Muhammethoca
Kayt: 02 Ksm 2006
Mesajlar: 199
|
 Tarih: Cum ub 15, 2008 4:51 am Mesaj konusu: |
 |
|
ÝSLAM VE KADIN
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Allah insaný en güzel bir þekilde yaratmýþtýr. Kur’an-ý Kerim’de insanýn bir erkek ve bir kadýndan yaratýldýðý ve insanlar arasýnda takvadan baþka üstünlük vesilesi olamayacaðý ifade edilmiþtir.
Ýslam kadýný tek baþýna bir birey olarak görür. Týpký bir erkek gibi o da Allah’ýn emirlerine muhataptýr. Yaptýðý iyilik ve kötülüklerin mükâfat ve cezasýný görecektir. Kur’an-ý Kerim’de belirtildiði üzere erkeklere de kadýnlara da kazandýklarýndan bir pay vardýr.
Kadýn, insanlýðýn anasýdýr. Ýnsanlarýn dünyaya gelmesine vesile olan anne, çocuðunu bin bir türlü zahmetlere katlanarak taþýr. Dünyaya getirdikten sonra gecesini gündüzüne katarak þefkatle büyütür. Ýþte annelerin bu büyük fedakârlýklarý nedeniyle Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Cennet annelerin ayaklarý altýndadýr.” buyurmuþtur. Dinimize göre annenin hakký babadan üç kat daha fazladýr.
Deðerli Mü’minler!
Kadýn, hayatýn zorluklarýnýn, üzüntü ve kederlerinin; mutluluk ve sevinçlerinin paylaþýldýðý hayat arkadaþýdýr. Rabbimiz Kur’an’da bu durumu þöyle anlatýyor: “Ýçinizden kendileriyle huzura kavuþacaðýnýz eþler yaratýp, aranýzda sevgi ve rahmet var etmesi Allah’ýn (varlýðýnýn ve kudretinin) delillerindendir. Þüphesiz bunda düþünen bir toplum için dersler vardýr.” Peygamberimiz(s.a.v) veda hutbesinde kadýnlarýn haklarýna riayet edilmesini özellikle vurgulamýþ, bir Hadis-i Þerif’te de “Sizin en hayýrlýnýz kadýnlarýnýza iyi davranan- larýnýzdýr.”buyurmuþtur. Kur’an-ý Kerim’de Rabbimiz kadýnlarla iyi geçinmeyi emretmiþtir.
07.03.2008
Evlat olarak kýz çocuklarýný erkek çocuklarýndan daha deðersiz gören yanlýþ anlayýþlarýn kýsmen devam ettiði acý bir gerçektir. Kýz olsun erkek olsun evlat, Allah’ýn insana verdiði bir nimettir. Ýslam insanlýða kýz çocuklarýnýn da en az erkek çocuklarý kadar deðerli olduðunu öðretmiþtir. Peygamberimiz(s.a.v) “Her kim kýz çocuklarý yüzünden bir sýkýntýya uðrar da onlara iyi bakarsa bu çocuklar onu cehennem ateþinden koruyan bir siper olur.” buyurmuþtur.
Deðerli Mü’minler!
Hz. Peygamber(s.a.v) kadýnlarýn eðitim ve öðretimine çok önem vermiþtir. O dönemde kadýnlar, beþ vakit namazda mescide gelip cemaate katýldýklarý için Hz. Peygamber’in tavsiye ve öðütlerinden her zaman faydalanmýþlar, Ayrýca Efendimiz(s.a.v) haftanýn bir gününü kadýnlara tahsis ederek onlarýn sorularýný cevaplamýþ ve çeþitli konularda onlarý bilgilendirmiþtir.
Peygamberimiz(s.a.v), kadýnlarýn okuma-yazma öðrenmelerini teþvik etmiþ, “Ýlim öðrenmek kadýn, erkek her Müslümana farzdýr” buyurarak kadýnlara da ilim öðrenmelerini emretmiþtir.
Ýlim öðrenip öðretme konusunda Hz. Peygamberin ailesi Müslüman hanýmlara örnektir. Sahabeler öðrenmek istedikleri konularý onlara sormuþ, onlardan öðrenmiþtir.
Her konuda olduðu gibi bu konuda da Efendimiz (s.a.v) örnek alýnarak, dünyevi ve uhrevi tüm konularda kýz çocuklarýnýn eðitimi ihmal edilmemelidir.
