Yazı Boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Referandum 2010'a Dair
03 Ağustos 2010 Salı Saat 13:09
Sitemiz Köşe Yazarlarımızdan Yrd.Doc.Dr.Mehmet Okutan'ın Kaleme aldığı,yazıyı sizlerle paylaşıyoruz.

İşimizi gücümüzü bırakıp, referandum veya halk oylaması ile meşgul olmak,  gelişmemişliğin bir göstergesi olsa gerek!

Referandumla ilgili olanların büyük bir bölümü, referandumun içeriğinden bile haberi yok! Örneğin, vatandaşa soruyorlar, “Niye evet diyeceğini biliyor musun? Değişiklikte neler olduğunu biliyor musun? Cevap: “Bilmiyorum, ama hayır diyeceğim”. Ya da, “Bilmiyorum, ama evet diyeceğim”. Sonuçta içeriğini bilmeden, bilgi sahibi olmadan, fikir ve hüküm sahibi olmak gibi bir garip duruma düşüyoruz, maalesef…

Her şeyin değiştiği bir dünyada anayasanın değişmesi de çok doğal bir olaydır. Üstelik 12 Eylülün ürünü olan şimdiki Anayasa’nın değişmesi gerektiğini her kesimden yetkili-yetkisiz kişiler, 30 yıldan beri dillendiregeliyorlar. İş başa düşünce, birden bire değişmeden geri atmanın açıklaması olamaz!

Mevcut Anayasa’ya hayır dediğim gibi, bu anayasanın sivil bir anayasa ile değişmesi gerektiğini de savunuyorum. Öncelikle mevcut anayasanın giriş kısmında “Kutsallığı ileri sürülen bir devletten” bahsediliyor olması bile, yeni bir anlayışa ne kadar ihtiyaç duyduğumuzun işareti olarak yeterlidir. Devletleri kutsallaştırırsak, onların değişimini de engellemiş oluruz ki, o zaman gelişme ve ileriye gitme gibi yeni oluşumların önünü tıkamış  oluruz. 1982’de tümüyle “hayır” dediğim bir anayasanın, herhangi bir değişikliğe uğraması için, bütün fırsatların değerlendirilmesi gerektiğini de önemsiyorum.

“Anayasa değişikliği, halkın ihtiyacı olan işsizlik sorununa çare olabilecek mi?” gibi doğru mantıkla oluşturulmuş soruların hiç önemi yoktur. Çünkü “özgürlükler” bazen “işten, ekonomiden” daha önemlidir. Anayasa değişikliğinin halkın özgürlüklerinin önünü açıcı bir özelliği varsa, bu durum desteklenmelidir, diye düşünüyorum.

Elbette ki, şu andaki değişiklikler ideal değildir; ideal olan bütün toplumun mutabakatı ile yapılan yeni bir anayasadır. Ama “ya hep, ya hiç” mantığı “ “pozitivist” bir anlayışın ürünü  olup,  red edilmelidir. Çünkü doğrunun tek olmadığı, aklın yolunun da bir olmadığı bir anlayışın egemen olduğu bir dünyada, böyle bir yaklaşımın bilimsel bir yaklaşım olmadığını biliyoruz.

Sonuç olarak, anayasa değişikliğinin içeriğini okumadan “evet” ya da “hayır” demenin bilimsel bir tutum olamayacağını söylemek gerekir.  Gerekçesi açıklanamayan bir tutumun da kimseye bir fayda sağlamayacağı açıktır.

Herşeyin hızla değiştiği bir dünyada, devletin yönetim yaklaşımlarının da değiştiğini görmek, bu referandum için bilinçli karar verebilmemize katkı sağlayabilir. Herşeyin değiştiği bir dünyada, 30 yıl önceki “devlet merkezli  yönetim” ile ülkeyi yönetmenin  güç olduğunu herkesin görmesi gerekiyor. Günümüzde artık “insan merkezli yönetim”in egemen olduğu bir yönetim anlayışı geçerli ve bu halk oylamasının az da olsa böyle bir yönetim anlayışına fırsat verebileceğini düşünüyorum.

