Yönetici: : Hocam hoş geldiniz. Kendinizi okuyucularımıza tanıtırmısınız?
Okutan: : Çaykara nın Yeşilalan Köyünde 1956 yılında doğdum. Vizana Hacı Hafız Ahmetin oğluyum. İlkokulu köyde, ortaokulu Çaykara da, liseyi Rize de bitirdim. 1977 yılında Çaykara İmam-Hatip Lisesi nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başladım. O zaman köye araba çıkmazdı. Ortaokulda okurken 3 yıl Çaykara ya gidip gelerek öğrencilik yaptım.Aynı serüveni üç yıl da öğretmen olarak yaşadım; üç yıl Çaykara ya yaya gidip gelerek öğretmenlik yaptım. 1985 yılında üniversiteye intisap ettim. Üniversiteye eğitim bilimlere alanı ile girdim ve eğitim bilimleri alanında Hacettepe Üniversitesinde yüksek lisans ve doktora yaptım. Bu arada üniversitede öğretmen yetiştirmenin fiilen içinde bulundum. Yani 22 yıldır üniversitede öğretmen yetiştirmenin içindeyim. Öğretmenlik meslek dersleri(pedagojik formayon) okutuyorum. Aynı zamanda okul yöneticisi ve müfettişliğin okulu olan eğitim yönetimi teftişi planlaması ve ekonomisi alanında da yüksek lisans dersleri okutuyorum. Bu güne kadar 100den fazla öğretmene bu alanda yüksek lisans almada katkı sağlamaya çalıştık. Mezunlarımızın çoğu okul müdürü, ilköğretim müfettişi ve bakanlık müfettişi olarak görev yapmaktadır. Ayrıca öğretmen, okul müdürü ve müfettişlerin yetiştirilmesi için düzenlenen hizmetiçi eğitim seminerlerinde eğitici olarak görev almaktayım. Bu seminerlerde özelliklesınıf yönetimi, okul yöneticiliği, yönetim becerileri, denetim becerileri başta olmak üzere eğitimle ilgili konularda seminerler veriyorum. Çok sayıda ulusal ve uluslar arası kongrelerde bildirili olarak katıldım. Eğitim bilimleri ile ilgili çeşitli konularda yazılmış 7 bağımsız kitabım var, ayrıca editörlerin hazırladığı ders kitaplarında yazmış olduğum bölümler vardır. Her hafta bir yerel gazetede eğitimle ilgili yazılar yazıyorum.
Yönetici : : Sitemiz hakkında ne düşünürsünüz.Bize önereceğiniz konular var mı?
Okutan: : Böyle bir site hazırlamak gerçekten özveri isteyen bir iştir. Bu işi üstlenenleri kutluyorum. Sitede kişisel gelişime katkı yapabilecek yazılar, şiirler, kıssalar olabilir. Kişisel gelişim ve eğitime ilişkin yazılmış yazılar seçilip siteye konulabilir. Bu konuda yöresel uzmanlardan yararlanılabileceği gibi, ulusal uzmanlardan da yararlanmak mümkündür.
Yönetici: : Birbirlerini tanımayan bir çok köylümüz var.Sizce bunun nedeni nedir. Burada bizden önceki kuşak ve bizlerin de sorumluluğu yok? mu bu konuda düşüncelerinizi alabilirmiyim.?
Okutan: : Bu sitenin birbirini tanımayan köylüleri tanıştırmada önemli bir misyon üstlenebilir. Galiba bu misyonunu yerine getirmede de önemli adımlar atmaktadır. Kendisini tanımayan başkasına tanıyamaz. Kişinin kendisini tanıması, köyünü köylüsünü tanıması ile başlar. Mazisini bilmeyenin geleceği olamaz. Şairin dediği gibi,Kökü mazide olan âti(gelecek); olabilmeli insan. Köylülerin birbirini tanımaları bu açıdan da önemlidir.
Yönetici: :Son yıllarda Kurt dağı şenlikleri adı altında sosyal bir etkinlik yapılıyor bu konuda ne düşünürsünüz ?
Okutan: : Kurt Dağı Şenlikleri ne bir defa katıldım. Bir daha da katılmayı düşünmüyorum. Çünkü bu haliyle bana hiç anlamlı gelmiyor. Bu şenliklerin amacı nedir? Amacına ne kadar ulaşıyor? Belli mi? Bence başkaları yapıyor diye biz de yapalım mantığı ile yapılmış bir iş gibi duruyor, bu şenlikler. Böyle olunca da işlevsel olamıyor. Üzerinde düşünmeye değer mi? Düşünmek lazım. Bu şenlik fikri nerden çıktı? Kim oturup da böyle bir şenliğe karar verdi? Amaçları ne idi? Bu konuda maalesef iyi şeyler söyleyemeyeceğim. Bence yeniden oturup bu konuyu tartışmak gerekir. Öncelikle de ;Niçin şenlik?; sorusuna cevap vererek başlamanın doğru olacağını düşünüyorum.