Unutmayalým ki kadýnýn eðitilmesi ayný zamanda bir ailenin eðitilmesine sebep olacaðý için bütün toplumun kurtulmasýna vesile olacaktýr. Sözlerimi, hutbenin baþýnda okuduðum ayet-i kerimenin mealiyle bitiriyorum:
“Erkek veya kadýndan her kim inanarak iyi iþlerden bir iþ yaparsa, iþte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksýzlýða uðratýlmazlar.”
GENÇLÝÐÝN ÖNEMÝ
Muhterem Müslümanlar!
Mensubu bulunduðumuz dinimiz Ýslâm'ýn ulvi gayesi: Ýnsan varlýðýný dünya ve ahret huzuruna kavuþturmaktýr. Bu nedenle Allah'a iman ve itaatten tutun da insan ve hayvanlara varýncaya kadar gösterilen sevgi ve merhamette bu mutlu hedef vardýr. Allah, en güzel ve en mükemmel biçimde yarattýðý ve sevdiði insaný yeryüzünde kendisinin þahidi kýlmýþtýr. Bu insan varlýðýna o kadar önem vermiþ ki bu yetmemiþ gibi her þeyi onun emrine vermiþ, her þey ona hizmet etmeye baþlamýþtýr. Ýþte, bu yüce varlýðýn bir ciðerparesi, dünyasýnýn süsü var. Genç, Allah'a teslimiyetle madde ve manalarýný her çeþit hastalýktan koruyup, temiz yaþantýlarýný muhafaza ederek gönlünü Allah'a baðlamýþ, sýhhatli vücuttan, yýlmayan azimleri ile Allah ve Rasûlü'nün takdir ve övgüsüne mazhar olmuþ gençler..
Çiftçinin ekip yetiþtirdiði mahsulü, gelen yýl için ne kadar lüzumlu ise, fabrikalarýn depo edilen hammaddesi o fabrika için ne kadar önemli ise, ordunun yedek harp malzemesi ne kadar mühim ise, milletlerin hayatiyetleri ve gelecekleri için de gençlik o kadar mühim ve deðerlidir. Zira genç, günlerin sabahý mevsimlerin baharý, cemiyetin fidaný, ve yarýnlarýn ümididir.
Genç, tertemiz kalbi, sýhhatli vücudu, taptaze dünyasý ile dolmaya hazýr bir beyin, yapým ve yaptýrým gücü dolu bir potansiyel, hayat ve enerji dolu bir barajdýr... Genç, iki büyük deðerin (boþ vakit ve beden saðlýðýnýn) sultaný, Allah'ýn müstesna bir emaneti. Kötü niyet ve emeller için amansýz bir silah, iyi idealler için ölümsüz bir istikbal, ve milletlerin geleceðini cennet veya cehenneme çevirecek bir varlýk.
Baþýmýzý iki elimiz arasýna alýp, geçmiþi, hali ve geleceði düþünerek, durum muhakemesi yapalým. Helak olan kavimler kurtulan toplumlar, boðuþan kabileler, ölen ve öldürülen insanlar, vicdaný kaybolmuþ zalimler, ilerleyen, yükselen devletler, kýtalara hükmeden milletler. Buna mukabil düþen þaþýran, bozulan, daðýlan,
boðuþan insanlarý tekrar kurtuluþa davet eden, huzura kavuþturan Peygamberler.
Aziz Müslümanlar!
Gençliðin, Allah'ýn tüm insanlara yaptýðý þu çaðrýya ihtiyacý var: "Ey insanlar, gerçekten size Rabb'ýnýzdan Ýslâm Dini ile Peygamber geldi. Hakkýnýzda hayýr olmasý için hemen ona iman edin." Bu öyle bir iman ki, þerrin hiç birine fýrsat vermeyen, insan hayatýný iflastan kurtaran bir iman. Tefrika, nefret ve intikamý yok eden bir hayýr. Þirk dünyasý her çeþit vahþetten bu imanla kurtulmuþ, bu hayýrla meleklerin bile hayal ettiði mertebeye yükselmiþlerdir. Boðuþmalar, çekiþmeler, öldürmeler, fuhuþ bu imanla son bulmuþ, gelen peygamberlerin hepsi insanlarý bu imana, ibadet ve hayra davet etmiþlerdir.
