Adalet;İnsanların rengine, diline, dinine, mezhebine etnik kökenine, kuvvetine çıkarına sahip olduğu imtiyaza bakmaksızın, herkesin hakkını şaşmaz bir terazide tartarak veren bir makamdır. İnsanları huzura barışa kavuşturmak için kurulan bu makamı yıpratmak intikam hırsıyla kullanmak veya kullanılacağınısöylemek veyahut geçmişte bu şekilde kullanıldığını ima etmek adalet mekanizmasına vurulan en acımasız darbedir.
Adalet mekanizmasını ve diğer makamları haksız bir şekilde kullananlar, bu makamlara yeni gelenlerin adil uygulamalar yapmayacaklarını algılayamazlar. Manevi değerlere önem vermeyen, maddi gücün her zaman ellerinde olacağınıdüşünenler, Güç, kuvvet ve imtiyazlarını kaybettiklerinde, yaptıkları kötülüklere karşı bir intikam duygusuyla cezalandırılacaklarını düşünürler.
Adalet anlayışımızda, dağ başındaki çobanla, devletin başında olan yetkililer eşittir inanışı kültürümüze yerleştirilmiş olsa idi, bugün adalet mekanizması hakkında ileri geri konuşulmayacaktı. Bu değişmez genel kural, kâğıt üzerinde kalmamalıdır. Hukukun bana göresi, sana göresi olmaz. Hukuk hak edene hakkınıveren bir otoriteye sahip olması lazımdır.
Edep ve nezaketimi bozmadan, çukurlarda dolaşan yarasaların seviyesine inmeden, Geçmişte adaleti, demokrasiyi, özgürlüğü unutup, bugünlerde bu değerleri arayan bir kısım beylere intikam hırsıyla değil, ehli vicdanla ilk sorumu sormak istiyorum. Siz değerli beyler ve bayanlar, kamuoyu önünde bir daha demokrasi dışı eylemlere alet olmayacağınıza ve hiç kimsenin tesirinde kalmadan doğrularıyazacağınıza açık yüreklilikle cevap verebilecek misiniz?
Vergi vermek, askerlik yapmak, rey vermek vatandaşlık görevlerimizden olduğu halde, reylerimizi darbelerle muhtıralarla iptal etmek sizce hukuki midir? Bundan sonra gayrı kanuni bir uygulama ile karşı karşıya kaldığımızda, dün olduğu gibi yine darbecilerin davetlerine icabet ederek ayakta alkışlarmısınız? Talimatla manşetler atarak, Ismarlama makaleler yazarmısınız?
Merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesi, merhum Turgut Özal’ın açıklığa kavuşturulmayan ölümü, merhum Necmettin Erbakan hocaya yapılan siyasi linçler ve yasaklamalar, Sayın Tayyıp Erdoğan verilen hapis cezası, partisine acılan kapatma davası, 27 Nisan E- muhtıra sizce kimlerin tezgâhıydı? Bu insanlar ülkenin aleyhine hangi uygulamaları yaptılar ki, idamla, şaibeli ölümle, siyasi yasaklamalarla, post modern darbelerle ve muhtıralarla cezalanmayı hak ettiler.
Her yönüyle kalkınmış ekonomik bağımsızlığını kazanmış bir Türkiye den kimler rahatsız olacağını düşünemeyecek kadar siyasi ferasetten mahrum olduğunuzu söyleyebilirmisiniz? “28 Şubat surecini eleştirerek Erbakan hocayı haklıçıkarmaya çalışmayınız” diyecek kadar egoistçe yazı yazmak demokratik özgürlük müdür?
Erbakan Hocanın nazik olduğu kadar inandığı ilkelerden taviz vermeyen vatanıve milleti için her türlü bedeli ödemekten çekinmeyen kokusuz bir lider olduğunu bildiğiniz halde, o kıymetli insanı “hayalcilikle” suçlamanız vicdanınızı sızlatmıyor mu? Kıbrıs Barış harekâtının emrini kimin verdiğini bildiğiniz halde meseleyi saptırmak için neden bu emri başkasının verdiğini söylediniz? Neden Erbakan Hocanın iktidarından korkan şer güçlere alet oldunuz? l980 darbesi ve 28 Şubat sureci Siyonistlerin işi olduğunu bilemeyecek kadar cahil misiniz?
Ülkenin sanayileşmesinden, iletişim ve ulaşımdaki gelişmelerin alt yapısında en büyük katkıyı sağlayan Erbakan Hocanın olmadığını söyleyebilirmisiniz? Türkiye de ilk yerli otomobili imal eden, ilk yerli motor fabrikasını kuran ASELSAN’dan Uçak sanayisine ağır sanayiden yüksek teknolojiye kadar birçok projenin ve kuruluşların altında merhum Erbakan’ın imzasının olduğunu inkâr edebilir misiniz? Eğer inanmıyorsanız Sayın Kenan Evrene sorun “Nereye gidiyorsam Erbakan’ın kurduğu ve imalata başladığı fabrikaları görüyorum” bu fabrikalar un fabrikası değil, fabrika yapan fabrikalar ve askeri fabrikalardı.
Değerli dostlar, bu makale çok uzar, zaman ilaçtır yaşadıkça çok daha birçok bilinmeyenleri öğrenmiş olacağız. Hala kasıtlı olarak aykırı davrananlara samimi olarak şunları söylemek istiyorum. Ülkenin selameti için siyasileri doğru bir şekilde alabildiğine eleştirebilirsiniz.
Fakat birilerinin kayığına binmek veya parası için dalkavukluk yapıp halkıgermeyiniz. Eğer yanlışlara bazı sermaye çevrelerine ve bir takım imtiyazlılara güvenerek germeye devam ederseniz biliniz ki, merhum Erbakan Hocamızın tabiriyle “ıspanaktan yağ çıkmaz” Evet beyler Bor’un pazarı bitti, Niğde yolu da kapandı.