Demokratik ve sosyal hukuk Devleti olmanın en belirgin göstergelerinden biride örgütlenme özgürlüğüdür. Hedefe daha çabuk ulaşılması, beklentilerin gerçekleştirilmesi ve ihtiyaçların giderilebilmesi için olmazsa olmazıdır. Haksızlıklar karşısında duyarsız kalmamanın , dayatmalar karşısında sessiz durmamanın, zorbalıklar karşısında sorgusuz sualsiz itaatin olmamasının, hukuk dışı uygulamalar karşısında boyun eğmemenin adıdır sivil örgütlenme ve itaatsizlik.
Bu düşünceyi bizler İslam peygamberinin yaşantısından ve uygulamalarından aldık. Beki, Yüce resulümüz ne yaptı ve ne buyurdu? Dünyadaki ilk sivil örgüt olan ve haksızlıklara karşı duran güçsüzlerin, kimsesizlerin, kadın ,çoluk çocukların haklarını koruyan Hilfulfudula (erdemliler hareketi) üye olmadı mı? Bizlere Bir yerde zulüm haksızlık, yanlışlık gördünüz mü; ‘ Önce elinizle, sonra dilinizle bunlarla da düzeltemezseniz kalbinizle buğz ederek düzeltmeye çalışın demedi mi?
Hal böyle iken sizlere soruyorum, Sevgili dostlar: 12-13Şubat 2011 Tarihinde yapılan Diyanet Sen Genel kongresindeki fiili uygulamaları ve söylemleri Hilfulfudulun (erdemliler hareketi) neresine koyacaksınız.
Diyanet-Sen’i 45 binlere getiren din görevlilerini yok sayarak büyük bir vefasızlık örneği göstermiyor mu? Hala Ahmet YILDIZ’ın mirası yenilerek kaynaklar bir bir tüketilmiyor mu?
Genelde sayılarının çokluğu ile övünen Diyanet SEN, Genel kuruluna Diyanet İşleri Başkanlığından ve Vakıflar Genel Müdürlüğün den hiçbir yetkilinin katılmamış olmasını ne ile izah edecek. Bu görüntü sendikanın teşkilat nezdinde de etkisiz olduğu gerçekliğini bir kez daha ortaya çıkarmıyor mu? Taşrada üye toplamak için kullandıkları iktidar partisinden dahi, genel kurula kimsenin katılmaması Diyanet-Sen’in sendikal manada içi boş bir yığın haline geldiğinin ispatı değil mi?
Sendikacılık vizyon, geleceğe ilişkin öngörü, ahde vefa, ehliyet ve liyakat gerektirir. Geçici menfaat için, pastadan pay kapmak adına birbirlerini hiçe sayan, , karşılarına çıkan aday listelerini hazmedemeyerek kavga yapacak kadar cüretlik gösteren, ötekileştirmekten çekinmeden tek derdi yeniden seçilmek olanlar bu camiaya ne verebilir, hangi derde çare üretebilir, düşünmek lazım. Şimdi Genel kurula katılan Şube başkanı, İl temsilcileri ve delegeler başta olmak üzere tüm camiaya soruyorum.
45 Bin Üyesi bulunan diyanet Sen Şu soru ve sorunların neresinde?
Daha bir çok soru ve sorunlar. İnanın bende kongrede idim bunların hiçbiri sorulmadı sorgulanmadı ve dillendirilmedi.? Lakin genel kongrede Merkez yöneticilerin teklifi ile eski parayla bir trilyonluk Kredi alma yetki isteği kabul edilerek pürüzsüz geçildi.
EVET SEVGİLİ DOSTLAR: Dava sendikacılığı yerine ‘TAVA’ sendikacılığı olan, hedefleri seçilmek, yönetimin bir köşesinde yer bulmak olan zihniyetin bu ve benzeri dertleri olamaz. Boşuna camiamızı kandırmayalım. Tapanın dertleriyle dertlenmeyenler süslü laflar yaparak hak adalet ve eşitlikten bahsederek milleti kandırmasın. Haktan adaletten ve eşitlikten söz edenler uygulamayı kendileri yaparak temsil ettiklerine örnek olacaklar ki söyleyecek sözleri olabilsin. Bunların durumu bir siyasetçinin benzetmesine benzedi ‘Kağıttan kaplan’ Sessiz çoğunluk etkisiz yığınlık.
Bizler etkili, yetkili ve yeterince çoğunluk istiyoruz. Bunun içindir ki : Şartlar ne olursa olsun irade gösteren, mücadele azmi hiç bitmeyen, fikrini ve mücadelesine her zaman ve zeminde savunan, Karar alındımı arkasında duran, bedel ödemeyi göze alan, zoru görünce asla yamulmayan, cefakar vefakar ve ahde vefa gösteren dava adamları olarak mücadelemizi sürdürdük ve sürdüreceğiz. Bize inanan bize güvenen dostlarımızı yanımıza görmek istiyoruz. Gazamız mübarek olsun.
Celalettin AKÇADOĞAN