Yönetici: : Köyümüzün bir çok eksikleri var sizce önemli olanlar hangileridir.Bu eksiklerimizi
nasıl gideririz,bu konuda yapılan çalışmaları yeterli buluyor musunuz?
Okutan: :Bence köyde bir iletişim eksikliği var. Öncelikle evlerde böyle bir eksiklik var. Evlerde TV nin başköşesine oturduktan beri, iletişim bozulmaya hatta yok olmaya yüz tuttu. Evlerde yok olan bu iletişim, haliyle köyde yok oldu. Sahi köyde insanlar birbirinden ne kadar haberdar? Yoksa köyde elektrik var, su var, yol var Ama galiba köyde bir de yönetim sorunu var. İlkokulda bize öğrettikleri Köyü kim idare eder sorusunun cevabını şu anda köyde bulabiliyor musunuz? Köy İhtiyar Heyeti var mı? Varsa ne iş yapar? Bilen var mı? Bu açıdan köyün iyi idare edilip edilmediğine ilişkin kuşkularım vardır.
Yönetici: : Uzun yıllardır KTÜ de eğitimci olarak görev yapıyorsunuz, geçmiş yıllarla mukayese edilse şu anda eğitimde hangi aşamalardayız.Gelişmiş ülkelerin seviyesine gelebildik mi. Bu konulardaki düşüncelerini alabilirmiyim ?
Okutan: :Gelişmiş ülkelerin eğitim seviyesine gelemediğimiz açıkça ortadadır. Ama düşünün ki, İsveç in nüfusu, bizim ilk ve ortaöğretime giden öğrencilerimizin nüfusundan daha azdır. Tabii ki, bu da eğitimin seviyesini düşürüyor. Öte yandan kuramsal olarak eğitim seviyemiz dünya standartlarına yakın bir düzeydedir. Bizde kuram ile uygulama arasındaki açı,gelişmiş ülkelere göre çok daha fazladır. Bunun da çeşitli nedenleri vardır. Önemli nedenlerinden biri de eğitim felsefemizin açık olmayışıdır. Bizde çok net ortaya konmuş bir eğitim felsefemiz olmadığı için, eğitim uygulamalarında siyasi müdahaleler olmakta, siyasiler değiştikçe sistemin uygulamaları da değişmekte ve sistem yap-boz konumuna gelmektedir.
Yönetici: : Köyümüzdeki eğitim durumunu nasıl buluyorsunuz? Bir eğitimci olarak sizce yapmamız gereken neler var. Bu konuda düşüncelerinizi almak istiyorum.
Okutan: :Köyde eğitime sadece okul olarak bakıldığı için okul önemsenmektedir. Herkes çocuğunu okula göndermektedir. Bu durum önemli bir durumdur. Ama okuldan beklentilerimiz konusunda aynı şeyi söylemek zordur. Çocuğumuzu okula niye gönderiyoruz? Kısa yoldan para kazanacak bir meslek sahibi olsun diye, değil mi? Oysa eğitim Beşikten mezara kadar süren bir süreçtir. Okuldan sonra da eğitimin devam etmesi gerekir ki, yeni gelişmelere ayak uydurabilelim. Ülkedeki genel eğitim sorunu bu olduğu gibi, köydeki temel eğitim sorunu da budur. Diplomayı cebine koyan kişi, artık ilgili mesleğin piri haline geliyor ve kendini geliştirmek için herhangi bir eğitim çabası içine girmiyor. Bu acı bir durumdur.Ama gerçek bu. Oysa Çaykara daki öğrenci potansiyeli gerçekten kalitelidir. Ben Çaykara da, Araklı da, Maçka da, Akçaabat ta ve Merkez Köy de çalıştım. Öğrencileri sıralamaya koyduğumda birinci sıraya kesinlikle Çaykara yı koyarım. Son sıraya da Merkez Köyü!..Ama bu potansiyelin iyi kullanıldığına ilişkin ciddi kuşkularım vardır.
Okutan ve Kemal ÇumanYönetici: : Çağımızın iletişim aracı internet konusunda neler söylemek istersiniz. Gençlere bu konuda uyarılarınız olur mu ?
