Hadi gelin Köyümüze geri dönelim diyeceğim
05 Aralık 2009 Cumartesi Saat 16:15
Hadi gelin köyümüze geri dönelim diyeceğim. Yazarımız Kemal Çuman’ın yazdığı makaleyi yayınlıyoruz.

Benden önce birçok kişi köyümüzün sorunları ile ilgili görüşlerini yazıp,söyledi.
Bir holaysalı olarak ben de bu sorunları yazmak için kendime vazife çıkardım.
Birkaç sözde ben söyleyeyim dedim.
Köyünden irtibatı kesmeyenler,etrafımızdaki köylerden geri kaldığımızı söyleyebilirmi?  Söyler!
Haddine düşer mi? Düşer!
Buna hakkı var mı? Var!
Neden? Şundan… Bir Köye mensup olmak, nüfus kâğıdınızın oralı olduğunu göstermesinden öte bir anlam taşır. Yine, bir Köye mensup olmak, Dedemizin, Babamızın, Ninemizin, Dayımızın, Amcamızın, kısacası tüm dost ve akrabalarımızın o köyde yatıyor veya yaşıyor olmasından anlam taşır.
Köyde yaşayanlara karşı yükümlülüklerimizi yerine getirmek zorundayız.
Yükümlülüklerimiz; Köyümüz sorunlarına karşı duyduğumuz yüksek duyarlılıklarımızdır. Bu duyarlılık, yaşadığımız köyümüze ve orada yaşayan başkalarına karşı sorumluluk duymamıza yol açar. Holaysalı olup da, köyde veya dışarıda yaşayan her birey, kendini bu sorumluluk duygularıyla hissediyorsa, köyümüzün hissedarıdır. Dolayısıyla köyümüzle ilgili sorunlara ilgisiz kalmayıp, düşüncelerini, kırmadan, dökmeden, kişisel ihtirasları bir kenara bırakıp iyi niyetle, Açıkça söyleyebilir. Şimdi kendimize dürüstçe soralım. Köyümüzde ilkel görüntüler yokmudur?
Bu konuda tıpkı, Çocuğunun tembel ve yaramaz bir öğrenci olduğunu bilmesine rağmen, Çocuğunun bu durumunu komşusundan dinlediğinde morali çok bozulan ve bağıran çağıran öfkelenen bir Baba gibiyiz.
Bildiğimiz şeyi duymaya tahammülümüz yok.
Bu yüzden “kral çıplak”diyen, bize “kör noktalarımızı” gösterene kızıyor, öfkeleniyoruz.
Bir köyün sorumluluğu öncelikle o köyü yönetenlere aittir.
Seçimde projelerini anlatarak ve Köyün sorunlarına çare bulacağım diye aday olup, muhtar seçilenler görevlerini yapıyorlar mı?
Yapıyorlarsa; Köyümüzde neden yığınca sorunlar hala devam ediyor?
  • İlçeye ulaşımı sağlayan ve köy içindeki yollarımız ilk yapıldığı gibi duruyor.
  • Köyümüzde kanalizasyon yok, Evlerde pis sular için yapılan gayri sıhhi fosseptikler, Köyümüzü kirletiyor.
  • İçme suyu sorunu 10 yıldır çözülemedi.
  • Köyün ortak kullanacağı mezarlık yok.
  • Çöpler gelişi güzel atılmakta, çevremiz kirlenmekte, sağlığımız tehlikede.
  • Yağmur yağdığında yollarımız çamur deryasından geçilmiyor.
  • Dışarıdan gelen misafirlerimizin, ihtiyacını giderecek tuvaletlerimiz yok..
Yok, yok, yok. Sayfalara sığmayacak birçok sorun… 
      
Aynı yörede yaşayıp, diğer Köylerle aramızda gittikçe açılan gelişmişlik farkı…
Yeterince geliştiğimizi beyan eden cehaletler….
Köyümüze hizmet etmeyecekleri herkes tarafından bilinmesine rağmen, secimde onlara oy vererek, sonradan hiçbir şey yapılmıyor diye feryat eden zihniyetler….
Köy, muhtarlık yönetim birimlerine ve dernek faaliyetlerine karşı ilgisiz ve hesap sormayan,  ama eleştirmede geri kalmayan bir kesim…
Köy halkını işin içine katmadan, onlara Köyde yaşama bilincini öğretmeden, Köyün sorunlarının tartışıldığı platformlarda katılımcıların görüşlerine tahammül edemeyen yönetim zaafiyeti..
Komşu bir ev yapıyor. Tarlası yolun kıyısında olmadığı için de, yol tarafında tarlası olan komşulardan yol hakkı istiyor. Hemen hemen kimse yol vermek istemiyor…
Kadastro geçerken, başkasının malını kendimize nasıl yazarız uğraşı içinde olan yine biz.
Köyümüzün birçok yarasını kaşıyanlar biz, kanatanlar da biz.
Biz insanlıktan, aydın olmaktan söz eder, inanç kimliğimize yaslanarak da adil bir topluluk olduğumuzdan övünç duyarız. Biz insana ve insanın haklarına saygılıyızdır!
Biz, iyi insanlarızdır.
Biz var ya, biz...
Kendimizi bu değerlerle tanımlarız.
Peki, biz gerçekten böyle miyiz?
Bir de şikâyetleşiyoruz; “Şu olamadık, bu olamadık diye” ya da “biz adam olamayız” diye
Bizim kimden aşağı yanımız var?
Ya bu gelişmemişliğin ve yoksulluğun kıskacında, Modern bir köy bilincinden yoksun bir yaşamı göze alacağız, ya da modern hayatın nimetlerinden faydalanmaya hakkımız olduğunu düşünüp, “eksik yanlarımızı” ortaya koyacağız ve Çağdaş yaşanılabilir, Köyümüzün olması için mücadele edeceğiz.
Öncelikle birbirimizi sevecek ve saygılı  olacağız.
Sevginin gücünü keşfedenler, nefretten ırak olanlar, başarıdan başarıya koşarlarken; yüreklerinde kin üretmekten güzellikleri fark edemeyecek kadar gözlerine perde inenler, bir adım yol alamazlar...
Sevgi, kardeşliğin, dostluğun, güvenin, dayanışmanın, paylaşmanın ve "güzel hayat"ın özüdür...
Sevgi yaşanmadan anlaşılmayan; Birçok sorunu oluşmadan çözen, sahibini yeri gelip kuş gibi hafifleten yeri gelip bir aslan kadar vakur kılan sihirli bir güçtür...
Sevgiyle bakarsak hayata, seversek biri birimizi; İnanın Köyümüzün tüm sorunlarını Çözeriz. Bu sorunların çözümü ile Köyümüzün daha yaşanabilir, çağdaş, modern bir güne kavuşacağı gün; Herkese: Hadi gelin köyümüze geri dönelim diyeceğim.
Tüm hemşerilerime selam ve sevgilerimle..