Günün Hadis-i Serifi
Sayfaya git nceki  1, 2, 3 ... 19, 20, 21 ... 25, 26, 27  Sonraki  


nceki balk :: Sonraki balk  
Yazar Mesaj
meryem sahin



Kayt: 13 Nis 2008
Mesajlar: 73

MesajTarih: Cum ub 20, 2009 9:58 am    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Kýyamet gününde Adem oðlu,bu dört þeyden sorguya çekilmedikçe yerinden ayrýlamaz;
1. Ömrünü nerede ve ne suretle harcadðýndan,
2. Yapdýðý iþleri ne maksatla yapdýðýndan,
3. Malýný nereden kazandýðýndan ve nerelere sarfetdiðinden,
4. Vucudunu, sýhatini nerde ve ne suretle yýpratdýðýndan.
_________________
ilim ilim bilmekdir ilim kendini bilmekdir
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder E-posta gnder
Zahide



Kayt: 09 May 2008
Mesajlar: 165
Konum: Van

MesajTarih: Cum ub 20, 2009 11:21 am    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Allah bu dini zatý için özel olarak seçmiþtir.Dininize ancak cömertlik ve güzel ahlak yakýþýr.Dikkat edin!Dindarlýðýnýzý bu iki nitelikle süsleyin. Hadis (Taberani)
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder
holasides



Kayt: 01 Hzr 2006
Mesajlar: 299

MesajTarih: Cum ub 20, 2009 7:56 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Kiþi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracaðýna dikkat etsin.
Ebu Davud, Edeb 19, (4833); Tirmizi, Zühd 45, (2379)
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder AIM Adresi MSN Messenger
meryem sahin



Kayt: 13 Nis 2008
Mesajlar: 73

MesajTarih: Cmt ub 21, 2009 11:11 am    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Resulullah (sav) buyurdular ki: Bahtiyar, fitneden kacýnan kimse ile, belalarla karþýlaþýnca sabreden kimsedir. Ne mutlu ona!
_________________
ilim ilim bilmekdir ilim kendini bilmekdir
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder E-posta gnder
humeyra sahin



Kayt: 24 Ksm 2008
Mesajlar: 27

MesajTarih: Cmt ub 21, 2009 2:39 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Kýyamete yakýn müslümanlar içinde en az bulunacak þey;Helal para ile kendisine güvenilecek arkadaþtýr.
_________________
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder
hasan__yuce



Kayt: 28 Hzr 2007
Mesajlar: 84

MesajTarih: Cmt ub 21, 2009 3:57 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Allah bir kapýyý kaparsa bin kapýyý açar
Susan, kurtulmuþtur.
Ýman iki eþit parçadýr. Yarýsý sabýr, yarýsý þükürdür.
Kuran yedi nüans üzerine indirildi. Onun hiçbir harfi yoktur ki, bir hiç zahir, bir de batýn mana taþýmasýn. Ebu Talip’in oðlu Ali’de bu zahir ve batýna ait ilim mevcuttur.
Sonradan özür dilemeyi gerektiren þeyleri yapmaktan kaçýnýnýz.
Haset, ateþ nasýl odunu yer yutarsa iyilikleri yer yutar, mahveder.
Mazlumun bedduasýndan sakýnýnýz. O dua ile Allah arasýnda perde yoktur.
Dostlukta da düþmanlýkta da aþýrýya kaçmayýn.
Bir gün birisiyle dost olduðunuzda, yarýn onun bir düþman olabileceðini unutmayýn.
Ýnsanlara akýllarý ölçüsünde söz söyleyiniz.
Ýnsanlarýn en hayýrlýsý, ahlaký en güzel olanýdýr.
Ýnsan dilinin altýnda gizlidir.
Baþkalarýnýn kusurlarýndan bahsetmek istediðin vakit, kendi kusurlarýný hatýrla. O zaman baþkalarýnýn kusurlarýyla alakadar olmaya hakkýn olmadýðýný hatýrlarsýn.
Kabrimi ziyareti bayrama çevirmeyin.
Münafýklýðýn alameti üçtür : Konuþtuðu zaman yalan söyler, vaat ettiði zaman sözünde durmaz, emanete hýyanet eder.
Bir insanýn gerçek zenginliði, onun bu dünyada yaptýðý iyilikleridir.
Kim bir kardeþini, bir günah sebebi ile ayýplarsa, o günahý iþlemedikçe o kimse ölmez.
Evlat kokusu cennet kokusudur.
Utanmak güzeldir ama kadýnlarda olursa daha da güzel olur.
Bilgisizler içinde bir bilgili, ölüler içinde bir diridir.
Sakýn kendisine verdiðin kýymeti sana vermeyenle arkadaþ olma.
Babalarýnýza iyilik edin ki, oðullarýnýz da size iyilik etsin.
Siz kendiniz namuslu olun ki, kadýnlarýnýz da namuslu olsunlar.
Bela insanýn diline baðlýdýr. Bir kimse bir þeyi yapmam dedi mi, þeytan her iþini býrakýp onu yaptýrana kadar uðraþýr.
Zengin, çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir.
Bir baba, çocuðuna güzel terbiyeden daha iyi miras býrakamaz.
Cahiller cesur olurlar.
Ýyilik yap ehli olana da, olmayana da, ehline isabet ederse yerini bulur. Etmez ise ehli sen olursun.
Sana emanet edilen þeyi iyi sakla, birinin hýyanetine uðradýðýn zaman hoþ gör ve hýyanete hýyanetlikle karþýlýk verme.
En büyük düþmanýn, iki kaburga kemiðinin arasýnda olan düþmandýr.
Erdemin en büyüðü, seninle iliþkilerini kesene iyilik etmen, senden esirgeyene vermen, sana kötülük edeni baðýþlayýp, dost elini uzatmandýr.
Bir anlýk tefekkür, bin yýl ibadetten hayýrlýdýr.
Þeref, edep iledir. Soy ile deðildir.
Uyku, ölümün kardeþidir
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder Yazarn web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
hasan__yuce



Kayt: 28 Hzr 2007
Mesajlar: 84

MesajTarih: Cmt ub 21, 2009 3:59 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Hz. Muhammed’in Sözleri

Ýman iki eþit parçadýr. Yarýsý sabýr, yarýsý þükürdür.

Hz. Muhammed

Kuran yedi nüans üzerine indirildi. Onun hiçbir harfi yoktur ki, bir hiç zahir, bir de batýn mana taþýmasýn. Ebu Talip’in oðlu Ali’de bu zahir ve batýna ait ilim mevcuttur.

Hz. Muhammed

Sonradan özür dilemeyi gerektiren þeyleri yapmaktan kaçýnýnýz.

Hz. Muhammed

Haset, ateþ nasýl odunu yer yutarsa iyilikleri yer yutar, mahveder.

Hz. Muhammed

Mazlumun bedduasýndan sakýnýnýz. O dua ile Allah arasýnda perde yoktur.

