Yazı Boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Gamze Melâl Tokay
gamzemelal@gmail.com
Uyy Demelan Trabzonli Olinmaz
13 Eylül 2011 Salı Saat 20:43

   Sırtımda çantamla kaç iklim soludum bilinmez. Sorsanız  kaç coğrafyanın toprakları bulaştı ayağımdaki “çaruğa” onun da hesabını veremem. Güneydoğu’nun sıcağından İstanbul’un boğaz rüzgârına ; Orta anadolu’nun bozkırlarından Egenin cıvıltısına kadar pek çok yöre,hava,mekan, en önemlisi de “insan” tanıdım şu genç yaşıma rağmen.


    Lakin, beni en derinden etkileyen , görmeden aşık olduğum, dokunamadan gönlümün yarısını topraklarına gömdüğüm öyle bir “sevdaluğum “ var ki , ne zaman dilime alsam adını , gözümden akıp giden iki damla yaşa engel olamam bir türlü. “Mavi”liklerde kıpırdaşan “bordo” gözlü hamsilerin; gün yüzlü, güneş saçlı, gök gözlü uşakların; muhlamaya sevdalı mısır ekmeğinin diyarı, Çiğdem Sezer’in dediği gibi, “kalbimin kuzey kapısı” Trabzon, yüreğimde büyüttüğüm aşkına fazlasıyla karşılık vermiş bir sevda oldu benim için yıllardır…


   Trabzon’u sevmek, hiçbir zaman, “yaylanın yeşili, derenin soğuk suları”ndan ibaret olmadı bana göre. Trabzon’un tanımı; asla “81 ilden biri işte canııım” basitliğine indirgeyemediğim, kendisinden her haber alışımda içimi kemençenin teli misali titreterek gönlümden incecik bir ses çıkartan; insanına, düşünce yapısına, eğleniş biçimlerine, ezgilerine, ağıtlarına, acılarına, kısacası “kültürüne” beni her defasında hayran bırakan bir yaşanmışlıktır bende.

   İşte anahtar kelimeyi söyledik: “kültür”… Bizi biz yapan hamurun mayası kültür… Seranderin “merduvanuna” oturup da bize atma türkiler attıran kültür… Kalandar’da ellerimizde torbalarla bizi kapı kapı dolaştıran, torbalarımızı “protakal, elma, fındık, mısır” ile dolduran kültür… Kemençenin her kaydesine ayrı bir “sevdaluk” nakşettiğimiz kültür. Bize dair, bizim olan, sahip çıkmamız gereken kültür…

   Tam da burada, tam da “sahip çıkmak” demişken bir şeyler gelip düğümleniveriyor boğazıma. “Fast food” sektörü gibi hızlı ve tatsız tuzsuz çalışan İstanbul Medyası, yıllar yıllar evvelinde dizilerindeki komik unsur olması için bizim Temel’e kancayı taktığında da böyle acımıştı işte içim. “Uyy “ ile başlayıp “daa” ile biten anlamsız cümleler kuran hayatında bir kez bile bir Trabzonlu ile konuşmamış mektepli oyuncular , birden “temel” oluverdiler başımıza. Bilmediler ki Trabzon ağzı öyle “ander gaybana” , “geliyrum gidiyrum” gibi yapmacık basmakalıp düzenlemelerle , “uşağum” demekle başarılabilecek bir şey değildi. Bilmediler ki dizileri böyle karakterlerle bezemek bu kültürü yaşatmak değil, gün be gün erezyona uğratarak onu yok etmek demekti.

  Anadolu’nun mağrur ama gururlu şehri Trabzon; medyanın hep üvey evladı olduğundan mıdır bilinmez , hava durumu sunulurken “Trabzon  Yağmurlu 16 derece” ibaresi geçtiğinde evdeki tüm uşakları susturup “susun ola, bakun Trabzon tiyi, durun bi dinleyelum”  dediğini anlatan Nuriye Nineyi tanırım ben… Zamanında yaylasını bırakıp “İstanbol’a göçüp gelmiş Nuriye nine için televizyondan “Trabzon” haberi dinlemek” kadar keyif verici bir şey yokmuş o zamanlar…

