ishak_hoca
Kayıt: 27 Ağu 2007 Mesajlar: 491
|
Tarih: Cum Tem 25, 2008 1:52 pm Mesaj konusu: |
|
|
Deðerli okuyucularým;
Önümüzdeki tEMMUZ 29 Sallý günü akþam(Receb i þerifin 27 inci gecesi) Mirac Kandili dir
Hz. Ebu Bekir'in (r.a.) diliyle, ''Ãayet bunu o söylüyorsa, mutlaka doðrudur; çünkü ben, sabah-akþam bundan çok daha büyük haberleri ve hadiseleri ondan dinliyorum'' diyerek imtihaný kazanmýþlardýr.
Müþriklerin inkâr ve itirazlarýndan da anlaþýlýyor ki, Mirac mucizesi Resûlüllah Efendimiz 'in s a v ceset ve ruhiyle birlikte cereyan etmiþtir. Ãayet sadece ruhla, yani rüya gibi bir vaziyette vaki olsaydý, müþriklerin böylesine isyan-inkâr ve itirazlarýna sebep olmayacaktý. Çünkü rüya hâlinde Mi'rac her zaman, herkes için mümkündür.
***
MÃ'RAC HÂDÃSESà ÃTÃKÂDà AÇIDAN ÜÇ KISMA AYRILIR
Birinci kýsým: Mescid-i Haram’dan, Kudüs teki Mescid-i Aksa'ya kadar olan gece yolculuðu... Bu kýsým, âyet-i kerimenin sarâhatiyle sâbittir. Bunu inkâra cür'et etmek, yahut hafife almak – Allah korusun– insaný küfre düþürür. '''Burak''' isimli vasýtayla yapýlmýþtýr.
Ãkinci kýsým: Mescid-i Aksa'dan yedi kat göklere doðru uçuþ ve geçiþ kýsmýdýr. Malum, her katta geçmiþ bazý peygamberler (aleyhimüsselam) ile görüþüp konuþmalar… Dileyen okuyucularýmýz, yazarý Mirac münkiri olmayan saðlam kaynaklarda bulup okuyabilirler. Bu da meþhur hadisle sâbittir. Bunu inkâra cüret eden de dalâletle (sapkýnlýkla) itham olunur. Yolculuðun bu kýsmý ise^''Mi’rac'' denilen –tabir caizse- manevi bir asansörle vaki olmuþtur.
Üçüncü kýsým: Göklerin ötesine, Kürsi, Arþ-ý muazzam, Alem-i emr, Sidretü’l-müntehâ, “Sümme denâ fe tedellâ. Fe kâne Kaabe kavseyni ev ednâ” (1) makamlarýna olan yolculuk… Kýsacasý bir noktadan sonra Cibrîl aleyhisselamýn bile refakat edemediði, ''Ya Resûlellah, burdan ileri bir adým dahi atarsam yanarým'' dediði… mâhiyetini hayâl bile edemediðimiz âlemlere geçiþtir ki, bu da ahad hadisle sâbittir. Bunun münkirine de, günahkârlýk isnat olunur; ancak küfür isnat olunmaz, fâsýk bir kimse sayýlýr. Bu safhanýn belli bir kýsmýndaki vasýtanýn adý ise "refref"tir. Mevlid'inde Süleyman Çelebi merhum ne güzel ifade etmiþ:
Söyleþürken Cebrâil ile kelâm
Geldi Refref önüne verdi selâm...
Bu üçüncü kýsýmla ilgili kýsaca bir þeyler söylemek gerekirse, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz bu safhada Rabb’ini görmüþtür. Zaman ve mekân dairesinden çýkýp imkân darlýðýndan sýyrýlýnca ezel ve ebedi bir ân (ayný an), baþlangýcý ve sonu ayný nokta olarak gördü. (Abdest aldýðý ibriðin sularýnýn dalgalanmasý bile henüz sakinleþmemiþti bu yolculuktan dönüþlerinde.) Binlerce yýl sonra cennete girecek olanlarý cennette gördü. Hatta (ashabýn zenginlerinden) Abdurrahman b. Avf (r.a.) sahabenin fakirlerinden beþ yüz sene sonra cennete girecektir. (2) Resûlüllah (s.a.v.) beþ yüz sene geçtikten sonra Abdurrahman b. Avf’ýn cennete girdiðini gördü ve ona niçin geciktiðini sordu. (3)
***
Miraac mûcizesi gibi diðer pek çok hâdisenin, senenin bazý devrelerine serpiþtirilmiþ olmasýnýn da herhalde hikmetleri vardýr. Mü'minler böyle gün ve geceler sebebiyle, hayatlarýný yeniden kontrol edip çekidüzen versinler, kendilerine gelsinler; mânevî bünyelerini kuvvetlendirme yolunda þevk ve þuur sâhibi olsunlar...
