Yaylalardaki Mezarlarımız Unutulmasın
04 Ağustos 2010 Çarşamba Saat 13:34
Çahmut ve Tufa Yaylalarında bulunan mezarlarımız ziyaret ediliyormu?

Zaman geçmişe dönmüyor. Yaşadığımız saniyelerin tekrarı yok bir daha. Ve her saniyede bir yaprağımız dökülüyor ömür ağacımızdan. Giden geri gelmiyor. Oysa neler vermezdik bir gün, bir saat geri gelmesi için. Geçmiş yaşamımıza ve ya yaşadıklarımıza dönmek için, Yaylalarımız ve yaşadıklarımız, birçoğumuzun ömrünü tükettiği yerlerimiz. İşte bazıları var ki Öldükten sonrada buralarda kalma istekleri. Vasiyetleri yerlerine getirilenler. Şu garip dağlarda ebediyete uğurlanan Köylülerimiz ve sahipsiz gibi duran mezarlar. Buralardan geçenlerden Fatiha bekliyorlar.

 

Tufa yaylasında bulunan mezarlar

Çahmut yaylasındaki mezarlar

Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün, varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın.
O gerçekleşmeyen hayallerim. Ardımda yaralı bir yürek,
kederli bir ömür ve yoksul anılar bırakarak, çekip gidiyorum buralardan.
Hoşçakalın ıssız dağlar, virane kalmış yerler hoşçakalın…
Gidiyorum başım önümde, gözümde nem, hüzne ve kedere boğulduğum bu yaylalardan,
Hiç bir anı kabul etmiyor beni, bedenim buz gibi soğuk,
yüreğim paramparça, kış kadar soğuk ellerim,
ardımda yoksul ve ıssız bıraktığım dağlar. Bana ait ne varsa bırakıp gözü yaşlı
çekip gidiyorum ardıma bakmadan.
Hoşça kal Hanlarımız, yıllarca peşine gittiğim kara kızım Hoşçakal…
Bütün yaprakları dökülmüş, dalları kırılmış bir ağaç gibi hıçkırarak
ve bırakarak ardımdan sırtımı yasladığım topraklara,
 yaslı meçhule giden acılar yüklü bir gemide
uğuldayan rüzgarlara sarıp sesimi,
Son limanıma gitmek için herkese hoşçakal diyorum…
Bir yıldız daha kaymadan gözlerimden,
yüreğimden bir arzu daha sönmeden,
ıssız bir köşede bırakıp kırgın gülüşlerimi,
hüzünlü bir fotoğrafta düşlerimi bırakıp,
çekip gidiyorum buralardan ey kınalı gözlüm hoşçakal…
Yüreğimdeki acıyı, başka bir acıyla sarıp,
alıp dağların ve yıldızların gölgesini yanıma,
sabah sessizliğine yazıp gözyaşlarımı,
yüzümde kış, bakışlarımda kar,
yorgun akan bir ırmak misali,
kimsesiz dağlara bırakıp yalnızlığımı,
Bir Fatiha bekliyorum nerdesiniz.
hoşça kal gecelerimin yıldızı, karlı dağların yalnız kızı hoşçakal..
Sorma nereye, hangi yayladayım ben?
ne kadar uzağa varır yolum?
kim yoldaş olur bana ?
dönüp baktığım ıssız dağlara, rüzgarlara
Ey gönlümün sultanı, canımın özü hosçakal..
Her sabah gülüşünden öptüğüm,
saçlarını okşadığım her gece hoşçakal
Artık vakit tamam, yıldızlara gözlerimi,ayışına sessiz gölgelerimi bırakıp
dağlarda söylediğim türkülerin hüznü, içimdeki sızıyı,
boynu bükük karanfilimi ve yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara
sırılsıklam yalnızlığımı alıp yanıma çekip gidiyorum işte.
Hoşçakal nazlı çocukluğum, sevdalı gençliğim,
bağrımın ateşi, kalbimin ahi, mühür gözlü yar
hoşça kal…

FotoHaber: Kemal Çuman/yesilalan.net