Eskiden bahsedeceğiz yine,on yıllar öncesinden..
Konumuz kadın olsun bu kez..
Hemi de, karadeniz kadını..Eşittir acıların kadını ..
Yani çilenin,yokluğun, çaresizlik ve hasretin diğer adı..
Sırtında ağır bir yük..
Odun olur,ot olur,bazan bir kofin yaprak..
Bir şiir'im var hatta,
"Sırtından eksik olmaz hiçbir zaman sepeti
Bir de kocası atar üzerine çeketi.."diye..
Bir ağır yük daha var ki, omuzlardan inmeyen..
O da hayatın yükü ..
Yıl boyu ALAMANCI evlatının yolunu gözler analar..
Aylarca KALAYCI kocasına kavuşmayı bekler yeni gelinler...
Gurbetteki yavuklusuna hasret türküleri yakar genç kızlar.Ahbin taşırken,mısır biçerken kihan yaparken..
işte ANAM bunlardan biri..
Şair ruhlu duygu yüklü olmasıydı diğerlerinden farkı..
her olaya herkese ve herşeye bir dörtlük diziiverirdi hemen..Doğaçlama Doğaçlama olunca da unutuluverdi çoğu..
Elimizde kalanlardan birkaç örnek verip,18.ölüm yıl dönümünü yad eylemek isterim hoşgörünüze sığınarak..
13 doğum yapmış fakat 6 tanesi ancak tutunabilmiş hayata..En küçükleri de ben..
On üç tane doğurdum
Yalanuz kaldı yurdum
çokluğunuzdan değil
Yalnuzluktan yoruldum...
Lise tahsili için beni Manisa’ya yolcu ederken; Oğlum " MUĞALİM" olacak ümidiyle hasretini içine gömmüştü de, ben muallim olamayınca basmıştı sitemini...
En ufağum sen idun
Sen da biraku gittun
Muğalim olacaktun
Gittun furunci oldun...
Ve futbol..
Tüm zamanların dermansız hastalığı..
Köyler arası maçlar kıran kırana o zamanlar..Takımın kaptanı da golcüsü de ben..Lakin kondofos'luk var serde..Yani akşam sonrası görmez gözlerim benim..
Ama ne gam..
Abdullah var kaleci..
Koluma girer beni evin kapısına kadar getirirdi her akşam..
İşte Anamın en mutlu anı o an..Oğlu gelmiştir çünkü bir çukura düşmeden..
Bu da ona:
Her akşam getururdi
Uşağumi hediye
Çok doğalar ederum
Abdulla suneciye...
Ve ölümüne yakın zamanlar:
Uçti gitti gençluğum
Yaşum 75 oldı
BİRGÜN deyeceklerki
Limandena da öldi...
Ve o BİRGÜN ..
76 yaşında 1991 de hakka yürüdü ANAM.. Bu vesile ile ALLAH'ın Rahmeti ve mağfireti ahirete göç eden bütün anaların üzerine olsun.. AMİN ..
KARADENİZ KADINI ....
Merhametli elleri harama uzanmadı
Atasından almıştı, onur kokan adını
En bitkin halde bile riyaya yaslanmadı
Onurlu Türk anası Karadeniz kadını
Sırtında ağır yükle uzun yolları aştı
Hiç şikâyet etmedi alnından terler taştı
Başı her daim dikti, bu günlere ulaştı
Onurlu Türk anası Karadeniz kadını
Saygıyı nimet bilip hep alnına koyandı
Bollukta yoktu gözü o sevgiyle doyandı
Evladının derdini yüreğiyle duyandı
Onurlu Türk anası Karadeniz kadını
Güneşi kıskandırır o tarifsiz gül yüzü
Kahkahayla biterdi dilindeki her sözü
İçindeki neşenin yoktu kalbinde güzü
Onurlu Türk anası Karadeniz kadını
Ay yıldızlı sancağı semalara yâr etti
Dokunmaya kalkana dünyaları dar etti
İnancını görenler kıskançlıktan ar etti
Onurlu Türk anası Karadeniz kadını ..