guldengencan
Kayıt: 13 Şub 2008 Mesajlar: 1230
|
Tarih: Cum Ağu 22, 2008 8:23 pm Mesaj konusu: |
|
|
Baðdat'ý kýtlýk kýrýp geçiriyordu. Herkesten önce de hamallar açlýk çekiyordu. Ãçinde ekmek piþtiði, sokaða kadar yayýlan kokudan belli olan bir evin kapýsýndan seslendi hamalýn biri:
- Allah rýzasý için birazcýk ekmek. Günlerdir lokma girmedi aðzýmdan.
Tandýrýn baþýndaki kadýn taze ekmekleri kýzýna uzattý. "Ver þu adama" dedi. Kýzcaðýz ekmekleri güzelce katlayýp verdi aç hamala.
Hamalýn sevincine sýnýr yoktu. Evine doðru hýzlandý. Kim bilir kaç günlük açlýðýný giderecekti? Tam bu sýrada karþýdan gelen birinin sert ikazý durdurdu onu:
- Çabuk söyle, bu ekmeði hangi evden aldýn?
Geriye bakýp eliyle iþaret etti:
- Ãþte þu evden.
Adam kýzgýn þekilde salladý baþýný:
- Yanýlmamýþým, böyle zamanda baþka kimin evinden alýnabilir ekmek? diyerek eve doðru ilerledi.
Kapýyý açar açmaz da sordu:
- Kim verdi ekmeði hamala?
Haným korkudan kýzýný gösterdi. Güya kýzýna acýr, bir þey yapmaz diye düþünmüþtü. Halbuki adamýn þükürsüzlük ve cimrilik içine iþlemiþti. Elindeki sopayý hýzla havaya kaldýrdý, kýzýnýn ekmek veren eline öyle bir indirdi ki bilek zedelenip burkuldu, el çarpýk kaldý. Söyleniyordu kendi kendine:
- Ben herkese ekmek versem bu evde ekmek kalýr mý? diye.
Halbuki nimet þükür isterdi. Ãükürsüzlük nimetin gitmesine sebepti. Nitekim bu þükürsüzlüðün akibeti de öyle olacaktý. Olmaya baþladý bile. Kýsa zamanda iþleri bozuldu, çarþýnýn en iþlek yerindeki dükkanýný satmasý da onun bozulan iþlerini. Bir ara o hale geldi ki, evine ekmek alamaz duruma bile düþtü. Nitekim bir akþam eve gelmiþ, kýzcaðýzýna da acý sözü söylemiþti;
- Artýk benden ümidinizi kesin. Çünkü bu akþam ekmek alacak kadar da olsa elime para geçmedi. Çarþýya in, ekmek parasý iste.
Kýzcaðýz çarþýya inmiþ, utana sýkýla sattýklarý dükkanýn karþýsýna geçerek bir tanýdýk görürüm diye beklemeye baþlamýþtý. Kendisini gören dükkandaki adam hemen yanýna gelerek:
- Sen masum birine benziyorsun, ne bekliyorsun burada? diye sormuþtu. O da anlatmýþtý gerçek durumu:
- Ekmek alacak paramýz kalmadý, bir tanýdýktan ekmek parasý istemek üzere bekliyorum burada.
Hemen elini cebine attý adam. Hatýrý sayýlýr bir miktar parayý uzatarak "Al" dedi. "Bununla istediðin kadar ekmek alabilirsin. Ben de nimetin þükrünü eda etmiþ olurum böylece."
Kýzcaðýz elinin birini arkasýna saklamýþ, ötekiyle parayý alýrken adamýn dikkatin çekti bu saklayýþ;
- Elinde bir yara bere varsa tedavi ettireyim, niçin saklýyorsun? Allah bana nimet verdi, þükrünü eda etmek için iyilik yapmam gerek, dedi.
Kýzcaðýz önce açýklamak istememiþse de adamýn ýsrarý üzerine anlattý elinin durumunu:
- Ben bir yoksula ekmek vermiþtim. Babam yolda rastlayýp sormuþ, o da evi gösterip 'Ãþte oradan aldým' demiþ, bizi haber vermiþ. Babam eve gelince elindeki sopayla ekmek veren elime öylesine bir darbe indirdi ki, elim böylece çarpýk kaldý. Göstermekten utanýr oldum. Bu yüzden de evde kaldým.
Bu açýklamayý dinleyen adam baðýrmaya baþlar:
- Komþular! Çabuk buraya gelin, ben hayalimdeki altýn kalpli kýzý buldum, hayat arkadaþým iþte karþýmda, siz de þahit olun... diyerek baþlar anlatmaya:
- Ekmeði isteyen fakir bendim. Ben o gün üç bir hamaldým. Demek ki elinin çarpýk kalmasýna ben sebep olmuþum. Hem sebep olayým hem de seni bu halinle baþ baþa býrakayým. Buna Allah razý olmaz. Seni görünce içimden bir sevgi selinin koptuðunu anladým, bana ekmek veren kýza ne kadar da benziyor diye düþünmüþtüm. Yanýlmamýþým. Baban þükürsüzlük ettiðinden Allah onun dükkanýný elinden alýp bana nasip eyledi. Ãimdi ise imtihan sýrasý bana geldi, ben de ayný þükürsüzlüðe düþmek istemem. Haydi gel, nikahýmýzý yaptýrýp birlikte babaný sýkýntýdan kurtaralým.
Yola koyulurlar, ekmek veren eli sakatlayan þükürsüz babaya doðru...
"Ãükrederseniz çoðaltýrým, etmezseniz elinizden alýr þükredene veririm. Ãükürsüze de azabým þiddetli olur..." (Kur'an-ý Kerim, 14/7)
KAYNAK: Ãahin, Ahmed, Yaþanmýþ Örnekleriyle Aradýðýmýz Ãslam, Zaman Cep Kitaplarý 3, Feza Gazetecilik, Ãstanbul 2001 _________________ SýcaK Bir GüLüþÜN DüþLeRimi SüsLüYen |
|