Neden iman ve ibadet? Çünkü insanýn en önemli tarafý ruh cephesidir. Beden ruhun dünyadaki vasýtasýdýr. Bu ruhtaki açlýk, susuzluk, boþluk baþka hiç bir þeyle doyurulamaz. Öyle buyuruyor Allah (c.c):" dikkat edin kalpler ancak Allah'ý anmakla huzura kavuþur."
Muhterem Kardeþlerim!
Öyle ise onlarý ve teslim ettiðimiz elleri çok iyi tanýmalý ve takip etmeliyiz. Aksi halde, millî ve dinî ahlâk sistemleri tahrif edilir, yanlýþ programlanýr, yer yer kasýtlý telkinlere tabi tutulur ve deðer ölçüleri tahrip edilirse misalleri geçmiþte görüldüðü gibi ülkelerin baþýna örgütlendirilmiþ anarþizm ve terörizm denen kara bulutlar çöker, huzur ve güven kalmaz. Böylece büyük ihmal ve gafletimiz yarýnki çocuklarýmýzýn ölüm fermaný olur. Ýþte bu “kendi ellerimizle kendimizi tehlikeye atmamýz”, çocuklarýmýzýn iflasý, ellerimizle yaptýklarýmýzýn cezasý olur. Halbuki Allah’u Tealâ “kendimizi ve çoluk çocuðumuzu yakýtý insanlarla taþlar olan ateþten korumamýzý istemiþtir.”
Gençliðimize Allah Rasûlü'nün gösterdiði istikamette yön vermeliyiz. O zaman genç, gençliðini dinine milletine hizmet ve itaata adayan olgun bir genç olur. Her türlü takdir ve övgünün üzerinde bir kiþiliðe sahip bulunur. Ýþte o zaman yýkan, bozan deðil: yapan, onaran birleþtiren, yücelten bir genç, çiðnemeyen ve çiðnetmeyen bir delikanlý olur.
22.02.2008
TEVBE VE ÞARTLARI
قُلْ يَا عِبَادِىَ الَّذينَ اَسْرَفُوا عَلى اَنْفُسِهِمْ لاتَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّهِ اِنَّ اللّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَميعًا اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحيمُ
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Allah, insaný hem iyilik hem de kötülük iþlemeye elveriþli bir kabiliyette yaratmýþtýr. Ýnsanoðlu, bazen aklým ve iradesin! kullanarak, dinimizin emrettiði ve hoþ gördüðü iþleri yaparken, bazen de nefsinin ve duygularýnýn etkisinde kalarak aksi davranýþlarda bulunur. Bu durumda yapýlmasý gereken þey, iþlenen günahtan dolayý piþman olmak, Yüce Rabbimize tövbe etmektir.
Günahlar, insanýn manevi dünyasýný karartan birer lekedir. Ýstiðfar ise bu lekeleri temizleyen su ve sabun gibidir. Ýstiðfarla bu lekeler temizlenmezse gitgide insanýn içini kaplar, insan ruhu temizlik ve ulviyete karþý hissiz hale gelir. Ýþte, günah kirlerinden temizlenmek için baþvurulacak çare teybedir.
Kul haklarýnýn dýþýnda, Allah'a karþý iþlenmiþ günahýn tövbesi üç þarta baðlýdýr.
1- Günahtan tamamen vazgeçmek,
2- Yaptýðýna piþman olmak,
3- Ve bir daha ayný günahý iþlememek.
Eðer içinde kul hakký bulunan bir kötülük iþlenmiþse onun hakkýný ödemek, helalleþmek de gerekir.
Allah'a, Peygambere, Ahiret gününe ve Ýslam'ýn emrettiði diðer hususlara inanan bir kiþi, iþlediði günahlardan dolayý kesinlikle ümitsizliðe kapýlmamalý ve ilahi rahmetten ümidi kesmemelidir. Çünkü Kur'an-ý Kerim'de þöyle buyrulur:
"Ey Muhammed, de ki; Ey kendilerine kötülük edip aþýn giden kullarým! Allah'ýn rahmetinden ümidiniz! kesmeyin. Doðrusu Allah, günahlarýn hepsini baðýþlar. Çünkü O, baðýþlayandýr. Merhametlidir."[1]
Bundan dolayý, günahkar kiþi iþlediði günahlarýn büyüklüðüne deðil, Cenab-ý Hakk'ýn rahmetinin geniþliðine bakmalýdýr.