Mi‘rac Gecesi, bizleri böyle bir tefekküre sevk ediyor, nefis murakabe ve muhasebesi temin ediyorsa hedefini bulmuþ, maksada uygun bir þekilde ihya edilmiþ demektir.
MÃ,RAC GECESÃ VERÃLEN HEDÃYELER
Mi'rac gecesinde Resûlüllah Efendimiz’e (s.a.v.) hediye olarak üç sey verilmiþti… Bunlar;
1. Beþ vakit namaz,
2. Bakara sûresinin son iki ayeti (Âmene’r-Rasûlü…),
3. Ãirk Koþmamak þartý ile ''LÂ ÃLÂHE ÃLLAllah '' diyen her Müslümanýn cennete girebileceði müjdesiydi.
Hediye, muhabbeti ifade ettiðine göre, Mahbûb’un Habîbi’ne olan sevgisinin bir mahsulü/neticesi oluyordu bu hediyeler de tabii ki... Mekkeliler þirk ve küfürlerinde inat ve ýsrar ettiler, o manevi bataklýkta çakýlýp kaldýlar… Resûlüllah’ýn (s.a.v.) kýymetini bilemedikleri gibi, topyekün âlemleri yoktan var eden, varlýðýndan haberdar Cenab-ý Rabbi’l-âlemin katýndan getirdiði hediyelerin de deðerini takdir edemediler. Ancak bu hediyeler elbette ki ortada kalmayacaktý. Bunlarý anlayacak, gerçek deðerini takdir edecek, mucebince amel edecek akýl ve gönül sahipleri vardý. Onlar, þeytanýn ve nefs-i emarenin köleliðinden kurtulmuþ, iman nuriyle aydýnlanmýþ, feyz-i ilahi ile gaflet perdelerini yýrtmýþ, anlatýlanlarý hemen kavramýþ ve beþ vakit namaza derhal baþlamýþlardý…
Ãnsan olmanýn kýymetini, Hakk’a kulluðun zevkini doyasýya tatmýþlardý.
Evet bazýlarý ilk baþta belki biraz zorlanmýþlardý ama, hidayete kabiliyeti olanlar, erinde-gecinde doðru yolu bulmuþlardý...
***
Hasýlý; Mi’rac’ýn sonunda Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.) ve ümmetine verilen bu hediyeler, kýyamete kadar kalýcý hediyelerdi. Semereleri/meyveleri ise daha sonra bahusus ebedi ve sermedi hayatta görülecekti... Cennet ve Cemâl-i Ãlahi ile þereflenmek olarak karþýmýza çýkacaktý.
