Şeytan görevini yaparken şuurlu Müslümanların üzerinde hiçbir hâkimiyetinin olmadığını biliyor. İnsanlar, özelikle Müslümanlar bu gerçeği bildikleri halde, şuursuzca şeytanın vesveselerine, nefislerinin arzularına ve dünyeviliklere olan bağlılıklarına boyun eğerek şeytanın ve avenelerinin planlarına alet olmaktadırlar.
Müslümanlar, yaşadıkları bu acılı ve sancılı durumdan acil olarak kurtulmak istiyorlarsa, yapacakları ilk iş, Kur’an ifadesiyle yüzlerini hızlı bir şekilde batıldan hakka çevirmelidirler. Asırlardır yüzlerini batıya çevirmiş insanlarımızın boyunları kireçlenmeden ve yarın eyvah demeden hemen şimdi özlerine dönerek kendi planlarını konuşmalıdırlar.
Türkiye ve İslam dünyası güçsüz değildir. Problemin kaynağı güçlerini birleştirme yönünde şuurla adım atmayışlarındadır. Türkiye’nin öncülüğünde, İslam dünyasının her alanda büyük bir güç olduğunu ırkçı Siyonist güçler ve onların işbirlikçileri çok iyi bilmektedirler. Batılı şer güçler, böyle bir muazzam gücün oluşmaması için, İslam ülkeleri üzerinde iç ve dış siyasi baskılar kurarak fütursuz siyasi çekişmeleri destekleyerek, iç isyanlar, ekonomik ve sosyal krizler çıkartarak, terör olayları ile mezhep ve etnik çatışmalarını körükleyerek iç savaşlarla dış müdahale ve işgallerle engel olmaya çalışmaktadırlar.
Bu acımasız zulmü, dağ başındaki sağır çobanımız yaşayarak anladığına göre, dünyaya yeniden nizam verecek İslam medeniyetinin yeniden hâkim olması yakın demektir. Bu hâkimiyetin hiçbir zorluğu yoktur. Kur’an ve sünnet bu yolun kolaylığını çok açık bir şekilde bizlere göstermiştir. Birinci şart tefrikaya düşmeden ümmet şuuruyla Kur’an ve sünnet etrafında birleşmeliyiz. Biliniz ki ümmet bölmez birleştirir. Ümmet, İslam milletinin birleşik gücünün adıdır.
Amerika Birleşik devletini ve Avrupa birliğini kuran şer güçleri takdir eden yerlilerimiz, neden Ümmet şuuruyla İslam Birleşmiş Milletler teşkilatının kurulmasını istemezler. Türkiye’nin Avrupa birliğine girmesini hararetle arzulayanlar ve İslam ümmetinin konuşulmasından korkanlar, batının ikiyüzlü demokrasisini konuşmaktan utanmıyorlar mı?
Dün Osmanlının yıkılışıyla batıya alkış tutan utanmazları şuursuzca taklit edenler bugün ülkemizin bölünmesine çalışan iç ve dış hain şer güçleri alkışlayabilirler mi? hayır alkışlayamayız diyorlarsa ümmet olmayı korkmadan yazmalıdırlar, bu istikamette çalışanları alkışlamalıdırlar. Hiçbir Müslüman kendine, ülkesine ve diğer İslam ülkelerinde meydana gelen zalimliklerin vahşetlerin ve ihanetlerin suçunu sadece şeytana ve şeytanın aveneleri olan hain güçlere yüklememelidir.
Şuurlu Müslüman, nerede yanlış ve hata yaptığını sorgulayarak gerekli tedbiri almalıdır. Kur’an şöyle uyarıyor “doğrusu insan yaptığı bütün işlere karşı kendisi şahittir mazeretlerini ortaya dökmüş olsa da”(Kıyame 14,15) kurtulmanın yolu “ Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe ediniz belki kurtuluşa erersiniz.”(Nur 31)
Kendi aramızda ki meselelerimizi ihtilaflarımızı rahmete çevirebilmek için, neden Kur’an ve sünnetin dediğini değil de batılıların uydurma, ikiyüzlü kaypak fikirlerine itibar ediliyor. Ümmet ittifakı içinde, Kur’an ve sünnetin hakemliği kabul etmezsek, bilelim ki batılıların ağzını parçalanmış yumuşak lokma oluruz. Yaşamak için, Müslümanlara asla merhameti olmayan, vahşi, korkak, zalim batılı şer güçlerin derdimize şifa olmayan himmetlerini ölünceye kadar bekleyip dururuz.
Irkçı Siyonist emperyalist güçlerin İslam dünyası üzerindeki tarihi intikam hırslarını ve hain planlarını uygulamak isteyen şer güçlerin tüm hainliklerini ve batıl inançlarını en ince teferruatına (Arz-ı mevut inancından Sevr uygulamasına) kadar anlatan Merhum Erbakan Hocaya komplocu diyerek batılıların hainliklerini örtmeye çalışanlarımız oldu.
Şer güçlerin acımasız planlarına karşı alınması gerekli tedbirleri sıralayan ( İslam Birleşmiş milleteler teşkilatı, İslam savunma paktı, İslam Ekonomik işbirliği, İslam kültür birliği, İslam ortak para birimi) kurulmalıdır) diyen insana hayalci, D–8 kurulmasına öncülük yapan bu bilge insana aceleci diyerek, Müslümanların uyanışına engel olan insanlarımız olmuştur.
Merhum Erbakan Hoca’nın yıllarca söylediklerine komplocu, hayalci ve aceleci yaklaşımlarla eleştirenlerin, bugün batıların ikiyüzlülüğünü, adaletsizliğini ve hainliklerini, Merhum Hoca’yı anmadan hala kuşdiliyle ve korkakça konuşmaları ve itirafları beni tatmin etmiyor.
Yürekli siyasetçiler, aydınlar, sivil toplum örgütleri, yazarlar hocanın sadra şifa bu planlarını ümmet şuuruyla yazıp konuşmalıdırlar. Bu mesele üzerinde ciddi konuşmalar ve makaleler yazmayanlar, köşelerinden ve meydanlardan birbirlerine hakaretlerle el ense çeken yalancı pehlivanların sözlerine benim ve bu aziz milletin karnı toktur.
Tarih boyunca ve bugün şer güçlerin dünyayı nasıl fesada verdiklerini anlamak için, hiçbir yorum yapmadan sizleri iki ayetle baş başa bırakmak istiyorum. “ onlara yeryüzünü fesada vermeyin denildiği zaman biz düzelticiyiz derler.” Yeryüzünde bozgunculuk yapanlar ıslah edemezler” ( Bakara 11- Şuara 152) - 12-