"Allah þüphesiz daima tövbe edenleri sever."[2]
"Onlar fena bir þey yaptýklarýnda veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ý anarlar.
Günahlarýnýn baðýþlanmasýn) dilerler. Zaten günahtan Allah'tan baþka kim baðýþlayabilir? Ve onlar, bile bile yaptýklarýnda ýsrar etmezler."[3]
"Allah'tan maðfiret dite, Allah baðýþlar ve merhamet eder."[4]
Dinimiz, tövbe ve istiðfarý, Allah ile kul arasýnda gerçekleþen bir olay olarak görür. Müslüman tövbe ve baðýþlanma dilerken, baþka bir yardýmcýya ve aracýya gerek duymadan görevin! yerine getirebilir. Allah'ýn biz kullarýna açmýþ olduðu tövbe kapýsýný sýk sýk çalmalý, baðýþlanma dilemeli ve gerçek huzurun bunda olduðunu bilmeliyiz.
Sevgili Peygamberimiz, bizlerin tövbe etmesinden dolayý Rabbimizin sevincinin ýssýz çölde devemizi kaybedip de tekrar bulduðumuzdaki sevincimizden daha fazla olduðunu haber vermektedir.[5]
Muhterem Mü'minler!
Yaptýðýmýz bu kadar günah ve isyana raðmen, bu kadar kolaylýklar ve müjdeler veren yüce Allah'a karþý, nasýl tövbe etmeyelim, nasýl günahlarýmýzdan temizlenmeyi ondan istemeyelim? Fahr-i Cihan Efendimiz dahi, "Ben günde yetmiþ kere Rabbime istiðfar ederim"[6] demiþtir. Kul, tövbe ve istiðfar ile Rabbine yönelince, Allah'ýn rahmet deryasý coþar, o kulun, günahým yýkar, temizler, kulun gözünden akan bir damla piþmanlýk yaþý üzerine, ilahi rahmet yaðmurlarým yaðdýrýr, kalpteki çeri, çöpü temizler, giderir. Demek ki tövbe ve istiðfar, kul için bizatihi rahmettir. Tövbe ve istiðfar, insan ruhunu sýkýntýlardan kurtaran bir ilaçtýr.
Önemli olan, can boðaza gelmeden önce, Yüce Allah'ýn rahmet kapýlarýndan gereði kadar faydalanmalý ve tövbemizi geciktirmemeliyiz.
[1] Zümer 53
[2] Bakara: 222
[3] Al-i Ýmran:135
[4] Nisa: 106
[5] Riyazüs Salihin,C.1, S. 19
[6] Riyazüs Salihin, C.3,S.387
15.02.2008
VEDA HUTBESÝ VE ÖNEMÝ
الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِيناً
Muhterem Müminler!
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), hicretin 10. yýlýnda vefatýna az bir süre kala ilk ve son haccýný yapmýþ, bu sebepten dolayý bu hacca Veda Haccý denilmiþtir. Bu hac esnasýnda Arafat Meydaný’nda Peygamberimiz tarafýndan 120 binden fazla Sahabeye irad olunan hutbeye de Veda Hutbesi adý verilmiþtir. Aradan 15 asýr geçmesine raðmen bu hutbe, hala önemini ve canlýlýðýný korumakta ve tüm insanlýða bir ýþýk ve bir çözüm sunmaktadýr. Bu hutbe metni baþtan sona tahlil edildiði zaman görülecektir ki, verilen mesajlar, dikkat çekilen konular ve yapýlan uyarýlar çaðlar üstü bir niteliðe sahiptir
Deðerli Müminler!
Peygamberimiz (sav), daha hutbenin baþýnda ümmetine veda mahiyetinde; “Ey Ýnsanlar! Sözümü iyi dinleyiniz, bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha beraber olamayacaðým” buyurarak, kýyamete kadar yaþayacak olan bütün insanlar için gerekli ve geçerli olacak evrensel insan haklarý ile ilgili temel konulara temas etmiþtir.
Muhterem Müslümanlar!
