myefsane
Kayt: 03 Arl 2006 Mesajlar: 2240
|
Tarih: Cmt Mar 07, 2009 11:19 am Mesaj konusu: |
|
|
Yaratýlýþ ve ahlâk itibariyle insanlarýn en üstünü idi. Bütün Peygamberlerin en güzeli o idi.
Boynu uzun ve gümüþ gibi saf, omuzlarý ve pazularý kalýn, parmaklarý uzundu.
Kendisi þiþman deðildi. Uzuna yakýn orta boylu, güçlü ve kuvvetli idi.
Mübarek cildi ipekten yumuþaktý. Yüzü hafifçe yuvarlak, kaþlarý hilâl gibi idi.
Kirpikleri uzun, gözleri kara, büyük ve son derece güzeldi.
Yüzü gül gibi kýrmýzýya benzeyen beyaz ve nuranî, berrak ve ýþýklý idi.
Diþleri inciler gibi beyazdý. Konuþurken ön diþlerinden nurlar saçýlýr, gülerken aðzýnda ýþýklarýn bile aydýnlandýðý sanýlýrdý.
Saçlarý ne pek kývýrcýk, ne de pek düz idi. Sakalý sýk ve tamdý. Uzun deðildi.
Cismi güzel, kokusu hoþ idi. Koku sürünsün veya sürünmesin teni ve teri en güzel kokulardan daha güzel kokardý. Mübarek eliyle bir çocuðun baþýný okþasa, o çocuk diðerleri arasýndan hemen seçilir, belli olurdu.
Sünnetli olarak ve göbeði kesik vaziyette doðmuþtu.
Pek uzaktan iþitir, kimsenin göremeyeceði mesafeden görürdü. Bir yere giderken saðýna soluna bakýp yürümez, vakar ve süratle ilerlerdi.
Yüzünde nur, sözünde kuvvet, lisanýnda bir güzellik vardý. Herkesin aklýna göre söz söyler, herkese güler yüz gösterirdi.
Kimsenin sözünü yarýda kesmez, haþin davranmaz, mütevazi yaþardý.
O'nu ansýzýn görenler heyecan ve sevgiyle ürperir, konuþunca hayran olurdu.
Bütün insanlarý hoþ tutar, hizmetçilerine þefkatle muamele ederdi.
Kendisi ne yer, ne giyerse, hizmetçilerine de onlarý yedirir, onlarý giydirirdi.
Çocuklarý çok sever, saçlarýný okþar, onlarla konuþurdu. Son derece cömert, sözüne sâdýk ve merhametli idi.
Güzel ahlâk bakýmýndan insanlarýn en üstünü idi.
Hülasa kâinatýn efendisi, 'ýn sevgilisi, mü'minlerin baþ tacý, hasta gönüllerin ilâcý, çaresizlerin yardýmcýsý, mazlumlarýn koruyucusu, düþünülebilen her türlü üstünlüðün sahibi idi. 'ýn salât ve selamý O'nun ve O'na yakýn olanlarýn üzerine olsun.
Kaynak |
|
htc gncn
Kayt: 20 ub 2008 Mesajlar: 351
|
Tarih: Cmt Mar 07, 2009 10:47 pm Mesaj konusu: |
|
|
Yokluðunda seni özledik.
Sana deðen rüzgarý, seni örten bulutu özledik. Özlemeyi, özlenilmeyi, sevmeyi, sevilmeyi, sevindirmeyi, sevindirilmeyi özledik Efendim.
Aþký, gözyaþýný, müsamahayý, ahlaký, adabý, ihsaný, irfaný, iz'aný, feraseti, basireti, þecaati, celadeti, adaleti, meveddeti, muhabbeti özledik. .
Ýzzeti, hikmeti, fýtratý, þefkati, hürmeti, devleti özledik.
Senden sonra tefrika meþrebimiz, taklit mezhebimiz, cehalet mektebimiz, atalet fýtratýmýz, hamakat þöhretimiz, ihanet sýfatýmýz, küffar velinimetimiz oldu.
Efendim,
Sen kendini 'abduhu ve rasuluhu: O'nun kulu ve elçisi' olarak takdim etmiþtin. Sana iman eden bazýlarý sana hürmet adý altýnda seni kulluktan 'kurtarýp' melekleþtirerek hayattan dýþladýlar. Bu ifrata karþý baþka bazýlarý da tefrite sapýp seni 'güzel örnek' olmaktan çýkarýp bir 'postacý', bir 'ara kablosu' seviyesinde görerek hayattan dýþladýlar.