   Medya patronlarının bunu fark edip de “Temel ile Fadime” üzerinden raiting rekorları kırmaya başlamaları da hemen hemen aynı döneme tekabül ediyor sanırım. Ekranlarda düzenlenen Karadeniz geceleri, Karadenizli konuklarının yanında ekranlarda şirin görünmek için Karadeniz ağzı yapmaya çalışan fakat fevkalade itici duran İstanbullu sunucular, parodi şekline getirilip de sonu muhtemelen “nasiiii” diye biten, velhasıl mahvedilen güzelim Temel fıkralarımız ( ve o zamanlar hoşumuza gitse de, farkında olamadan ellerimizden kayıp giden kültürümüz)  görmeye alışık olduğumuz manzaralar oldu uzunca bir süre…

    Hakkını yememek lazım, İsmail Türüt’ler, Kamil Sönmez’ler ve Oflu Ali’ler sayesinde en az hasarla atlattık belki de o erozyon dönemini. Yakın dönemde ise Gülbeyaz dizisi sayeside Karadenizli olmasa da Karadeniz’e pek yakıştırdığımız Şevval Sam var hatıralarımızda teşekkür edeceğimiz.
 
  Yeni yayın dönemlerini incelediğimde ise yine bir facia niteliği taşıyan “Reis” isimli bir yapımla karşılaştım. Bir kaç sahne izledikten sonra dizinin tanıtım müziğindeki kemençe ve tulum kaydelerinin dikkat çekmek için kurulmuş birer tuzak olduğunu anladım. “Oyunculara danışmanlık yapacak bir Karadenizli bulamadıysanız , bari birkaç ay “bizum memlekedun havalarinu soludsaydunuz ula” diye kendi kendime söylenerek değiştirdim kanalı.

    Zaten bu uydunun favori listesine İstanbul kanallarını almak hatalı bir karardı en başından. Neredeymiş benim Mavi Karadenizim? Çay TV’m ?  Yusuf Cemal Keskin çıkacak birazdan... Usta ellerdeki kemençenin yanına bonus olarak da muhteşem Trabzon görüntüleri…Ohh bee, kendime geldim vallahi…Hem ne diyor şair ?


“memleketim, memleketim…”

Bu makale toplam 4937 defa okundu.
Teşekkürler
Gamze Melâl Tokay
beni yeşilalan.net sitesi ve ailesiyle tanıştıran sevgili ağabeyim Osman Şahin'e
gönderdiğim yazıyı yayınlamaya değer bulup bana bu şansı tanıyan Keman Çuman ağabeyime,
Güzel dilekleri için Arzu Aktürk'e
Beni utandıran övgüleri ve ilgilerinden ötürü Zihni Yüce, Tamer Közleme ve Ali Turan Ocak'a teşekkürü borç bilirim :)

nice satır aralarında aynı hasretle buluşmak dileği ile...
25 Eylül 2011 Pazar Saat 12:08
ellerine sağlık
ALİ TURAN OCAK
Eminim bir çok karadenizlinin söylemek isteiyp de söyleyemediklerini söylemeyle kalmayıp yazdın... Teşekkürler Herkes adına...
21 Eylül 2011 Çarşamba Saat 23:37
Teessüfler ve teşekkürler GAMZE
osman şahin
Teessüfler
Siteye mükemmel giriş yapıp, şöhretimi gölgelediğin, reytinglerimi alt üst ettiğin ve popülaritemi yer ile yeksan ettiğin için..))) (e fuşki çeğnayan nasi ederdun bağa buni..)
Teşekkürler,
Trabzonlu doğulmadan da trabzonlu olunacağını ispat ettiğin için..
Teşekkürler,
Uyy diyen trabzon mukallitlerine duy dediğin için..
Tebrikler,
çaruk ile sevdaluği, kalandar ile anderi, fadime ile Temeli , muhlama lezzetinde bize tattırdığın için..
Not: gelecek yazının konusunu veriyorum (okuyucunun merakını giderme adına) NASIL TRABZON SEVDALISI OLDUM VE ÖZ GEÇMİŞİM (kübra 1967 yi unutmadan )
Yüreğune sağluk ellerun dert görmeye çok heyir göresun eba...
14 Eylül 2011 Çarşamba Saat 09:14
YAZARIN DİĞER YAZILARI
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
ŞAİRLERİMİZ
SİTE ANKET
Köyümüzün Öncelikli en önemli sorunu sizce nedir?
Yollar
Cenaze Morgu
Çöp
Kanalizasyon
Şadırvan ve Ortak Tuvaletler
Künye . Reklam . İletişim . RSS   Copyright © 2025 Yeşilalan(Holaysa) Köyü Tanıtım Sitesi
Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Yazılım & Tasarım : Mahmut ÖZDEMİR