Hz. Muhammed

Dostlukta da düþmanlýkta da aþýrýya kaçmayýn.

Hz. Muhammed

Bir gün birisiyle dost olduðunuzda, yarýn onun bir düþman olabileceðini unutmayýn.

Hz. Muhammed

Ýnsanlara akýllarý ölçüsünde söz söyleyiniz.

Hz. Muhammed

Ýnsanlarýn en hayýrlýsý, ahlaký en güzel olanýdýr.

Hz. Muhammed

Ýnsan dilinin altýnda gizlidir.

Hz. Muhammed

Baþkalarýnýn kusurlarýndan bahsetmek istediðin vakit, kendi kusurlarýný hatýrla. O zaman baþkalarýnýn kusurlarýyla alakadar olmaya hakkýn olmadýðýný hatýrlarsýn.

Hz. Muhammed

Kabrimi ziyareti bayrama çevirmeyin.

Hz. Muhammed

Münafýklýðýn alameti üçtür : Konuþtuðu zaman yalan söyler, vaat ettiði zaman sözünde durmaz, emanete hýyanet eder.

Hz. Muhammed

Bir insanýn gerçek zenginliði, onun bu dünyada yaptýðý iyilikleridir.

Hz. Muhammed

Kim bir kardeþini, bir günah sebebi ile ayýplarsa, o günahý iþlemedikçe o kimse ölmez.

Hz. Muhammed

Evlat kokusu cennet kokusudur.

Hz. Muhammed

Utanmak güzeldir ama kadýnlarda olursa daha da güzel olur.

Hz. Muhammed

Bilgisizler içinde bir bilgili, ölüler içinde bir diridir.

Hz. Muhammed

Sakývermeyen kendisine verdiðin kýymeti sana nle arkadaþ olma.

Hz. Muhammed

Babalarýnýza iyilik edin ki, oðullarýnýz da size iyilik etsin.

Hz. Muhammed

Siz kendiniz namuslu olun ki, kadýnlarýnýz da namuslu olsunlar.

Hz. Muhammed

Bela insanýn diline baðlýdýr. Bir kimse bir þeyi “yapmam” dedi mi, þeytan her iþini býrakýp onu yaptýrana kadar uðraþýr.

Hz. Muhammed

Zengin, çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir.

Hz. Muhammed

Bir baba, çocuðuna güzel terbiyeden daha iyi miras býrakamaz.

Hz. Muhammed

Cahiller cesur olurlar.

Hz. Muhammed

Ýyilik yap ehli olana da, olmayana da, ehline isabet ederse yerini bulur. Etmez ise ehli sen olursun.

Hz. Muhammed

Sana emanet edilen þeyi iyi sakla, birinin hýyanetine uðradýðýn zaman hoþ gör ve hýyanete hýyanetlikle karþýlýk verme.

Hz. Muhammed

En büyük düþmanýn, iki kaburga kemiðinin arasýnda olan düþmandýr.

Hz. Muhammed

Erdemin en büyüðü, seninle iliþkilerini kesene iyilik etmen, senden esirgeyene vermen, sana kötülük edeni baðýþlayýp, dost elini uzatmandýr.

Hz. Muhammed

Bir anlýk tefekkür, bin yýl ibadetten hayýrlýdýr.

Hz. Muhammed

Þeref, edep iledir. Soy ile deðildir.

Hz. Muhammed
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder Yazarn web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
Zahide



Kayt: 09 May 2008
Mesajlar: 165
Konum: Van

MesajTarih: Pzr ub 22, 2009 12:20 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

''Sizin þu soyunuz, sopunuz kimseye üztünlük ve kibir taslamya vesileolacak þey deðildir.(Ey insanlar)! Hepiniz Adem' in çocuklarýsýnýz.Hepiniz bir ölçek içindeki birbirine müsavi buðday taneleri gibisiniz...Halbuki,hiç kimsenin kimseye din ve takva müstesna üstünlüðü yoktur. Kiþiye kötü olmasý için;baþkalrýný yermesi, küçük görmesi, cimri, kötü huylu,had ve hududu aþmýþ olmasý yeter.''
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder
meryem sahin



Kayt: 13 Nis 2008
Mesajlar: 73

MesajTarih: Pzr ub 22, 2009 1:07 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Bir insanýn gercek zenginliði,onun bu dünyada yaptýðý iyiliklerdir
_________________
ilim ilim bilmekdir ilim kendini bilmekdir
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder E-posta gnder
hasan__yuce



Kayt: 28 Hzr 2007
Mesajlar: 84

MesajTarih: Pzr ub 22, 2009 3:18 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Mazlumun bedduasýndan sakýnýnýz. O dua ile Allah arasýnda perde yoktur
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder Yazarn web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
hasan__yuce



Kayt: 28 Hzr 2007
Mesajlar: 84

MesajTarih: Pzr ub 22, 2009 3:19 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Resulullah (sav) "Allah'tan hakkýyla haya edin!" buyurdular. Biz: "Ey Allah'ýn Resulü, elhamdülillah, biz Allah'tan haya ediyoruz" dedik. Ancak O, þu açýklamayý yaptý: "Söylemek istediðim bu (sizin anladýðýnýz haya) deðil. Allah'tan hakkýyla haya etmek, baþý ve onun taþýdýklarýný, batni ve onun ihtiva ettiklerini muhafaza etmen, ölümü ve toprakta çürümeyi hatýrlamandýr. Kim ahireti dilerse dünya hayatýnýn zinetini terketmeli, ahireti bu hayata tercih etmelidir. Kim bu söylenenleri yerine getirirse, Allah'tan hakkýyla haya etmiþ olur."
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder Yazarn web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
hasan__yuce



