TARİH ÖĞRETMENİMİZ AHMET HAMDİ BALTACI SİZLERLE
Yönetici: Sayın Baltacı Dünyanın her yerindeki hemşehrilerimizi sitemiz vasıtasıyla tanıtmaya devam ediyoruz..Sizinle sohbetimiz olacak ,önce kendinizi saygı değer hemşehrilerimize tanıtırmısınız? Baltacı : Ahmet Hamdi BALTACI; 1970 Trabzon"un Çaykara ilçesinde dünyaya geldim. Holaysa merkez camii emekli imam hatibi H. İsmet BALTACI"NIN oğluyum. İlkokulu Baltacılı köyünde bitirdikten sonra Çaykara İmam Hatip Lisesi orta Okulunu ve Aynı okulun lise kısmını bitirdikten sonra belli bir süre öğrenim hayatıma ara verdim. Daha sonra vatani görevimi yaptıktan sonra 1994 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü kazandım. 1998 yılında bu okuldan mezun olduktan sonra 1999 yılında Van ili Özalp ilçesi Emek Köyü ilköğretim okuluna sınıf öğretmeni olarak atandım. Bu okulda 3 yıl sınıf öğretmeni olarak, 2 yılda idarecilik yaptıktan sonra asıl branşım olan Tarih öğretmenliğine geçtim.2004 yılında Ordu iline atamam çıktı. Halen Ünye ilçesinde (Anadolu Teknik, Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi) görev yapmaktayım.Evliyim Mehmet Yusuf (6) ve Fatma Zülal(4,5) adında 2 tane çocuğum vardır.
Yönetici: Holaysadan uzakta Ordu-ünyede görev yapıyorsunuz. Haliyle Köyden uzak dışarıda çalışmak nasıl bir duygu, sitemiz bu konuda size ne fayda sağlıyor. Bu konuyla ilgili görüşlerini alabilirmiyim? Baltacı : Bazen zorluklarla karşılaşabiliyoruz ama bölge olarak gerçekten zor şartlara uyum sağlayacak yapıda olduğumuz için zorluklardan yılmadan ideallerimiz doğrultusunda doğru bildiklerimizi yeni kuşaklara aktarmaya çalışıyoruz. Doğup büyüdüğümüz yerleri gerçekten çok özlüyoruz ama şatlar gereği bayrağımızın dikildiği her yerde göreve her zaman hazırız. Bize güç veren sizin gibi değerli arkadaşların hazırlayıp bizlere sunduğu bu imkânlarla özlemimiz birazcık da olsa hafiflemekte. Her gün siteye girdiğimde sanki köye gidip gelmiş gibi oluyorum.
Yönetici: Hemşehrilerimizi bütünleştirme ve kaynaştırma ile ilgili yaptığımız bu tanıtım hakkında görüşleriniz nelerdir. Siz bir eğitimci olarak bize neler önerirsiniz. ? Baltacı : "Kültürel miras, milletlerin hafızasıdır. Hafızalarını kaybeden milletler; şahsiyetlerini, geçmişle bağlarını, kısacası kimliklerini kaybederler." Gerçektende bu çalışmalarınız kültürümüz açısından, birbirimizi tanıma adına, birbirimizle kaynaşma adına mükemmel bir organizasyon. Birçok gencimiz Çaykaralıyım diyor ama Çaykara"yı tanımıyor. Holaysalıyım diyor ama tanımıyor. Tanımak için belkide imkânı olmamıştır ama sayenizde genç nesil ile orta ve yaşlı kesimi tanıma imkânı bulmaktadır. Şahsen ben tanımadığım pek çok insanı bu site sayesinde tanıma imkânı buldum ve o kişilerle konuşmaya başladım.
Gerçekten yöremizin insanları şahsiyetli, milli değerlerine önem veren geçmişine bağlı vatansever insanlar. Bunun böyle olmasındaki neden ise kimlik bunalımının olmamasıdır. Çaykaralıysa Çaykaralının davranması gerektiği gibi davranıyor. Kısaca bir Türk gibi davranıyor. Bununla da gurur duyuyor. Çaykaralıyım derken gururlanıp göğsü kabarıyor.
Yönetici: Sayın Baltacı sizce Holaysada yaşayan gençlerimizin eğitim sorunları nelerdir. Varsa çözüm önerilerinizi açıklarmısınız? Genel olarak son yıllarda eğitim alanında iyi aşama gösterdik.sizin düşüncelerinizi alabilirmiyim?. Baltacı : Eğitimle ilgili sorun gerçekten oldukça fazla bazılarını zikredecek olursak; 1-Ezbercilik, 2-Geleneksel Eğitim Anlayışı ve Güvensizlik,3- Birleştirilmiş Sınıflar Sorunu, 4-Yabancı Dilde Öğretim Sorunu,5-Nitelikli Öğretmen Sorunu, 6-Taşımalı Eğitim.