Bunlarýn hepsi sana iman ediyordu. Ama seni hayatýmýzdan çýkarmanýn ýzdýrabýný çektirdiler bize. Bu iþi, göðe çekerek ya da yere sokarak yapmalarý sonuçta hiçbir þeyi deðiþtirmedi.
Allah seni 'güzel örnek' olarak gösterdi. Sen, Kur'an'ýn konuþaný, yürüyeni, hareket edeniydin. Týpký bir annede spermin insana, bir aðaçta suyun meyvaya, bir arýda tozun bala, bir tavukta darýnýn yumurtaya, bir koyunda samanýn süte dönüþmesi gibi, ayetler sende hayata dönüþüyordu.
Allah ýsrarla seni örnek gösterirken, birileri ýsrarla 'kitab'ý, kitaplarý örnek göstermekte direndiler. Öylesi iþlerine geliyordu, cansýz bir nesneyi örnek edinmekle, canlý bir insaný örnek edinmek ayný olur muydu?
Efendim ,
Kitapsýzlýktan deðil, 'peygambersizlikten' kýrýldýk. Yokluðumuz peygamber yokluðu. Seni hatýrlatan, seni andýran insanlarýn hasretim çekiyoruz. Çocuklarýmýz peygamberi sorunca 'evladým onun ahlaký týpký falancanýn ahlaký gibiydi' diyeceðimiz insanlar yok denecek kadar az.
Ýnsanlýk destanýyla yaþýt olan vahiy sürecinde birçok kitapsýz peygamber gelmiþti de, bir tek 'peygambersiz kitap' gelmemiþti. Sayemizde yaþlý dünya ona da þahid oldu efendim. Peygambersiz Kitab'a, Muhammed aleyhisselamsýz Kur'an'a da þahid oldu. Þimdi Kur'an mahzun efendim , Kur'an öksüz. Seninle Kur'an'ýn arasýný ayýrdýk, etle týrnaðýn, toprakla tohumun, anayla evladýn arasýný ayýrýr gibi.
Gel de bir bak Efendim, bu mazlum ümmetin hali pür melaline. Býraktýðýn din tanýnmaz hale geldi. Býraktýðýn sitenin harabelerinde baykuþlar tünedi.
Gün geçmez ki ümmetin coðrafyasýndan feryat yükselmesin, oluk oluk kan akmasýn.
Bir olarak býraktýðýn ümmetin kaç parçaya ayrýldýðýnýn sayýsýný onu parçalayanlar dahi unuttu.
Býraktýðýn kutlu mirasý hovarda mirasyediler gibi parçalayarak paylaþtýk Efendim . Nebevi mirasýn irfani ve ahlaki boyutuna bir hizip, ilmi ve fikrî Boyutuna bir baþka hizip, siyasî ve hareketi boyutuna ise daha baþka bir hizip sahip çýktý. Yüzyýllardýr tüm bu hizipler ellerindeki parçanýn 'bütünün kendisi' olduðunu iddia etmekle ömür tükettiler. 'Her hizip ellerindeki parçayla övünüp durdu.' Hepimiz hakikatin merkezine kendimizi oturtup 'hak benim' dedik.
Oysa ki Efendim, bazen parçalanan hakikat hakikat olmaktan çýkar. Ait olduðu bütün içerisinde anlamlý olan bir parça o bütünden ayrýlýnca anlamsýzlaþabilir. Bunu farkedemedik Efendim .
Efendim ,
Ýsrailoðullarý, peygamberlerini katlediyorlardý. Biz de senin güzel hatýratýný, emanetini, adýný ve sünnetini katlettik. Seni katlettik Efendim .
Kimilerimiz için sen hiç ölmedin, o ender bahtiyarlar seni hep içlerinde, iþlerinde, hayatlarýnda, düþüncelerinde, duygularýnda, eylemlerinde, evlerinde yaþattýlar.
Kimilerimiz içinde sen hiç doðmadýn. Onlar hep senden mahrum yaþadýlar. Þol mahiler ki derya içreydiler, deryayý bilmediler.
Varlýðýnýn kaç bahara bedel olduðunu bilmeyenler yokluðunun ýstýrabýný nasýl duysunlar Efendim ?
Seni çok seviyoruz, seni çok özlüyoruz.
Bize kýrgýn mýsýn Efendim ?
|
|