Kayt: 28 Hzr 2007
Mesajlar: 84

MesajTarih: Pzr ub 22, 2009 3:21 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Allah bir kapýyý kaparsa bin kapýyý açar
Susan, kurtulmuþtur.
Ýman iki eþit parçadýr. Yarýsý sabýr, yarýsý þükürdür.
Kuran yedi nüans üzerine indirildi. Onun hiçbir harfi yoktur ki, bir hiç zahir, bir de batýn mana taþýmasýn. Ebu Talip’in oðlu Ali’de bu zahir ve batýna ait ilim mevcuttur.
Sonradan özür dilemeyi gerektiren þeyleri yapmaktan kaçýnýnýz.
Haset, ateþ nasýl odunu yer yutarsa iyilikleri yer yutar, mahveder.
Mazlumun bedduasýndan sakýnýnýz. O dua ile Allah arasýnda perde yoktur.
Dostlukta da düþmanlýkta da aþýrýya kaçmayýn.
Bir gün birisiyle dost olduðunuzda, yarýn onun bir düþman olabileceðini unutmayýn.
Ýnsanlara akýllarý ölçüsünde söz söyleyiniz.
Ýnsanlarýn en hayýrlýsý, ahlaký en güzel olanýdýr.
Ýnsan dilinin altýnda gizlidir.
Baþkalarýnýn kusurlarýndan bahsetmek istediðin vakit, kendi kusurlarýný hatýrla. O zaman baþkalarýnýn kusurlarýyla alakadar olmaya hakkýn olmadýðýný hatýrlarsýn.
Kabrimi ziyareti bayrama çevirmeyin.
Münafýklýðýn alameti üçtür : Konuþtuðu zaman yalan söyler, vaat ettiði zaman sözünde durmaz, emanete hýyanet eder.
Bir insanýn gerçek zenginliði, onun bu dünyada yaptýðý iyilikleridir.
Kim bir kardeþini, bir günah sebebi ile ayýplarsa, o günahý iþlemedikçe o kimse ölmez.
Evlat kokusu cennet kokusudur.
Utanmak güzeldir ama kadýnlarda olursa daha da güzel olur.
Bilgisizler içinde bir bilgili, ölüler içinde bir diridir.
Sakýn kendisine verdiðin kýymeti sana vermeyenle arkadaþ olma.
Babalarýnýza iyilik edin ki, oðullarýnýz da size iyilik etsin.
Siz kendiniz namuslu olun ki, kadýnlarýnýz da namuslu olsunlar.
Bela insanýn diline baðlýdýr. Bir kimse bir þeyi yapmam dedi mi, þeytan her iþini býrakýp onu yaptýrana kadar uðraþýr.
Zengin, çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir.
Bir baba, çocuðuna güzel terbiyeden daha iyi miras býrakamaz.
Cahiller cesur olurlar.
Ýyilik yap ehli olana da, olmayana da, ehline isabet ederse yerini bulur. Etmez ise ehli sen olursun.
Sana emanet edilen þeyi iyi sakla, birinin hýyanetine uðradýðýn zaman hoþ gör ve hýyanete hýyanetlikle karþýlýk verme.
En büyük düþmanýn, iki kaburga kemiðinin arasýnda olan düþmandýr.
Erdemin en büyüðü, seninle iliþkilerini kesene iyilik etmen, senden esirgeyene vermen, sana kötülük edeni baðýþlayýp, dost elini uzatmandýr.
Bir anlýk tefekkür, bin yýl ibadetten hayýrlýdýr.
Þeref, edep iledir. Soy ile deðildir.
Uyku, ölümün kardeþidir
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder Yazarn web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
hasan__yuce



Kayt: 28 Hzr 2007
Mesajlar: 84

MesajTarih: Pzr ub 22, 2009 3:31 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Susmak huylarýn efendisidir. (Hazret-i Muhammed )


Terazide güzel huydan daha aðýr gelen hiçbir þey yoktur. (Hazret-i Muhammed)

Onlara anladýklarý kadar söyleyin. (Hz. Muhammed )



Ýnsan dilinin altýnda gizlidir. (Hz. Muhammed)

Kalplerinizi çok yemek ve çok içmekle öldürmeyiniz. (Hz. Muhammed)


Þarap, kötülüklerin anasýdýr. (Hazret-i Muhammed)

Ateþ, nasýl odunu yer yutarsa, haset de iyilikleri yer yakar ve mahveder. (Hz. Muhammed)


Küçük çocuðu olan, onun hatýrý için çocuklaþsýn. (Hazret-i Muhammed)


Çin'de bile olsa bilgiyi arayýn, gidin, elde edin. (Muhammed Mustafa (s.a.v))



Az malýn hesabý daha azdýr. (Hazret-i Muhammed)


Nimete ulaþan herkes hasede uðrar. (Hz. Muhammed)
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder Yazarn web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
hasan__yuce



Kayt: 28 Hzr 2007
Mesajlar: 84

MesajTarih: Pzr ub 22, 2009 3:35 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Mescid-i Nebevi
"Benim þu mescidimde kýlýnan bir namaz, Mescid-i Haram haricinde diðer mescitlerde kýlýnan namazlardan bin kat hayýrlýdýr."
Hz. Muhammed (s.a.v.), Mekke’nin soylu Haþimoðullarý ailesinden gelir. ar:مك Hz.Ýbrahim'in MÖ 2000ler'de yerleþtirdiði Hanýmý Hacer ve Oðlu Ýsmail'in ertafýnda Ýnþa olunan Arabistan Yarýmadasýný'nýn Kýzýldeniz sahilleri'ne yakýn Kenti. MS 570ler'de Hz.Muhammed burada dünyaya geldi. 610'da Kur'an Alak Suresi ile bu Kent'te vahyolunmaya baþladý. 630'da Kent Müslümanlar'ýn denetimine geçti. 630'da Ünlü Veda Hutbesi bu Kent'te irad edildi. 1517-1917 arsýnda Mekke Osmanlý Yönetiminde kaldý.
...Detaylý bilgi için linke týklayýnýz.571 yýlýnda Mekke’de doðmuþtur. Annesinin adý
...Detaylý bilgi için linke týklayýnýz.Amine, babasýnýn adý Abdullah’ týr. Hz. Muhammed daha doðmadan babasý öldü. Yetiþtirilmesini dedesi yüreðinde korku olmayan
...Detaylý bilgi için linke týklayýnýz.Abdülmuttalip üzerine aldý ve torununa o zamana kadar kimseye verilmemiþ olan Muhammed adýný verdi. Mekke önde gelenlerinin çocuklarý, saf çöl arapçasý ve törelerini öðrenmeleri için genellikle dýþarýdan tutulan sütannelerle yetiþtirildiklerinden, Muhammed de ayný amaçla o sýralarda Mekke’ de bulunan Beni Sa’d kabilesinden Halime adlý bir kadýna teslim edildi. Muhammed’i ondan önce Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe emzirmiþti. Muhammed, beþ yaþýna kadar Halime’nin yanýnda kaldýktan sonra annesine döndü. Yakýnlarýnýn ve kocasýnýn mezarlarýný ziyaret etmek üzere Medine’ye giden annesi, Muhammed’i de yanýnda götürdü; ancak dönüþte yolda öldü. Cariyeleri Ümmü Eymen Muhammed’i Mekke’ye getirip dedesi Abdülmuttalip’e teslim etti. Dedesi, yetiþtirmesi için onu, oðlu Ebu Talip’e býraktý. Abdülmuttalip [[Ýslam]] peygamberi [[Hz. Muhammed]]'in (SAV)dedesinin adý.
...Detaylý bilgi için linke týklayýnýz.Ebu Talip ona çok iyi baktý. Hz. Muhammed’in anlattýðýna göre yengesi de kendisine çok iyi davrandý; çocuklarý aç olsalar bile önce onu doyurdu. Hz. Muhammed “O, benim annem gibiydi.” der.