Öneriler ; 1. Atatürkçü eğitim felsefesi yeniden uygulamaya konulmalıdır. Öğretmenler bu konuda bilinçlendirilmelidirler.
2. Eğitim programları eleştirici düşünce ve yaratıcılığı geliştirecek biçimde yeniden hazırlanmalı, ders kitapları da bunu sağlayacak biçimde hazırlanmalıdır.
3. Nitelikli öğretmen yetiştirilerek ezberci yöntemler, eğitimde şiddet olgusu gibi ilkel uygulamalar ortadan kaldırılmalıdır.
4. Demokrasi için demokratik eğitim ilkesi yaşama geçirilmelidir.
5. Okullarda denetim uygulamaları daha çağdaş esaslarda yürütülmelidir.
6. Eğitimde yeni teknolojilerin uygulanması çerçevesinde eğitim araştırmaları ve program geliştirme çalışmaları teşvik edilmelidir. Bu amaçla ortaöğretime çeşitli düzeylerde genel teknoloji derslerinin konmasında büyük yarar vardır. Ancak bu derslerin programı özenle hazırlanmalıdır. Çok hızlı değişen teknolojik ortama uyum sağlayabilmesi için ilgili dersin programının sık sık yenilenmesi gerekir.
7. Eğitime daha fazla parasal kaynak ayrılmalıdır.
8. Öğretmen yetiştirme yeniden ele alınmalıdır. YÖK, en çok gereksim duyduğumuz planlamayı zamanında ve yeterli biçimde yapamamıştır. Yıllardır sınıf öğretmeni gereksinimi varken sınıf öğretmenliği programları açılmamış ve adeta herkes öğretmen yapılmıştır. Şimdilerde ise birçok yerde ve gereğinden fazla öğretmen yetiştirme programı açılmıştır. Üstelik bu programların ciddiye alınır öğretim kadroları da yoktur.
9. Terör nedeniyle 15 yıldan fazla bir süre Güneydoğu"nun bazı yerlerinde eğitim yapılamaz olmuştur. Türkçeyi bile öğretemediğimiz bu yurttaşların yurttaşlık becerilerinin nasıl geliştirileceği üzerinde düşünülmelidir.
10. Özel eğitim gerektiren geri ve üst zekâlılarla, işitme, konuşma ve ortopedik özürlüler; uyumsuzlar ve sürekli hastalığı olan çocukların eğitimine gereken önem verilmelidir. Bu amaçla, özel eğitim alanında görev alacak öğretmen ve personelin yetiştirilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır
Son dönemlerdeki çalışmalar umut verici ama eğitim için yeterli değil. Tüm vatandaşlar olarak yardımcı olmak lazım.
Ahmet Hamdi Baltacı ve Kemal ÇumanYönetici: Eğitim konusunda köylerde okuyan öğrenci ile şehirlerde okuyanlar arasında fark nedir. Son yıllarda gençlerimizin büyük yarış içerisinde olduğunu görüyoruz. Kırsal de Eğitim kalitesi açısından değerlendirilirse, buralarda okuyan öğrencilere haksızlık yapılmıyor mu? Baltacı : Birleştirilmiş Sınıfların Avantajları
1-Yarış ve bireysel yükselme yerine yardımseverlik ve birlikte, iş yapma alışkanlığı
2-Sürekli bireysel kazanç yerine, paylaşım
3-Şartlandırma yerine kişiliğin özgürce gelişmesi
4-Hoşgörüsüzlük yerine farklılıklara karşı saygılı olma
5-Sorgusuz uyum yerine eleştirel bakış
6-Pasif kabullenme ve başkalarını izleme yerine, girişimcilik
İyi yetişmiş öğretmenlerin görev yapması koşuluyla şu avantajları da sağlayabilir:
1- Birden çok sınıfa bir öğretmen görevlendirilerek, öğretmen kaynağı, akılcı biçimde kullanmakta ve ülke düzeyinde öğretmen ihtiyacını karşılamak Kolaylaşmaktadır.
2-Her yerleşim birimine beş derslikli okul yerine, bir iki derslikli okul yapılarak daha çok yerleşim birimine okul yapabilme olanağı doğmaktadır.
3-Birden fazla sınıfın birleştirilerek farklı yaş, deneyim ve bilgiye sahip öğrencilerin bir araya getirilmesi, onların birbirlerinden öğrenme ve yardımlaşmalarına imkan sağlamaktadır.
