Bir Öðretmen Olarak Peygamberimiz(Sav)

[Muhammethoca]

B�R Ö�RETMEN OLARAK PEYGAMBER�M�Z(SAV)

فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ وَلا تَعْجَلْ بِالْقُرْآنِ مِن
قَبْلِ أَن يُقْضَى إِلَيْكَ وَحْيُهُ وَقُل رَّبِّ زِدْنِي عِلْمًا

Muhterem Müslümanlar

Peygamber Efendimiz, �nanç deðerleri bozulmuþ, insani deðerlerini kaybetmiþ, cahil kaba ve inanç safiyetini yitirmiþ bir topluma ve tüm insanlýða bir muallim ve ýslahatçý olarak gönderilmiþtir. �lahi bir eðitimden geçen Peygamberimiz, etkili bir davet ve eðitim metoduyla, kýsa sürede, eðitimli, görgülü, zarif ve tevhit inancý etrafýnda birleþmiþ mutlu bir toplum oluþturmuþtu.
Cahiliyenin zifiri karanlýðýnýn ortasýndaki bir toplumda Ã�slam nurunun parlamasý ancak, ilim ve eðitimle mümkün olduðunu bilen Peygamberimiz, bir taraftan “Rabbim benim ilmimi artýr” diye dua ederken, diðer taraftan eðitim ve öðretim seferberliði baþlatmýþtý. Bu eðitime, henüz Mekke’de bir avuç Müslüman’la birlikte Erkam b.Ebi’l-Erkam’ýn evinde gizli olarak baþlamýþtý. Hicretten önce yetiþtirmiþ olduðu sahabelerden Medine’ye öðretmenler atadý. Hicretten sonra ise, Mescid-i Nebevi’nin kenarýna çardak þeklinde inþa edilen Suffa’da, Ã�slam’ýn ilk Yatýlý üniversitesini kurdu ve burada bizzat kendisi ders verdi.Allah Resulü, Sahabeyi sosyal, ferdi, ailevi, ticari, ahlaki bütün alanlarda eðitiyordu. Bu eðitim çarþýda, pazarda, evde, dükkanda, mescidde her mekan ve fýrsatta devam ediyordu.

Aziz Mü’mimler

Bedir savaþýnda esir düþen düþman esirlerinden her birine, 4000 dirhem fidye biçildiði halde Peygamberimiz, okuma yazma bilenlerin, Medineli 10 Müslüman çocuða okuma yazma öðretmeleri karþýlýðý serbest býrakýlmasýný emretmesinde, Eþi Hafsa’ya okuma yazma öðretmesi için bir görevli tayin etmesinde, kendisi ümmi olduðu halde, okuma ve yazmaya ne keder önem verdiðini görüyoruz.O, kadýn ve kýzlarýn insan yerine konulmadýðý bir dönemde, haftanýn bir gününü tamamen kadýnlara tahsis etmiþ, onlarýn suallerine cevaplar vermiþtir.
Cehalet devrini kapatýp, saadet devrini açan peygamberimiz, ashabýný yetiþtirirken eðitim ve öðretim için çok önemli prensipler ortaya
koymuþtur. Bu prensiplerin, çaðýmýzdaki eðitim metotlarýyla uyuþtuðunu görürüz;
O, öncelikle davasýnda samimi idi; öyle ki, “güneþi sað elime, ayý sol elime verseniz yine davamdan vazgeçmem” diyordu.
O, gönüllere taht kurdu, herkese güven verdi, güvenilirdi. Düþmanlarý bile O’na, Muhammedü’l-Emin derdi.
Öðrencilerini severdi: Öyle severdi ki, bütün sahabi, ‘Allah Resulü en çok beni seviyor’ diye düþünürdü. Çünkü O, yaþlýsýyla-genciyle, kadýnýyla- erkeðiyle, fakiriyle-zenginiyle herkesle ilgilenir, dertlerini dinler, yardýmcý olurdu.Kendisine karþý yapýlan hatalarý yüze vurmazdý.O, hiçbir zaman öðrencilerinin tembelliðinden,yeteneksizliðinden,baþarýsýzlýðýndan þikayet etmedi.Sabýrla anlattý,iyice anlaþýlmasý için önemli konularý üç defa tekrar etti.Mübarek aðzýndan çýkan kelimeler sayýlabilecek kadar açýk ve netti
Herkese kabiliyetine göre eðitim verdi, seviyesine göre konuþtu. Kolaylaþtýrdý zorlaþtýrmadý; sevdirdi nefret ettirmedi. Hediyelerle çocuklarý sevindirdi ve çocuklar tarafýndan sevildi. Neticede; Kavganýn,cinayetin eksik olmadýðý bir toplumda insanlar kardeþ oldu.

Muhterem Müslümanlar

Evlerimizin gülü olan çocuklarýmýzýn büyüyünce diken olmamalarý için Peygamberimizin eðitim ve öðretim metotlarýný öðrenip, çocuklarýmýzý bu metotlarla yetiþtirelim. Ã�yi bir öðretmen olmak isteyenler ve çocuklarýný iyi bir þekilde yetiþtirmek isteyen anne-babalar; hareketleri, sözleri ve uygulamalarý ile çocuklara güzel örnek olmalýlar. En etkili dil davranýþ dilidir.Bu sebeple eðitmenin veya öðretmenin, özü sözüne uymalýdýr.Unutmayalým ki, Allah Resulü, çocuklardan daha çok yetiþkinleri eðitmiþtir. Bizler de yetiþkin birer fert olarak Peygamber Efendimizi, manevi öðretmenimiz, kendimizi de O’nun bir öðrencisi, emir ve tavsiyelerini ise bir rehber kabul edelim.
Hutbemizi þu hadis-i þeriflerle bitirelim:
“Çin de bile olsa ilmi alýnýz, çünkü ilim kadýn erkek her Müslümana farzdýr” “Ã�lim ve hikmet müminin yitiðidir. Onu nerede bulursa alsýn.”