Muhammed, dokuz yaþýndayken amcasý, ticaret yapmak için gittiði Suriye’ye onu da götürdü. Ýslam kaynaklarýnda, konakladýklarý Busra kasabasýnda bir rahibin, O’nun peygamber olacaðýný haber verdiði rivayetleri yer alýr. Muhammed on yedi yaþýndayken de amcasý Zübeyr ile Yemen’e gitti. Bu geziler, bilgi ve görgüsünü artýrmasýnýn yaný sýra ruhsal yapýsýnýn geliþmesinde de etkin rol oynadý. Bu arada da amcalarý ile birlikte Kureyþ ve Kays kabileleri arasýndaki Ficar Savaþý’na katýldý. Ticaretle olan ilgisi Hatice ile tanýþmasýna neden oldu ve onun sermayesi ile ticarete baþladý. Suriye’ye yaptýðý ilk seferde çok kazanç elde etti. Dürüstlüðü ile Hatice üzerinde iyi bir izlenim býraktý ve sonunda onunla evlendi. Evlendiklerinde Muhammed 25, Hatice ise 40 yaþýndaydý. Muhammed çevresinden gelen dinsel görüþ ve uygulamalarla ilgilenmedi. Kendisi, ayný dönemde herhangi bir puta tapmamakla birlikte, baþkalarýnýn tapýnmalarýna da karþý çýkmadý. Onun bu dönemdeki tutumu Kuran’da “...oysa, vahiyden önce, kitap nedir, iman nedir sen bilmezdin” (XLII, 52) ve “Tanrý seni yorulmuþ halde buldu ve doðru yola yönlendirdi.” (XCIII, 7) ifadeleriyle açýkça gösterilir. Bununla birlikte, gerek kendi ülkesinde, gerekse gezip gördüðü ülkelerdeki toplumlarda dinsel inanç ve ahlak bakýmýndan gözüne çarpan büyük çöküntü, sapkýnlýk ve bozulmalar, yaradýlýþý dolayýsýyla kendisini topluma yabancý kabul etmeyen ve onun her türlü derdini dert, sorununu sorun edinen Muhammed üzerinde çok derin izler býraktý ve onu bu konularda uzun uzun düþünmeye sürükledi. Nitekim, peygamber olmadan önce bu sorunlara çare bulmak amacýyla toplumdan uzaklaþýp Mekke’nin yaklaþýk 6 km kuzeyinde bulunan Hira daðýndaki bir maðaraya çekilmeyi ve ramazan ayýný burada geçirmeyi adet edindi. Bu maðaraya kaç yýl gidip geldiði bilinmemektedir. 40 yaþýndayken 610 yýlýnda, büyük bir olasýlýkla ramazan ayýnýn 26’sýný 27’sine baðlayan gece (Kadir gecesi), kendi toplumunun puta taparlýðý ile hristiyanlýk ve musevilik gibi, tek tanrýcý dinlerin de sapkýnlýklara uðradýðýný saptayýp bunlara ne gibi bir çare bulunabileceðini düþünürken, olaðanüstü bir ruhsal duruma ulaþtýðý sýrada Cebrail adlý melek geldi ve Hz. Muhammed’e “oku!” dedi. O da, “okumasýný bilmem, ne okuyayým?” dedi. Bunun üzerine Cebrail, Hz. Muhammed’i sýkarak, yine “oku!” dedi. Hz. Muhammed tekrar okumasý olmadýðýný söyleyince, Cebrail onu sararak ayný þekilde sýktý ve geri salarak “oku!” dedi. Hz. Muhammed’den ayný cevabý alýnca: “Ey Muhammed! Ýnsaný bir kan damlasýndan yaratan Rabbinin adýyla oku! Oku! Ýnsana bilmediðini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir.” Cebrail bunlarý söyledikten sonra gitti. Hz. Muhammed, dehþet içinde uyandý. Sanki kalbine bir kitap iþlenmiþti.

Bu þekilde Hz. Muhammed’e ilk vahiy gelmiþ, peygamberlikle görevlendirilmiþti. Cebrail’in getirdiði bu ilk ayetlerin ilahi tesirinde, dehþet ve hayrete düþmüþ olan Hz. Muhammed, hemen evine dönmek üzere yerinden kalktý. Vücudunu korku ve heyecan kaplamýþtý. Öyle bir havaya bürünmüþtü ki, bir an için: “Acaba cinler mi çarptý, acaba þair mi oluyorum?” diye aklýndan geçirdi. O anda Cebrail: “Ey Muhammed, sen Allah’ýn Resulüsün!” dedi. Hz. Muhammed maðaradan çýkmýþ, hafif adýmlar atýyordu. Her adým atýþýnda, binlerce ses: “Ey Muhammed selam olsun! Ya Resulullah, sana selam olsun!” diyordu. Her defasýnda geriye dönüyor, taþ ve aðaçlardan baþka bir þey göremiyordu. Daðýn ortasýnda yine Cebrail göründü. Ufuk ile sema arasýný kaplamýþtý. Hz. Muhammed, olduðu yerde durdu; ne bir adým ileriye ne de geriye atabiliyordu. Cebrail’in heybetine dalmýþtý. Cebrail konuþtu: “Sana selam olsun ey Muhammed! Sen Allah’ýn Resulüsün! O’nun peygamberisin!” Cebrail bu sözleri söyledikten sonra kayboldu. Hz. Muhammed, hala olduðu yerde duruyordu. Ona peygamberlik verilmiþti. Allah onu kendi Peygamberi, Resulü yani insanlara elçi olarak seçmiþti. Yoðun bir ruhsal gerilimin ardýndan, kesin olarak inandýðý bu gerçeði yakýnlarýna duyurmaya baþladý. Gelen bu ilk vahiy üzerine, peygamberliðini ilk olarak Hatice’ye bildirdi. Hatice de durumu akrabasý Varaka’ya açtý. Bir süre vahiy kesildi. Çok geçmeden, onu doðrudan doðruya göreve çaðýran “...Kalk, insanlara tuttuklarý yolun kötü olduðunu bildir, Rabbini ulu taný ve yüce tut. Üstünü dünya kir ve pasýndan temizle, putlarý terk et!” ayeti (LXXIV, 1-5) indi.

Hz. Muhammed’inÝislam dinine çaðrýsýna ilk uyan, eþi Hatice oldu. Onu amcasý Talip’in oðlu Ali, azatlý kölelerden Zeyd bin Harise ve Ebu Bekir izledi. Bir süre yine vahiy kesildikten sonra on bir ayetten oluþan Duha suresi (XCIII) indi. Bu surede, Tanrý’nýn Hz. Peygamber’i yalnýz býrakmadýðý, yetimken barýndýrdýðý, bu nedenle yoksullara yardým edilmesi ve iyi davranýlmasý gerektiði üzerinde duruldu. Bu dönemde islam dinini kabul edenlerin büyük bir çoðunluðu üst düzeyden, mal ve canlarýný vermekten çekinmeyen kiþiler olduklarý halde, dinlerini gizlemek zorunda kaldýlar. Belli bir süre sonra Hz. Peygamber önce akrabalarýný, ardýndan Safa tepesine çýkarak tüm Mekke halkýný açýktan açýða müslüman olmaya çaðýrdý. Ýlk müslümanlar çok aðýr hakaret ve iþkencelere katlanmak zorunda kaldýlar.