Okutan: :Çağımızın önemli bir nimeti olan internet, aynı zamanda çok önemli bir problemdir. Çünkü bilinçli kullanılmayan internet, bağımlılık yapabilir. İnternet bağımlılığı ile sigara veya alkol bağımlılığı arasında hiçbir fark yoktur. İnternet bağımlılığı insanları sosyal hayattan uzaklaştırıp sanal dünyanın bağımlısı haline getiriyor. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Çocuğuna internet imkânı sunan aileler, çocuklarına iyilik yaptıklarını sanabilirler. İnternette saatlerini harcayan gençlerin sorunu, gerçek hayatta onları dinleyen birinin olmaması ile ilgili olabilir. Gerçek hayatta kendini adam yerine koyan birini bulamayan kişi, sanal hayattaki caht kahramanı ile iletişim kurup anlaşmaya başlıyor ve böylece gerçek hayattan kopup, internetin bağımlısı haline geliyor. Teknolojiye evet; ama bizim hayatımızı kolaylaştırdığı müddetçe İnsanı boyunduruk altına alan bütün teknolojiler zararlıdır. Ya da teknoloji eğer bizi yönlendirmeye başlıyorsa, artık bundan kurtulmak gerekir. Gençlerin internetin esiri olmaması için onları gerçek hayatta dinleyen büyüklerinin olması şarttır. Gençler, sanal hayatın ilişkileri soğuktur ve gerçek hayattaki bir tebessüm, bütün mutlulukların başlangıcı olabilir. Sahi siz internetle cahtlaşırken hiç gülümser misiniz? Oysa gülümsemek insani bir davranıştır. Teknoloji bilinçli kullanılırsa evet, bilinçsizce kullanılan teknoloji her zaman zararlıdır. Hangi teknoloji olursa olsun.
Yönetici: : Uzun yıllardır eğitimci olarak birikimleriniz var, bir çok öğretmen ve eğitimci yetiştirdiniz, bu konularla ilgili seminerler ve konferanslar veriyorsunuz, genç arkadaşlarımıza eğitim konusunda kısaca ne söylemek istersiniz?
Okutan: :Gençler, eğitimi sürekli bir iş olarak kabul etmelidir. Okumayı bir hobi haline getirmeyen gençlerin gelecekte başarılı olmaları zordur. Her gün mutlaka bir şeyler okumayı alışkanlık haline getiren insanların hayat başarıları daha iyi olabilir. Diplomanız ne olursa olsun, eğer kendini geliştirmek gibi bir çabanız yoksa o diploma günün birinde sizi yol üzerinde bırakabilir. Türkçeyi iyi kullanmak salt Türkçecilerin ya da sözelcilerin işi değil, herkesin işi olmalıdır.
Yönetici: : Köye gidersiniz, gittiğiniz de nasıl bir duygu yaşarsınız?
Okutan: :Köye fırsat buldukça giderim. Köyde iken bir yalnızlık yaşadığımı söyleyebilirim. Yukarıda sözünü ettiğim iletişimsizlik bütün ağırlığı ile köyde kendini göstermektedir. Köy sadece yeşillik, dere sesi filan değildir, bir iletişim ortamı oluşturmak, yeni insanlarla kaynaşabilmek Maalesef bunlar oluşmamaktadır.
Yönetici: : Yaşlılar konusunda yapmamız gereken çok işler var.Bu konuda yeterince duyarlı mıyız sizin görüşleriniz nelerdir?
Okutan: :Biz de yaşlılar sınıfına girmedik mi? İnsanları yaş kategorilerine göre değerlendirmek ne kadar doğru? Bilmiyorum. Ama her yaş döneminin kendine göre özelliği var ve onu yaşayıp ondan keyif almayı bilmek lazım. Yaşlılara işi bitmiş gözü ile bakmak, onlara büyük bir haksızlıktır. Hoş bugün yaşlı değilseniz bile yarın olacaksınız. Yaşlılar saygı değer olmak bakımından en önde gelmelidir. Bence bu böyledir. Onlarla iletişim kurarken empatik olabiliyorsak sorun kendiliğinden çözülür. Yani kendimizi onların yerine koyarak, onların duygularını anlamaya çalışırsak sanıyorum sorun çözülecektir. Tabii ki, empati iki taraflı olmalıdır.
Yönetici: : Değerli Hocam, çok değerli zamanınızı bize ayırdınız, sitemize ve dolayısıyla hemşerilerimize çok değerli bilgiler aktardınız, bizi kabul ettiğiniz için site yönetimi olarak sizlere teşekkür ediyoruz. Eğitim alanındaki birikimlerinizden her zaman faydalanacağız. Bundan sonraki çalışmalarında başarılar dileriz...
Okutan: :Bana bu imkânı verdiğiniz için teşekkür ederim.
drmokutan.blogcu.com adresinde bazı eğitim yazılarıma ulaşabilirsiniz.
Röportaj: Kemal ÇUMAN
İRTİBAT:
GSM: 0-505-519 84 30
e-posta: kemal.cuman@turktelekom.com.tr