkasýný (kusuru sebebiyle söz ve fiille) taklid etmem. Hatta (buna mukabil) bana, þu þu kadar (pek çok dünyalýk) verilse bile!"
[Ebû Dâvud, Edeb 40, (4875); Tirmizî, Sýatu'l-Kýyame 52, (2503, 2504).][3] |
|