Mi’rac hediyelerinden en önemlisi, hepimizin bildiði gibi “dinin direði” olan beþ vakit namazdýr. Müslümanlar o güne kadar yalnýzca yatsý ve sabah namazý kýlýyorlardý. Mi’rac’ta ise günde 50 vakit namaz kýlmanýn ecrine/sevabýna denk beþ vakit namaz farz kýlýnmýþtý. Ãmam-ý Rabbani (k.s.) hazretleri buyururlar ki: “Bütün farz ibadetler Teâlâ’ya yakýnlýk temin etse de bunlarýn en üstünü yani en fazla yakýnlýk saðlayaný þüphe yok ki namazdýr. Umuyorum ki duymuþsunuzdur; 'es-Salâtü mi’râcü’l-mü’min: Namaz müminin miracýdýr', 'Ve akrabu m’el-abdü yekûnü mine’r-Rabbi fi’s-salâti: Kulun Rabbine en yakýn olduðu an namazda olduðu zamandýr. (4) Resûlüllah Efendimiz’in (s.a.v.), 'Allah Teâlâ ile beraber olduðum öyle bir zamaným vardýr ki; ona ne melek-i mukarreb ulaþabilir, ne de bir peygamber' hadis-i þeriflerinde ifade buyurduklarý vakit, bu Fakîr’e göre namazýn içindeki zamandýr. Namaz günahlarý-kötülükleri örter, insaný çirkin þeyleri yapmaktan alýkoyar, korur. Namaz, Resûlüllah Efendimiz’in (s.a.v.), kendisiyle rahatlamak istediði þeydir. Nitekim O, 'Ey Bilâl, beni rahatlat!' (5) buyurarak, namaz kýlmak istediklerini ifade etmiþlerdir. Namaz, dinin direði kabul edilen ibadetin ta kendisidir. Namaz, Ãslâm’la küfür arasýndaki yegâne farktýr.” (6
Namaz mânevi mi’rac’dýr. Müslümanlar her gün beþ defa Cenab-ý Hakk’ýn “ekými’s-salâte: namazý ikame edin/dosdoðru kýlýn” hitab-ý izzetine muhatap oluyorlar. Bu suretle sûri (maddi) rýzýk ve mânevi rýzýk ile rýzýklanmak üzere günde beþ defa Hazret-i Mevlâ’nýn mânevi sofrasýna çaðrýlýyorlar. Bu þeref insanlarýn ve cinlerin dýþýnda hiçbir yaratýða nasip deðildir. Çünkü karþýlýðý mükâfat ve terfi-i derece (derecelerin yükseltilmesi) olan ibadetler, yalnýz insanlara ve cinlere mahsustur. Bu hususta melekler de memurdurlar; lakin onlar, bu emirle imtihan olmak, karþýlýðýnda mükâfat almak için memur ve muhatap deðillerdir. Kendilerinde cüz’-i türâbî (toprak nevi/parçasý) ve (diðer) anâsýr (ateþ-hava-su) bulunmadýðýndan melâike-i kirâm bile ehl-i salâtýn (namaz kýlanlarýn) nail olduðu/kavuþtuðu böyle bir ziyafetle þerefyâb olmamýþlar, bu þereften mahrum kalmýþlardýr.
O bakýmdan müminler, her namaza mi’rac nazarýyla bakmalý; bu inanç ve halis niyetle nice manevi derece ve mertebelere nail olacaklarýnýn þuur ve idrakinde olmalýdýrlar. Hal böyle olunca bütün namazlara dururken gönlümüzü ve diðer bütün letaifimizi kinden-öfkeden, hasetten-fesattan ve diðer tüm kötü ve çirkin duygulardan… kýsacasý ’ýn dýþýndaki her düþünceden arýndýrýp O’nun huzuruna tertemiz bir kalple çýkmalýyýz.
Bununla birlikte Cenab-ý Hak, “Ellezîne hüm an salâtihim sâhûn: Onlar ki –yerden ve gökten kýymetli olan- namazý unutuyorlar, terk ediyorlar.” (7) ayet-i celilesinde “fî salâtihim” deðil de “an salâtihim” buyurarak fazl u keremini gösteriyor. Arap lisanýnda “an”, bu’d yani uzaklýk ve mücâveze (sýnýrý aþma, baðýþlama, göz yumma) mânâlarý içindir. “Fî” ise zarfiyyet için kullanýlýr. Eðer “an salâtihim” yerine “fî salâtihim” buyrulmuþ olsaydý, çok müþkilât vardý… Felaket idi! Namazýn içerisinde vaki olan hatalar da dahil olurdu. Lûtfen-keremen “fî” gelmedi ve böylece namazda meydana gelen ufak-tefek hatalarýn affýna iþaret buyruldu. Ãþte bunun için melâike-i kiram ve ekâbir-i evliyaullah (büyük veliler, þükren) secdeye varmýþlardýr. (
***
Mi’rac gecesindeki hediyelerden bir diðeri de, ne kadar günahkâr olursa olsun, ’Allah a ortak koþmayan kimselerin, cehennemde cezalarýný çektikten sonra mutlaka cennete girecekleri müjdesidir. Hem de Havz-ý Kevser’de yýkanýp tertemiz olarak… Hatta cehennemden en son çýkýp kurtulan müminin bile, cennette, bu dünyanýn on katý bir yere sahip olacaðý hadis-i þeriflerde ifade edilmiþtir.