4-Tek öğretmenli birleştirilmiş sınıflarda zamanın büyük bir bölümünü öğretmensiz ( ödevli ) ders saatleri biçiminde programlanmıştır.
5-Birleştirilmiş sınıflarda öğretim iyi düzenlenir ve yürütülürse, öğrencileri ilgi duydukları ve yetenekli oldukları alalarda ve bireysel olarak geliştirmek ve bireysel farklılıklara öğretim ortamları hazırlamak mümkün olmaktadır.
Yönetici : Sayın hocam siz bir tarihçi siniz. Özellikle gençlerimize geçmişle gelecek arasındaki iletişimin sağlaması konusunda neler anlatmak istersiniz? Baltacı : Tarih sadece geçmişi araştırmakla kalmamakta, geçmişle günümüz ve gelecek arasında bir köprü görevi görmektedir.
Tarihine sahip çıkmayan, tarihini unutmuş bir millet, hafızasını kaybeden bir insana benzer. Bu açıdan Tarihimizi iyi öğrenmekle; Vatan, Millet sevgimiz gelişecektir. Millet olarak geleceğe daha güvenle bakabilecek duruma gelebiliriz.
Yönetici : Son yıllarda memleketimiz Trabzon üzerinde bazı güçler tarafından oyunlar oynanmaktadır. Siz kısaca değerli okuyucularımıza tarihi bağlantılarının ve Trabzon üzerindeki hesapları nelerdir açıklarmısınız ? Baltacı :: Pontus meselesi, çok kısa olarak Yunanlıların Trabzon Rum Devletini yeniden kurma hayalleridir. Bu hayal uğruna yaptıkları ve yapmak istediklerinin kilometre taşlarını size özetleyeyim.
Yunanlılar daha Osmanlı idaresi altında iken gizli örgütler kurarak İmparatorluktan ayrılmak için gizli faaliyetlerde bulunuyorlardı. Bu gizli örgütlerin başında 1789"da kurulan ETNİKİ ETERYA (Yunan Milli Cemiyeti) geliyordu. Bu cemiyetin gayretleri sonucu İngiliz, Fransız ve Rusların da yardımlarıyla 24 Nisan 1830"da bağımsızlıklarına kavuştular. Bundan sonra gayretlerini büyük Yunanistan"ı kurma, Bizans"ı canlandırmaya çevirdiler. Bu hayallerini ancak MEGALO İDEA (Büyük Ülkü) nın uygulanması ile başarabilirlerdi.
1 Aralık 1922"de Lozan Konferansı"nın birinci kısım toplantılarında 13 ayrı oturum sonunda TÜRK-YUNAN AHALİ MUBADELESİ anlaşması kabul edildi. Bu karar gereği Trabzon vilayetinde (o zaman Samsun"dan Rize"ye kadardı) yaşayan 193 bin Rum, 1923 yılı başında vapurlarla Yunanistan"a göç ettiler. Bu mubadele sonucu, Karadeniz Bölgesinde Rum ahalisi kalmadı. 1915 senesinde de Ermeni Tehçiri (zorunlu göç) olayı ile bölgede yaşayan 68 bin Ermeni güneye nakledilmişti. Böylece Rum çeteleri kendi açtıkları kuyuya kendileri düşmüş, Rum Devleti kuralım derken yerlerinden oldular. Akıttıkları binlerce insan kanını göç etmeleriyle ödemiş oldular. Ancak bölgeyi ne Rumlar, ne de Ermeniler unutmadılar. Bizler de şunları hiç unutmayalım: Birinci Dünya Savaşı sona erince Osmanlı İmparatorluğu ile itilaf devletler 10 Ağustos 1920"de SEVR Anlaşması"nı imzaladı. Bu anlaşmayı Ankara TBMM Hükümeti tanımadı ve imzalamadı. Böylece fiilen ölü doğmuş olan bu anlaşmanın bir maddesine göre Doğu Anadolu, Ermeni ve Kürt"ler arasında taksim edilmişti. Daha sonra Ankara Hükümeti ile imzalanan LOZAN Anlaşması (24 Temmuz 1923) SEVR"i kökünden bozmuş ve bugünkü sınırları içerisinde modern Türkiye"yi yaratan anlaşma oldu.
SEVR Anlaşması imzalanırken, Yunanlılar Batı Anadolu"yu, bütün Ege Adalarını (Kıbrıs hariç) ve İstanbul"u alabilmek için batılı dost ve müttefiklerine şirin görünmek ve onların takdirlerini alabilmek için Pontus meselesini ikinci plana atmış, gündeme getirmemişlerdi. Daha şirin görünüp batılıların sempatisini kazanmak için (Doğu Karadeniz"i) Ermenilere liman ve dünyaya açılmaları için vermeyi teklif ettiler ve bu teklifi de kabul ettirdiler.