Hz. Muhammed’in halký müslüman olmaya çaðrýsý, bulunduklarý mevki ve ellerindeki güçleri yitirebilecekleri kaygýsýyla müþrikleri tedirgin etti. Kabe’den putlarýn kaldýrýlmasýnýn, ticareti engelleyeceði ve birtakým alýþkanlýklara son verileceði için büyük tepki ile karþýlandý. Bir bölük müslüman, kendilerine yapýlan iþkenceler artýnca Habeþistan’a (Etyopya) göç etmek zorunda kaldý. Ýki dalga halinde göç edenler, bir süre sonra Hz. Peygamber’in Mekkeli müþriklerle anlaþtýðý yolunda aldýklarý bir haber üzerine geri döndülerse de Mekke’ye geldiklerinde bunun doðru olmadýðýný öðrenince yeniden gittiler. Bu arada Ömer ve Hamza’nýn müslümanlýðý kabul etmeleri müslümanlarýn moral ve cesaretlerini artýrdý; Kabe’de açýkça namaz kýldýlar. Hz. Muhammed’in, amcasý Ebu Leheb dýþýndaki akrabalarýndan yardým görmesi ve Mekke önde gelenlerinden bazýlarýnýn müslüman olmalarý, müþriklerin tepkilerini daha da artýrdý. Hz. Peygamber, eþi Hatice ve amcasý Ebu Talip’in ölmeleri üzerine Mekkeliler’in müslüman olmalarý konusunda ümitsizliðe kapýlarak Taif’e yerleþmek istedi. Ancak burada tepki daha da büyük oldu ve Hz. Muhammed geri dönmek zorunda kaldý. Tüm bu olaylara karþýn, peygamberliðine olan inancý, düþüncelerini sürekli yaymasýný saðladý. Bu inancýndan cesaret alarak din alanýndaki çalýþmalarýný Mekke dýþýna taþýmaya yöneldi. Hac mevsiminde Mekke’ye gelen Medineliler ile anlaþtý. Medineliler, dinsel bir vaizden çok, kabile savaþlarýnda kendilerine önderlik edecek birini arýyorlardý. Hz. Peygamber’de bu iki niteliðin de bulunduðu, Hicret’ten (622) sonra anlaþýlacaktý.

Hz. Muhammed, Medine’ye gitmeden bir süre önce, Miraç olayý meydana geldi: Kuran’da ve hadislerde verilen bilgilere göre bu gecede, Hz. Peygamber, Cebrail’in eþliðinde, önce Mescid-i Aksa’ya gitti. Orada, Hz. Ýbrahim, Hz. Musa, Hz. Ýsa ve diðer peygamberlerden bazýlarýyla karþýlaþarak, onlarla görüþtü. Sidretu’l-Münteha’da, kendisine gösterilmek istenen Allah’ýn ayetlerini gördükten sonra, ayný gecede Mekke’ye döndü. Bu semavi gece yolculuðunda, Hz. Peygamber’e Cennet ve Cehennem ve bu ikisine girenlerin hali gösterildi. Bu yolculuk esnasýnda, diðer bazý hükümler yanýnda beþ vakit namaz da farz kýlýndý.

Hz. Peygamber Mekke’ye dönünce, bu yolculuðunu anlattý. Bunun üzerine Kureyþ, daha da alay etmeye baþladý. Hatta Hz. Ebu Bekir’e giderek dediler ki: “Senin adamýn dün gece Kudüs’e, oradan da semaya çýkýp tekrar Mekke’ye döndüðünü söylüyor, ne dersin?” Hz. Ebu Bekir de: “O dediyse doðrudur!” dedi. Fakat inanmayanlar, yine alay ediyor, inkarlarýna devam ediyorlardý.
Hz. Muhammed, bir hac mevsiminde Akabe’de Yesribliler (Medineliler) ile görüþtü. Medinelilerden, önce altý, sonra on iki kiþi müslüman oldu. Medineliler Ýslam’ý kabul edip memleketlerine döndüler ve Ýslam’ý anlatmaya baþladýlar. Ertesi yýl ayný yerde yetmiþ üç erkek, iki kadýn Medineli müslüman, Hz. Peygamber Medine’ye gelip bu kente yerleþirse kendisini koruyacaklarýna söz verdiler. Bu anlaþma Mekke’de öðrenilince müslümanlara baský ve zulüm daha da arttý ve müslümanlar büyüklü küçüklü topluluklar halinde Medine’ye göç etmeye baþladýlar. Medine’nin, Mekke ticaret yolu üzerinde bulunmasý ve burada müslümanlarýn giderek çoðalmasý, Mekkeliler’in çýkarlarýna aykýrý düþtü; bu nedenle müslümanlarýn Medine’ye göç etmelerine engel olmaya çalýþtýlar.

Müslümanlýða karþý olan Mekkeli müþrikler, her türlü baskýyla, Hz. Peygamber’i davasýndan vaz geçiremeyince ve Mekke dýþýnda, yani Medine’de müslümanlarýn giderek kuvvetlendiðini görünce; durumun kendileri için tehlike yaratacaðý düþüncesiyle, o zaman Kabe’ye yakýn bir yerde bulunan Daru’n-Nedve dedikleri meclislerinde toplanarak meseleyi görüþmeye baþladýlar.

Görüþler, Ýslam denen hareketin hýzla büyüdüðü ve Muhammed’in bu çalýþmalarýný durdurmak gerektiði merkezinde birleþiyordu; puta taparlýk tehlikeye girmiþti ve Ýslam, Mekke’nin düzenini bozabilecek güçteydi. Mekke’nin ileri gelenleri bu kararý alýnca, nasýl hareket edecekleri ve hangi yöntemleri uygulayacaklarý konusunda görüþmeye baþladýlar. Ýlk önce þu görüþ ortaya atýldý: “Muhammed’i prangaya vurup hapsedelim!” Bu kabul edilmeyince: “Onu memleketimizden sürgün edelim; ne hali varsa görsün!” denildi. Bu görüþ de kabul edimeyince, azýlý Ýslam düþmaný Ebu Cehil atýlarak: “Benim görüþüme göre, onu öldürmekten baþka çaremiz yoktur. Bunun için de, her kabileden birer genç seçelim. Her birine de birer keskin kýlýç verelim. Bunlarýn hepsi birden, kararlaþtýrdýðýmýz yer ve zamanda Muhammed’i pusuya düþürerek öldürsünler; biz de ondan kurtulalým! Böyle olursa, onun kan davasý bütün kabilelere düþeceðinden ve ailesi olan Benu Abdi Menaf, herkese savaþ açamayacaðýndan, diyete razý olurlar, biz de diyetlerini veririz!” dedi. Bu görüþ kabul edildi.

