Muhammethoca
Kayt: 02 Ksm 2006 Mesajlar: 199
|
Tarih: Pzr Ksm 04, 2007 9:03 pm Mesaj konusu: |
|
|
DÜRÜSTLÜK BÝR ERDEMDÝR
Yüce dinimiz Ýslam'ýn öngördüðü insan tipinin temel özelliði doðruluk, dürüstlük ve güvenilirliktir. Hud Süresinin 112. ayetinde; "Öyle ise emrolunduðun gibi dosdoðru ol. Beraberindeki tevbe edenler de dosdoðru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aþmayýn. Þüphesiz O, yaptýklarýnýzý hakkýyla görür" buyrularak, Hz. Peygambere ve müminlere, her alanda dürüst olmalarý emredilmiþtir.
Sevgili Peygamberimiz de bir çok hadislerinde müminlere dürüstlüðü emretmiþlerdir. Sahabeden biri Peygamberimize gelerek; " Ey Allah'ýn Rasulü! Ýslam hakkýnda bana öyle bir söz söyle ki, senden sonra artýk hiç kimseden bir þey sormaya ihtiyacým kalmasýn" demesi üzerine, Rasulullah, " Allah'a inandým de, sonra da dosdoðru ol ” [1] þeklinde karþýlýk vermiþlerdir.
Dürüstlükle baðdaþmayan söz ve davranýþlar ise dinimizde yasaklanmýþtýr. Nitekim peygamberimiz (a.s.) bir gün pazarý dolaþýrken, tahýl satan birisinin yanýna gelip, elini buðday yýðýnýna daldýrmýþ, altýnýn ýslak olduðunu görünce; sebebini sormuþ, satýcýnýn; "Yaðmur yaðmýþtý, ondan dolayý ýslandý" þeklinde cevap vermesi üzerine; " Niçin ýslak tarafý insanlarýn görebilmesi için üste getirmedin?"diye sorduktan sonra; "Bizi aldatan bizden deðildir"[2] buyurmuþlardýr. Ayrýca " Kusurlu bir malý, ayýbýný söylemeden satmak bir Müslüman'a helal olmaz” [3] hadisiyle de insanlarýn, bu konudaki bilgisizliðinden yararlanýp, kalitesiz ya da kusurlu bir malý, kusurunu söylemeden satmanýn Müslüman'a helal olmayacaðýný ifade etmiþlerdir.
Dürüstlük, kiþisel iliþkilerden toplumsal iliþkilere, ticari ve mesleki faaliyetlerden kamu görevlerine kadar hayatýn bütün alanlarýný kapsayan ve mutlaka riayet edilmesi gereken bir erdemdir.Bu itibarla; niyette ve düþüncede, özde ve sözde, iþte ve davranýþta dürüst olup, her türlü sahtekârlýktan sakýnmak, dinin ve dindar olmanýn bir gereðidir. Unutulmamalýdýr ki, iþçi-iþveren; amir-memur; hizmet alan-hizmet veren; müþteri-satýcý; eþ, dost, arkadaþ ve komþular birbirlerine güvenmezlerse, böyle bir toplumda huzur ve mutluluktan söz edilemez. Çünkü toplumsal hayatta huzur ve barýþ, iþ hayatýnda verimlilik, insanlarýn birbirlerine dürüst davranmalarýna baðlýdýr. Eksik ölçüp eksik tartan, kalitesiz ve kusurlu bir malý kaliteli ve kusursuz gibi piyasaya süren ve yalan söyleyenlerin bu tür davranýþlarýný, Ýslam'ýn vazgeçilmez deðerlerinden biri olan dürüstlükle baðdaþtýrmak mümkün deðildir.
Üzülerek ifade edelim ki, dürüst ve güvenilir insanlarýn sayýsý azaldýkça; can, mal, namus ve nesil emniyeti tehlikeye girmekte, servetler yaðmalanmakta, çek ve senetler karþýlýksýz çýkmakta, sahte ürünler piyasalarý doldurmakta, bir çok alanda ahlâkî çöküþ ve çürümeler baþ göstermektedir.
O halde geliniz, bu kötü gidiþatý durdurmak ve dürüstlüðü davranýþlarýmýza yansýtabilmek için, toplum olarak üzerimize düþen görev ve sorumluluklarý yerine getirelim. Olduðumuz gibi görünüp, göründüðümüz gibi olalým. Doðruluktan asla ayrýlmayalým. Dürüstlük konusunda düþmanlarýnýn bile takdirini kazanmýþ olan sevgili Peygamberimizi kendimize örnek ve rehber edinelim. Onun þu hadis-i þerif’ini aklýmýzdan hiç çýkarmayalým: "Kiþinin kalbi doðru olmadýkça imaný doðru olmaz. Dili doðru olmadýkça kalbi doðru olmaz. Komþusu, kötülüðünden emin olmadýkça da kiþi cennete giremez"[4]
Konumuzu Fussilet Sûresinin 30. ayetinin meâliyle bitiriyorum: " Þüphesiz "Rabbimiz Allah'týr" deyip de, dosdoðru olanlar var ya, onlarýn üzerine akýn akýn melekler iner ve derler ki: "Korkmayýn, üzülmeyin, size vaat edilen cennetle sevinin!"
[1]Müslim, Ýman, 13. IV, 65 [2]Müslim, Ýman, 164; Ebû Dâvûd, Büyû, 50
[3]Müslim, Ýman, 43, 164; Ýbn Mâce, Ticârât: 45 [4]Ahmed b. Hanbel, Müsned, III / 198 |
|