Günümüz insanlarý olarak, dünyaya ve dünyalýk olan þeylere çok önem vermeye baþladýk. Rahat yaþamak, yemek, içmek, giymek, eðlenmek, lüks ve konforlu bir hayata sahip olmak hepimizin en baþta gelen hedefi haline gelmiþtir. Doðrusu ölüm ve ötesini, cenneti- cehennemi unuttuk ya da ihmal etmeye baþladýk. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav): “Ashabým, yarýn rabbinize kavuþacaksýnýz. Bugünkü her hal ve hareketinizden mutlaka sorguya çekileceksiniz. Sakýn benden sonra eski sapýklýklara dönüp de, birbirinizin boynunu vurmayýnýz” diyerek; ölümü,ve ahiretteki hesabý daima göz önünde bulundurmamýz gerektiðini bildirmiþtir.
Muhterem Cemaat!
Günümüzde bazý insanlar, haksýz yere bazý ülkeleri iþgal etmekte, halklarý öldürmekte, kanlarýný oluk oluk akýtmakta, doðal zenginlikleri ellerinden alýnmakta, çocuklarý
annesiz ve babasýz yaþamaya mahkûm býrakýlmaktadýrlar. Peygamberimiz (sav): “Ey Ýnsanlar! Mekke nasýl mukaddes bir þehir ise canlarýnýz, mallarýnýz, namus ve þerefiniz de öylece mukaddestir. Her türlü tecavüzden korunmuþtur” buyurarak; can, mal, ýrz ve namus güvenliðinin teminat altýna alýndýðýný, haksýz yere insan öldürmeyi, kan davasý gütmeyi, hýrsýzlýk yapmayý, zina etmeyi ve baþkasýna haksýzlýk etmenin yasak olduðunu ilan etmiþtir.
Muhterem Cemaat!
Asýrlar geçmesine raðmen kadýnlar ile erkekler arasýndaki sorunlar çözülememiþ, hala kadýnlara kötü davranýlmakta, þiddet uygulanmakta, namuslarý kirletilmektedir. Hâlbuki Peygamber (sav): ”Ey Ýnsanlar! Kadýnlarýn haklarýný gözetmenizi ve bu konuda Allah’tan korkmanýzý size tavsiye ederim. Siz, kadýnlarý Allah’ýn emaneti olarak aldýnýz. Onlarýn namuslarýný, Allah adýna söz vererek helal edindiniz. Sizin kadýnlar üzerinde hakkýnýz, onlarýn da sizin üzerinizde haklarý vardýr” buyurarak, kadýnlara iyi davranmamýz gerektiðini bildirmiþtir.
Deðerli Müslümanlar!
Peygamberimiz (sav):Yine Veda hutbesinde “ Ey Müminler! Sözümü iyi dinleyiniz ve belleyiniz. Rabbiniz birdir, babanýz da birdir. Hepiniz Adem’densiniz, Adem de topraktandýr. Hiç kimsenin baþkalarý üzerinde soy sop üstünlüðü yoktur. Üstünlük ancak Allah’tan korkmaktadýr. Allah katýnda en kýymetliniz, O’ndan en çok korkanýnýzdýr” buyurarak, Ýnsanlarýn birbirlerine karþý soy, dil- renk, sosyal statü farklýlýðýna dayalý üstünlük iddiasýnda bulunmalarýnýn yanlýþ olduðunu bildirmiþtir.
Muhterem Cemaat!
Veda Hutbesinde böyle temel konularýn iþlendiði bir ortamda Allah’tan þu ayet nazil oldu:” Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladým ve size din olarak Ýslam’ý seçtim.”Buyurmuþtur (Maide-3) . Peygamber (sav) Efendimiz, veda hutbesi’nde daha baþka önemli konular üzerinde de durmuþ” Kimin yanýnda bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin buyurmuþtur.Peygamber Efendimizin þu vasiyetini hatýrlatarak hutbeme son vermek istiyorum. ”Ey Müminler! Size iki emanet býrakýyorum, onlara sýmsýký sarýlýrsanýz yolunuzu hiç þaþýrmaz, sapýtmazsýnýz. Bu emanetler; Allah’ýn kitabý Kur’an ve O’nun peygamberinin sünnetidir”
En son Muhammethoca tarafndan Cum Mar 07, 2008 8:50 am tarihinde deitirildi, toplam 1 kere deitirildi |
|