O gece suikastçiler, Hz. Muhammed’in evini sararak, onu öldürmek için uyumasýný beklediler. Cebrail, onlarýn oyununu Hz. Peygamber’e bildirdi. Bunun üzerine Hz. Muhammed, evden kaçarak Hz. Ebu Bekir’in evine gitti. Hz. Muhammed hicret için geldiðini söyleyince, Ebu Bekir sevinçten aðlamaya baþladý.
Hz. Muhammed, Ebu Bekir’in evinde bir süre oturduktan sonra beraberce, Mekke’nin güneybatýsýnda bulunan Sevr daðýndaki maðaraya hareket ettiler.
Mekkeliler, Hz. Peygamber hicret edecek olursa, bir kýsmý Ýslam’ý kabul etmiþ olan Medine’ye gideceðini biliyorlardý. Hz.Muhammed, bunu düþünerek, kuzeydeki Medine yoluna deðil, Mekke’nin güneybatýsýna düþen Sevr daðýna hareket etti.

Hz. Muhammed, Hz. Ebu Bekir ile Sevr maðarasýnda üç gün geçirdi. Maðaraya önce Hz. Ebu Bekir girmiþ ve içinde akrep, yýlan gibi zehirli hayvanlarýn olup olmadýðýný yoklamýþtý. Bu kontrolden sonra Hz. Peygamber içeri girdi.

Hz. Muhammed’in hicret ettiðini öðrenen Mekke Hükümeti, her tarafa asker seferber etmiþ, onlarý bulup getirene yüz deve ödül vadetmiþti.
Hükümet askerleri ve Ebu Cehil her tarafta Peygamber ve sadýk arkadaþý Hz. Ebu Bekir’i arýyordu. Nihayet askerler Hz. Ebu Bekir’in evine gelince Ebu Bekir’in kýzý Esma, onlara Ebu Bekir ve Hz. Muhammed’in nerede olduklarý konusunda birþey söylemedi. Bunun üzerine Ebu Cehil Esma’ya þiddetli bir tokat attý.

Bu sýrada Mekkeliler, her tarafta Hz. Muhammed’i arýyordu. Hatta becerikli bir iz sürücüsü, Mekke askerlerini Sevr maðarasýna kadar getirmiþti. Ancak bu sýrada bir mucize olmuþ ve bir örümcek, maðaranýn aðzýna að örmüþtü. Askerler maðaranýn yanýna gelince, Hz. Ebu Bekir endiþenmeye baþladý. Hz. Muhammed, onu teselli ediyordu: “Tasalanma, Allah bizimle beraberdir.” Bu sýrada askerler, maðara giriþindeki örümcek aðýný görünce içeride kimse olamayacaðýný düþünerek çekip gittiler.

Hz. Muhammed ve Hz. Ebu Bekir 20 Eylül 622’de, Medine yakýnlarýndaki Kuba’ya ulaþtýlar. Hz. Peygamber, tekbir ve ilahilerle karþýlandý; Kuba’ya varýr varmaz Kuba Mescidi’ni inþa ettirdi. Burada Külsüm bin Hedm’e konuk oldu. Hz. Muhammed, on gün dinlendikten sonra, yanýnda bulunan ashabý ile beraber Medine’ye hareket etti. Bu sýrada Hz. Ali de Kuba’ya vardý.

Hz. Muhammed Medine’de, Beni Salim mahallesinde Cuma namazýný kýldý ve ilk hutbesini verdi. Medine’de Ebu Eyyub el-Ensari’nin konuðu oldu. Buraya gelmeden önce devesinin ilk çöktüðü yerde bir mescid ve kendi ailesinin kalmasý için mescide bitiþik odalar yaptýrdý. Sonralarý, Hz. Peygamber’in ailesi geniþlediçe bu odalarýn sayýlarý arttý. Mescidin bir yanýna da barýnaksýz kiþilerin kalabilmeleri için “suffe”adý verilen bir yer yapuldý. Ayný zamanda islam dünyasýnýn ilk yatýlý okulu sayýlan bu yurtta kalanlara “Eshab us-suffe” denildi.

Medine halký, dinleri uðruna Mekke’den göçenlerden (muharicun) ve bunlara yardýmcý olduklarýndan dolayý ensar adýný alan yerli halk (Evs ve Hezrec kabileleri) ile Yahudiler’den oluþuyordu. Bunlar arasýnda birlik saðlamak oldukça güçtü. Medine sýnýrlarý yakýnlarýnda Heyber vb. yerlerde yaþayan Yahudiler, varlýklý kiþiler olduklarýndan, çevre üzerinde etkiliydiler. Evs ve Hezrec kabileleri arasýndaki geleneksel düþmanlýðýn yeniden alevlenme olasýlýðý da vardý. Ayrýca ensar ile muharicunu kaynaþtýrmak, çözülmesi gereken bir sorundu. Hz. Muhammed, bütün bu kesimleri birleþtirip baðdaþtýrmak amacýndaydý. Ancak her þeyden önce çok yoksul olan göçmenlerin durumlarýnýn düzeltilmesi gerekiyordu. Hz. Peygamber muhacirleri ensar ile kardeþ ilan ederek, ensarýn onlara yardým etmesini saðladý. Yahudiler ile açýlan aralarýný düzeltmek için bu kavmi, hýristiyan ve müþrikleri de müslümanlarla birlikte içine alan Medine kent devletini kurdu. Bu kesimlerin hak ve yükümlülüklerini saptayan 47 maddelik bir tür anayasa benimsendi. 10 muharrem oruç ve barýþ günü, Kudüs de kýble olarak kabul edildi. Daha önce farz kýlýnan, ancak Hz. Peygamber’in açýkça uygulayamadýðý Cuma namazýnýn bundan böyle toplu olarak kýlýnmasý emredildi.

Kendi dinleri ile birçok benzerlikler göstermesine karþýn, Yahudiler müslümanlýða karþý çýktýlar. Hz. Peygamber onlara, Ýslam dininin kendinden önceki peygamberlerin söylediklerine uygun ve onlarýn da bildirdiði, dolayýsýyla onlarýn dininin devamý olan bir din olduðunu ifade etti. Yahudiler yine de Ýslam dinine ve müslümanlara karþý olumsuz tutumlardan vazgeçmediler. Medine’de Hz. Peygamber’e karþý olanlar yalnýzca bunlar deðildi; bir de münafýklar, yani müslümanlýk perdesi altýnda Hz. Muhammed ve çevresindekilere karþý olan iki yüzlüler vardý.