Bu haber toplam 2220 defa okundu.
katılıyorum
A.Sinan TAÇOĞLU
Mehmet Hocamıza Aynen katılıyorum ve bilinçli her türk milletinin "evet" oyunu vereceğini düşünüyorum. Stadikocuların hazırladığı bir anayasanın kimseye hayrı olmaz
04 Ağustos 2010 Çarşamba Saat 08:06
Devlet nedir?
ARZU AKTÜRK
“Kutsallığı ileri sürülen bir devletten” bahsediliyor olması bile, yeni bir anlayışa ne kadar ihtiyaç duyduğumuzun işareti olarak yeterlidir. Devletleri kutsallaştırırsak, onların değişimini de engellemiş oluruz ki, o zaman gelişme ve ileriye gitme gibi yeni oluşumların önünü tıkamış oluruz. "
Bu ifadelerden ne kastediliyor anlayamadım;mevcut anayasanın ve bundan önceki diğer anayasal gelişmelere paralel olarak
TC. laik,demokratik,sosyal bir hukuk devletidir;ülkesi ve illetiyle bölünmez bir bütündür.Bayrağı,şekli kanunla belirlenen ay yıldızlı bayraktır.

MADDE 1: Devletin Şekli

MADDE 2: Cumhuriyetin Nitelikleri

MADDE 3: Devletin Bütünlüğü, Resmî Dili Bayrağı, Millî Marşı ve Başkenti

ve bunlar değiştirilemez değiştirilmesi dahi teklif edilemez.(http://www.anayasa.gen.tr/1982ay.htm)
Devleti kutsamamak da ne demek;devlet olmazsa o sizin iktidarınız nasıl örgütlenir.Milletin demokratik seçimle belirlediği siyasi organlar nasıl aynı çatı altında hizmet verir?
Değerli yazarımız yazısında neye atıfta bulunmak istiyor;açılayıcı olmasını dilerim;herkesin düşüncesi kendine aittir;ve yasaların bizlere bu hürriyeti tanımasına da çok şey borçluyuz ki düşüncelerimiz paylaşıyoruz;lakin vurgusu yapılan "Öncelikle mevcut anayasanın giriş kısmında “Kutsallığı ileri sürülen bir devletten” bahsediliyor olması bile, yeni bir anlayışa ne kadar ihtiyaç duyduğumuzun işareti olarak yeterlidir. Devletleri kutsallaştırırsak, onların değişimini de engellemiş oluruz ki, o zaman gelişme ve ileriye gitme gibi yeni oluşumların önünü tıkamış oluruz. " ifadelerine katılaıyorum.
Bir milllet içinde aile ne demekse devlet de o millet için kat kat daha önemlidir.Zira devlet işleyişi bozulmuş bir düzende nasıl huzur bulabilir.Eğer mevcut iktidarı beğenmiyorsanız bunu gelecek seçimlerde oylamanızla değerlendirirsiniz;lakin tutup anayasa değişikliğini aynı kefede tartmak pek uygun olmasa gerek.Yok hem anayasa değişikliğine hem de devlet iktidarına yönelik bir ifade ise böyle değerlendirilmemliydi.Ya da bilemiyorum eğer karşı bir düşünce değilse neden bu şekilde vurgu yapıldı?
03 Ağustos 2010 Salı Saat 14:32
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
ŞAİRLERİMİZ
SİTE ANKET
Köyümüzün Öncelikli en önemli sorunu sizce nedir?
Yollar
Cenaze Morgu
Çöp
Kanalizasyon
Şadırvan ve Ortak Tuvaletler
Künye . Reklam . İletişim . RSS   Copyright © 2025 Yeşilalan(Holaysa) Köyü Tanıtım Sitesi
Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Yazılım & Tasarım : Mahmut ÖZDEMİR