myefsane
Kayt: 03 Arl 2006 Mesajlar: 2240
|
Tarih: Pr Ekm 30, 2008 10:45 pm Mesaj konusu: |
|
|
Yanmayan hýrka
Hazret-i Mevlânâ
"kuddise sirruh"
zamanýnda "Kýrk râhip" Konya'ya gelir,
Þu Mevlânâ'ya haddini bildirelim,
derler.
"Kýrk sual" seçmiþlerdir Ýslâmiyetten.
Güya imtihan edeceklerdir bu
büyük Velî'yi.
Yola çýkar ve Hazret-i Mevlânâ'nýn dergâhýna yönelirler.
Bu sualleri cevaplamasý imkânsýz,
derler.
Derken bir fýrýnýn önünde âniden
karþýlaþýrlar kendisiyle.
Ne diyeceklerini þaþýrýr;
Eee þeyy, sizi ziyarete geliyorduk,
derler.
Büyük Velî;
Hoþgeldiniz, Niyetinizi biliyorum,
Haydi sorun suallerinizi!
buyurur.
Ayak üstü sorarlar:
Kâfir de, Müslüman da Cehennemden geçecek,
diyorsunuz. Müslümanlar da Cehennemden
geçecekse, Ýslâmýn üstünlüðü
nasýl belli olacak?
Hazret-i Mevlânâ;
Ateþ, Müslümanlarý yakmayacak,
buyurur.
Rahipler;
Hayýr, öyle þey olmaz,
derler.
Ýsterseniz deneyelim.
Nasýl?
Ýþte fýrýn. Çýkarýn gömleklerinizi.
Çýkarýrlar.
Hazret-i Mevlânâ, onlarýn gömleklerini bir araya toplayýp,
üzerlerine "Kendi hýrkasýný" sarar
ve fýrýna atar.
Az sonra çýkarýp, birlikte bakarlar.
Hazret-i Mevlânâ'nýn hýrkasýnda yanýktan iz bile yokken,
içindeki "Gömleklerin" hepsi
yanmýþtýr.
Bunu, gözleriyle görüp, hepsi insafa gelir.
Kýrký da "Îman" ile þereflenir. |
|