Hz. Peygamber, musevilik ve hýristiyanlýðý din olarak tanýmakla birlikte, dönemindeki musevi ve hýristiyanlarýn bu dinleri bozduklarýný belirterek, onlarý yeniden tevhit dinine çaðýrdý. Hicret’in ikinci yýlýnda ( 624) Kudüs yerine, Mekke kýble olarak kabul edildi. Müslümanlar hac farizasýný yerine getiremediklerinden, kurban, musalla denilen açýk alanda kesildi; ertesi yýl ise ramazan ayý, oruç ayý olarak kabul edildi ve hac farz kýlýndý
Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder Yazarn web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
hasan__yuce



Kayt: 28 Hzr 2007
Mesajlar: 84

MesajTarih: Pzr ub 22, 2009 3:38 pm    Mesaj konusu: Alntyla Cevap Gnder

Baþka bir Resulullah(s.a.v) tarifi:

'Beþinci ve altýncý yüzyýllarda yeryüzü bir anarþi yuvasý halini almýþ bütün insanlýk korkunç bir uçurumun kenarýna kadar sürüklenmiþti. Çünkü bu yüzyýlda medeniyetin tek dayanaðý olan inanç sistemleri yýkýlmýþ, bunlarý ayakta tutacak saðlam bir dayanak kalmamýþtý.Dört bin senden beri süregelen büyük bir medeniyet ve onun sosyal prensipleri gevþeme ve bozulmanýn zirvesine ulaþmýþtý.insanlýk neredeyse ilkel çaðlara taþ çýkaracak þekilde gerilemiþ ve vahþileþmiþti. Milletler sürekli birbirleriyle savaþýyorlar, babalar kýz çocuklarýný boðazlýyor, kan davalarýnýn sonu gelmiyordu. Fakirler yiyecek bulamýyordu, yetimlerin mallarýna el koyuluyor daha sonra onlar kapýya atýlýyordu, köleler hiç bir zaman insan sýnýfýna koyulmuyordu. insanlar gece baskýnlarýyla uyanmaktan artýk uyumuyordular. eþkiyalýk her yerde cirit atýyordu...Ýnsanlarýn baðlanacaðý hiçbir nizam kanun dayanak kalmamýþtý.Hristiyan kanunlarý birliktelik yerine ayrýlýk ve kargaþa getiriyordu. Medeniyet aðacý çürümüþ ve nerdeyse yýkýlmak üzereydi. Ýþte bütün evren bu fesad ve kargaþa içinde yüzerken dünyaya bir çocuk geldi...

O çocuk büyüyünce vahþilik herkesi deli'ye çýlgýna çevirdiði, her kýlýcýn kan döktüðü bedele kan karþýlýðýnýn verildiði, intikam çýlgýnlýðýnýn ve batýl kýsýr döngünün kana susamýþ olduðu zamanda kýlýçlarý sakinleþtirecek ve insanlara sevgi kýlcýyla affetmenin erdemini öðretecektir.O ki birisinden uzun sure haber çýkmadýðýnda 'Acaba dostumuz bugün bizi niye hatýrlamadý?' deyip rahatsýzlandýðýný anlayýp ziyaretine gidecektir.(Marx hayatýnda bu erdeme ulaþmýþ mý?Ya da Engels olmadý Hegel) O gücünün doruk noktasýnda, Mekke'yi aldýðýnda onlara 20 yýl boyunca iþkence,boykot eden, ticarette bulunmayan,su yollarýný pisleten, konuþmayan, canlarýný yakan hatta öldüren insanlarý, etrafýnda onbinlerce müminle Kureyþ'ten intikam almak istediði anda bunu yapabilecek sayýda insanla, ki o kadar kötülük eden insanlar olmasýna raðmen kureyþlilere(içlerinde ebu süfyan, Hz. hamza'nýn(peygamberin amcasý) ciðerini yiyen Hind, ve onlarý sürgün eden,mallarýna el koyan nice insanlar vardýr) ''gidin hepiniz serbestsiniz'' diyecek kadar yüce bir insandýr.Ki bu insan 10 yýldan az bir sure içerisinde 65 savaþ gerçekleþtiren bir insandýr. Buda'nýn kalbi O'nun kalbi yanýnda kömür kadar katran karasýdýr.

O hiçbir zaman kendini diðer insanlardan ayrý düþünmemiþtir. Hendek savaþý için kazýlan hendekte kazma ile kazmýþ ve taþ taþýmýþtýr. O'nun davranýþlarýndaki þaþýrtýcý þey halkýn gördüðünden daha küçük görünmeye çalýþmasýdýr.Konuþmalarý,tavýrlarý,yaþam tarzý onun ben normal beþerim mesajlarý yollamaktadýr. Ancak o insanlarýn en þereflisiydi. Mütevazilik bu kadar olur dedirtir aklý baþýnda insanlara.Bu durum Ýbni Said'e þu sözleri söyletmiþtir 'ateþkedeler sönüyor,ve çöküyor kisra sarayý''

Aslýnda o putperestliðin eteðinde büyüyor.Ama hiçbir zaman putlarýn önünde eðilmiyor.Ki bu putlarýn koruyucusu dedesi Abdulmuttalib'dir.Bu çocuk iþte bu adamýn yanýnda büyüyor.Ancak hiç kirlenmiyor.Sonra büyüyor çoban oluyor.Hem de ne çoban. Hiçbir koyuna bir þey olmuyor diðerlerininkiler çalýnýyor ve ya kayboluyorken.Ýþte bu çobanlýðý sýrasýnda þehrin gürültüsünden uzak duruyor tek baþýna çöllerde ve sahralarda dolanýyor. Kelimenin tam anlamýyla kendisini sürüsüne feda ediyor. 'Koyun gibi çenelerini topraða sürüp otlamaktan baþka hiçbir þeyden anlamayan bir kavim' için çile çekmeyi,iþkenceler göðüs germeyi iþte bu çobanlýk zamanýnda öðreniyor.Yalnýzlýðý ve tek baþýna yaþamayý burada öðreniyor.Hiç platon okulunda böyle ders verilmiþ midir acaba?Ýlk zor tecrübesini þama amcasýyla giderken yaþýyor. Açlýk ve sýkýntý çekiyor.Bu yetim 6 yaþýnda annesini kaybetmiþ.Babasý daha O doðmadan ölmüþtü. 8 yaþýndayken koruyucusu sevecen dedesi ölüyor. Tek yakýný amcasý kalýyor. O da zaten fakirdir. Ýþte bu þekilde sorumluluðu o yaþta öðreniyor bu delikanlý.

Ta ki 25 yaþýna kadar fakir yaþýyor.O yaþta hz. Hatice(r.a) ile evleniyor Hz. Resul maddi olarak rahata eriyor. Allah(c.c) bu kadýna öyle mükafat veriyor ki bu mükafat kolay kolay kimseye verilmez. Seçkin 4 kadýndan bir tanesi oluyor. Seçkin 4 kadýndan birisi olan hz. Fatýma(r.a)nýn da annesi oluyor. Bu ne güzel mükafat.Daha sonra kabe'nin korunmasý ile ilgili olay olduðunda herkes tekrar birbirine düþmüþtü. Son taþý kim koyacak tartýþýlýyordu.O sýra birisi dedi ki ilk bizim yanýmýza gelen karar versin buna.Bu sýrada Resulullah ufukta görünür. Herkesin yüzü güler bir anda. Bu genç delikanlýyý gören herkes bu emin(güvenilir) Muhammed'dir. O kimseye haksýzlýk etmez demiþlerdi. Ýþte böyle bir ahlakla adý 'Emin' olan bir insandý O. Hiç yalan söylediði duyulmamýþtýr. Zaten tarih kitaplarýnda peygamberliðine kadar sadece Emin olarak geçmektedir adý. Ýþte tarih bile ona Emin demiþken bize ne oluyorda ona iftiralar atýyoruz.