***
Ãçinde müminlere pek çok müjde ve zaruri/temel itikadi bilgilerin bulunduðu Bakara sûresinin son iki ayeti (Âmene’r-Rasûlü…) de üçüncü hediye olarak Mi’rac gecesinde Resûlüllah Efendimiz’e (s.a.v.) vasýtasýz verilmiþtir. (9)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) buyurmuþlardýr ki, Allah Teâlâ, Bakara sûresini iki ayetle sona erdirdi; bunlarý bana, Arþ’ýn altýndaki bir hazineden verdi. Onlarý öðreniniz, kadýnlarýnýza-oðullarýnýza belletiniz, öðretiniz. Çünkü bunlar hem salâttýr, hem duâdýr, hem Kur’an’dýr.” (10)
Hz. Ömer ve Hz. Ali’den (r.anhüma) þöyle rivayet edilmiþtir: “Aklý baþýnda bir adam görmezdim ki, Bakara sûresinin sonundaki bu âyetleri okumadan uyusun” (11) demiþlerdir.
Kýsacasý âlemlere rahmet, fahr-i kâinat Efendimiz’in (s.a.v.) þahsýnda inananlarýn önüne, kabiliyet ve istidatlarý nisbetinde manen yükselebilme, nice ulvi makam ve mertebelere ulaþabilme/kavuþabilme kapýlarý –tabir caizse- ardýna kadar açýlmýþtýr.
***
MÑRÂC GECESà VE GÃœNÃœNDE YAPILMASI TAVSÃYE EDÃLEN ÃBÂDETLER
Bu salli günü oruçlu geçirmek,Yatsý namazýný camide cemaatla kýlmak,
Bu gece yatsý namazýndan sonra Kaza namazý kýlmak .....12 rekat Hacet namazý kýlýnýr. Birinci rekaatte Fâtiha’dan sonra inna e teyna ,,,Ãkinci rekaatta Ãhlâs-ý Ãerîf okunur.
Namaza niyet þöyledir: “Yâ Rabbî, rýzâ-i þerifin için niyet eyledim namaza. Bu gece yedi kat gökleri ve bütün esrârýný göstererek muhabbetin ile müþerref kýldýðýn sevgili Habîbin Resûl-i ziþân Efendimiz hürmetine ben âciz kulunu afv-ý ilâhîne, feyz-i ilâhîne ve rýzâ-i ilâhîne mazhar eyle.”
Namazdan sonra:
- 1 Fâtiha-i Ãerîfe,
- 100 defa, “Sübhânallâhi ve’l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azýym”,
- 100 Ãstiðfâr-ý þerif,
- 100 Salevât-ý þerîfe okunup duâ edilir.
Bu namaz kýlýnýrsa; bunu yerine getiren mü’min, huzûr-i ilâhiye namaz borçlusu olarak çýkmaz.
Mî’râc Gecesi’nden sonraki gün, mutlaka oruçlu olmalýdýr. O gün öðle ile ikindi arasýnda 4 rek’at namaz kýlýnýr. Her rek’atte Fâtiha’dan sonra 5 Âyetü’l-Kürsî, 5 Kulyâ eyyühe’l-kâfirûn, 5 Ãhlâs-ý þerif, 5 Kul eûzü birabbi’l-felak, 5 Kul eûzü birabbinnâs sûreleri okunur. (12)
Bu vesîleyle topyekün Ãslâm âleminin Mi‘rac Kandili’ni tekrar tebrik eder; Cenâb-ý Hak’tan, böylesine rahmet-maðfiret-feyz ve bereket dolu gün ve gecelerden, a‘zamî derecede istifâde edebilmeyi dileyip, iltimas-ý ilahisi ile Habibi hürmetine imtihansýz olarak iman-ý kâmille huzuruna çýkabilmeyi nasip ve müyesser kýlmasýný niyâz ederiz. Âmin...
DÃPNOTLAR
(1) Meali: Sonra ona yaklaþtý ve sarktý. Ãki yay kadar yahut daha yakýn oldu. (en-Necm, 8-9)
(2) Müslim, Sahîh, H. 2355
(3) el-Mektûbât, Ãmam-ý Rabbani, 1, 283
En son ishak_hoca tarafından Sal Tem 29, 2008 9:20 am tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi |
|