Son aylarda, ülkemizde yaşanan kutuplaşma siyaseti, insanımızı birbirinden uzaklaştırıyor. Bazıları bu durumdan faydalanmak için her türlü gayretin içinde olmaya çalışıyor. Siyasilerimiz, toplumsal gerginliğin önlenmesine yönelik hiçbir uğraşın içinde olmadığına hepimiz birlikte tanık oluyoruz.
Siyasi liderler; Acımasızca birbirlerini suçluyorlar. Meydan konuşmalarında yalan üzerine inşa edilmiş bolca nutuklar dinliyoruz. Birbirlerini hakaretlere varan tartışmalarını şaşkınlıkla izlemekteyiz. Evet’çi Hayır’cı Kutuplar oluşturarak insanımızın birbirlerinden ayrışmaları, gayretleri içinde olduklarını ibretle seyrediyoruz. Bu ülkemize ve insanımıza yapılan en büyük haksızlıktır.
Çok fazla gerilere gitmeye gerek yok. Yıllarca bu ülkede hep aynı senaryo aynı taktikle gerçek sorunlarımızın unutulması için suni gündemler üzerinde günlerce, aylarca tartışma zeminini hazırlanması için çalışılmaktadır. Biri bitmeden, diğeri başlıyor. İnsanlarımıza gerçek sorunlarının tartışılmasına ne hikmetse bir türlü imkân verilmiyor. Demokrasinin bize sunduğu nimetlerin, insanlarımızın birbirlerine sevgi, saygı ve hoşgörü yaklaşımını gerektirirken, birbirimizi nerede ise düşman görmemiz neden?..
Bu ülkenin terör sorunu, Ekonomik sorunu, Açlık sorunu, İşsizlik sorunu kimin umurunda. Bu sorunların bu ülkede bir gün bile tartışıldığını bana birileri söyleyebilir mi? gereksiz gündemlerle meşgul olup duruyoruz. Yaptığımız her şeyi gözümüzde büyütüp, aylarca tartışmasını yapıyoruz. Dünyanın hangi ülkesinde referandum oylamasında siyasilerin seçim oluyormuş gibi meydanlara indiğine şahit oldunuz. Yoksa siyasilerimiz, yapılan anayasa değişiklik paketi ile ilgili insanımızın kendi özgür iradesi ile okuma, algılama ve karar verme yeteneğinin olmadığına mı karar verdiler?
Siyasi liderlerimiz miting alanlarında birbirlerine laf yetiştirmekten, zaman ayırarak bizlere anayasa da yapılan değişikliklerimi sundular.
Ne biz anayasa değişikliğini okuduk ve anladık. Nede Siyasilerimiz Anayasada değişiklik yapacak maddeleri bize anlattılar.
İnsanlarımız; Kendi iradelerini siyasi liderlerimizin iki dudakları arasında bırakarak, maalesef kutuplaşma siyasetine zemin hazırlamakta, kendilerinin, araştırma geliştirme ve özgür düşünmelerine engel olmaktalar.
Evet diyen demokrat, hayır diyenler demokrasi karşıtı.
Hayır diyen vatanperver, evet diyen bölücü
Demokrasi anlayışımız bu mu?
Toplumsal uzlaşmayı zedeleyen, karşılıklı kavgalarla güvensizlik ortamını güçlendiren her türlü adım, gerçek bir demokrasiye geçmeyi daha da geciktirmekte, demokratikleşmeye fayda değil zarar vermektedir. Sizler ne kadar kâğıt üzerinde demokrasiyi getirirseniz getirin, insanlarımız demokrat değilse bunun hiçbir önemi yok.
Bu ülkede olup bitenler, Demokrasinin ve demokrat düşüncenin hiç gelişmediğinin göstergesi değilmidir?
Anayasa değişiklikleri partiler üstü olması gerekirken, partilerin oyuncağı oldu.
Ülkemizin birçok ekonomik sorunlarının olduğu bu dönemlerde referandum için harcanan bu kadar paraların ne için harcandığını hiç sorguladık mı?
Ramazanda bu kadar güzel bir manevi hava varken, evet'çilerin veya hayır'cıların bayramını kutlamıyorum diyen birçok insanımıza şahit oldum. Milletin kardeşliğinden, bütünlüğünden, aralarındaki nifak tohumlarından kimin umurunda, bize ne… işte ülkemizden manzaralar..Siyasi şovlar..Ve insanlarımızın birbirine düşürülmesi..
Toplum olarak o kadar inanmışız ki; Siyasilerin kavgaları bizim sorunlarımızın çözülmesi içindir, onlara ölesiye destek olup, gerekirse onlar için birbirimize kavga edip, gerginlik yaratalım diye düşünüyoruz.
Ey millet kavgalardan hala bıkmadık mı?..Bu ülke kurulalı beri demokrasiyi ve yıllardır Anayasayı tartışmıyor mu? .
Bu anayasa nasıl bir şey ki bu günlerde bile Milleti birbirine düşürdü, böldü..
Bu anayasa nasıl bir şey ki siyasilerimiz kan bıçak oldu..
Değerli Hemşerilerim..
Siyaset uğruna; Birliğinizi, beraberliğinizi, kardeşliğinizi sakın bozmayın.
En güzel demokrasi, birbirimize olan sevgi, saygı ve hoş görü ile mümkündür.
Hepinize huzur dolu günler diliyorum..
Selam ve sevgilerimle…