Tarih kitaplarý diyor ki o dönem 4 dahi vardý.Ancak arasýnda hz. Resul yoktu. Yahudi ve Hristiyan bilginlerinin adý sýralanýyordu.Ýçlerinde hz Resulun ismi geçmiyordu. Putlarý yeren, Kureyþ dinine muhalif isimlerin listesinde onun ismi yoktu.Kamil denilen okuma yazma bilenler arasýnda onun adý yoktu. Din kitaplarýyla ilgilenen ve okuyan 7 kiþi ancak aralarýnda O yoktu.O'nun adý sadece emin olarak geçiyor. Sevecenlikten,doðruluktan yanadýr.Siyasal ve sosyolojik bir üne sahip deðildir.O'nun ünü güvenilirliðinden.O'nda görülen þey ne güçlü dimað,ne edebiyat, ne bilim,ne eðitim sertifikasý,ne sanat ustasý, ne filozof mantýðý ne güç ne paradýr. O onlarýn üstünde bir güç sahibidir. O peygamberdir çünkü.O koyu bir vicdandýr.

Ýþte hz Resul tarihi belgelere göre putlar karþýsýnda hiç tapýnmadý, hiç bir dini törene katýlmadý. Yine kimse onun putlara karþý alaycý tavrýný görmedi, hiç onlarý tenkit ettiði, yerdiði duyulmuyor.40 yaþýna geldiðinde ilk vahiyden sonra o en sert sekilde putlara karþý tavýr alýyor ki sanki içinde bir devrim oluyor.O zamana kadar putlara karþý bir tavrý olmayan insanýn bir anda böyle aðýr þekilde eleþtirmeye baþlamasý toplumda soðuk duþ etkisi yaratýyor.Her insan olgunlaþmak için toplumdan kaçarken o bunun tersine toplumun içinde olgunlaþmýþ, piþmiþti.

Unutulmamasý gereken þey O'nun okuma yazma bilmiyor olmasý.Hiç öðretmeni olmadý.Ne bir þiir yazdý ne de bir kitap okudu. 40 yaþýndaki devrim normal bir devrim deðildi aslýnda. Eðitimsiz olmasýna raðmen öyle þeyler söylüyordu ki o dönemin edebitayçýlarýnýn aðzý açýk kalýyordu. O'nu anlayamayanlar ona þair diyordu.Sonra vaz geçiyorlar. Mecnun diyordular.Ama o ikisi de deðildi. O'nun sözlerinin sahibi kendisi deðildi. Anlatým tarzý edebiyatlarýn çok üstündeydi. Ayetler indikçe arap edebiyatý tüm edebiyatlarý toplasa onun gibi þaheser göremeyecekti. Zaten Kur'an diyordu ki kolaysa ayetlerimizin bir tanesine benzer bir tane de siz yazýn. Ancak çýt çýkmýyordu. Dillerini yutmuþa dönüyordu.Ýþte bu insan sözleri bize iletiyordu.Daha önce duyulmamýþ sözler.

Artýk zengindir kendisi. Ama fazla sürmez bu zenginliði.Hepsini harcýyor davasý yolunda. iþkence gören müslüman köleleri serbest býrakmak için parasýný son kuruþuna kadar harcýyor.'Burjuva' tabiri onu nitelemiyor. O zaten hiç burjuva olmamýþtýr. Parayý görünce yatmamýþtýr.Onun evinde bir sandalye yatak ve hasýr vardý öldüðünde. Yataðý da kuþ tüyü deðildi.Tahta denecek kadar ince bir yataðý vardý.Para derdiyle hiç bir zaman geri adým atmadý.(untulmamalý o devlet reisi olmuþtu) Zaten kuran diyor ki: sen onlardan bir ücret istememene raðmen neden senden sýrt çeviriyorlar.O artýk olaðan üstü fikir mektebinin temellerini atýyordur. ileride toplumdaki inkýlabýn alt yapsýný oluþturuyor.

iþte bir gün hira mektebinden(yani daðýndan) inerken bir ses geliyor 'oku!' sahifeler gösteriliyor.O diyor ki ben okuma bilmem.Sesin sahibi bu sefer onu sýkýca kavrýyor ve 'oku' diyor.O diyor ki okuma yazma bilmezken nasýl okuyayým.Ve o ses bir kez daha diyor 'oku!'.Yaradan rabbinin adýyla.O insaný bir alaktan(kan pýhtýsý) yarattý.Oku rabbin en büyük kerem sahibidir.O kalemle yazmayý öðretti, insana bilmediðini öðretti.(alak 1-5)Ýþte devrim baþlamýþtý.

Bu öyle bir devrim ki insanlar cevap verememekte, þoke olmakta.O öyle bir devrim ki adý islam. O öyle bir devrim ki kýz çocuklarý artýk diri diri gömülmeyecek, yetimin malý gaspedilmeyecek, iþçi teri kurumadan parasýný alacak, hýrsýzlýk yerle bir olacak, arabistan'dan bizans'a kadar yollarda hiç bir korsanlýk olayý görülmeyecek.Ýçki, kumar sanki yokmuþ gibi bir hayat yaþanýlacak.Kadýnlar artýk mal mülk edinme hakkýna, oy kullanma hakkýna sahip olacak.Bu devrimi gerçekleþtirdikten sonra bile bunu ben yaptým demiyor. Mütevazilik deðil.Görev þuur.Bu dava kendisinin deðil Allah'ýndýr diyor.Zafer kendisinin deðil Allah'ýn demekte. Marx gibi ben yaptým, Engels gibi benim eserim dememiþtir hiçbir zaman.Devlet adamlýðýnda adalet yerine oturmuþ. Fethedilen yerler hiçbir zaman yaðmalanmamýþ.Kimseye iftira atýlmayacaktýr.



Selat ve selam olsun o kutlu Resul'e,aline ve ashabýna.

Baa dn
Kullancnn profilini grntle zel mesaj gnder Yazarn web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
nceki mesajlar gster:   

Yeni balk gnder   Bala cevap gnder    Yeþilalan & Baltacýlý Köyleri Forum Forum Ana Sayfa -> Dini Konular Tm zamanlar GMT
Sayfaya git nceki  1, 2, 3 ... 19, 20, 21 ... 25, 26, 27  Sonraki
20. sayfa (Toplam 27 sayfa)


 
Gei Yap:  
Bu forumda yeni balklar aamazsnz
Bu forumdaki balklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarnz deitiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarnz silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsnz

Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group. Trke eviri: phpBB Trkiye
Tasarm : Mahmut ZDEMR