Yunanlıların bu teklifi nedeniyle temsilcileri VENİZELOS Sevr Konferansı"nda en çok takdir toplayan politikacı oldu. Yunanlılar Kurtuluş Savaşı"nda yenilip hayalleri yıkılınca tekrar başa dönüp Pontus meselesini gündeme getirerek sıcak tutmaya başladılar.
GEÇMİŞTEN ALINACAK DERS Batılılar (Avrupalılar) Türkiye"nin güçlenmesini, büyümesini 30-40 sene sonra kalkınmış, 100 milyonluk Türk Devleti olmasını, kendi geleceklerine tehlike olarak gördükleri için asla istemezler. Onlar tarihteki Haçlı zihniyetiyle "Şark meselesini" sürekli sıcak tutmak için fırsat buldukça kurcalarlar. Şark meselesinin özünde Türkleri Avrupa"dan daha sonra da Anadolu"dan atmak yatar. Bunun mümkün olmayacağını bildikleri için daha çok din, ırk, inanç ayrımı yaparak veya İslam dinini politika konusu haline getirip kardeş kavgalarına sürüklemek ve bu suretle Türkiye"nin güçlenmesini sekteye uğratmaya çalışırlar.
Önce deneyip uygulayamadıkları SEVR Antlaşması"nı gizli veya dolaylı olarak gündeme getirip, uygulama ortamı yaratmayı sürekli denerler. Dün EOK ve ASALA gibi bugün de PKK"nın taşeron olarak kullanılması, Güneydoğu Anadolu"da "Siyasi Çözüm" ve "Kültürel Otonomi" gibi sloganlarla yeni ortam arayışına girmeleri bundandır. PKK"yı Yunanistan ve Ermenistan"ın gizli veya açıktan desteklemesinin altında Yunanlılar için Pontus hayali, Ermeniler için SEVR"de kendilerine verilen Doğu Karadeniz toprakları yatar.
Kürtlerle hiçbir ilgisi olmayan Karadeniz bölgesine PKK"nın sıçrama arzusu bu iki devletin çıkarı ve desteği ile olmaktadır. Bunlar Türkiye"nin en zayıf anında uygulanacak planlardır. Bu nedenle siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun, hepimiz bu konuları bilerek, birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Aksi taktirde Avrupa Parlamentolarında etkin hale gelen Komünist ve Yeşiller fırsat buldukça Türkler aleyhine çalışacaklardır.
APO canisine siyasal kimlik kazandırma gayretleri ve Güneydoğu bölgemizin geri kalmışlığını Kürt sorunu olarak takdim edip bunu da uluslar arası tartışmaya açma hesapları hep bu sinsi politikanın unsurları olarak bilinmelidir.
Bunları bilerek hareket ettiğimiz, oyunlara gelmediğimiz taktirde Türkiye"nin gelişmesi, büyümesi ve kuvvetlenmesi hiç kimse tarafından önlenemeyecektir. Türkiye, uniter bir devlettir ve öyle de kalacaktır.
Yönetici: Sayın Baltacı Köylerimizle ilgili sizce en önemli sorunlar nelerdir. Siz bu konularla ilgili neler söylemek istersiniz.? Baltacı : Genel olarak başlıklar halınde kısaca sizlere açıklayayım.
Sağlık sorunu : Halledilebilmesi için sağlık ocağının daha aktifleştirilmesi lazım.
Eğitim sorunu: Halledilebilmesi için 8 yıllık ilköğretimin acilen aktif hale getirilip bir an önce taşımalı sistemden çıkılmalıdır.
Ulaşım sorunu : Halledilebilmesi için yolların daha da genişletilip, betonlama ya devam edilmesi lazım.
Aydınlanma sorunu :En küçük bir rüzgar veya yağmurda elektrikler kesiliyor.Halledilebilmesi için Zeleka"nın yaptığı gibi elektriğin direk Çaykara "dan alınması lazım.
Kanalizasyon sorunu : bir an önce bununla ilgili bir proje yarışması düzenlenip AB"den destekleme alınabilir.
Doğal sular ve yağmur sularını kontrol altına alınması gereklidir. Aksi halde heyelan ve sellerin ardı arkası kesilmez!
Elbette ki bunları yapabilmek zor ama ilk etap da sorunları tespit etmek gerekiyor. Halledilmesi başta büyüklerimiz ve hepimize düşer. Birlikten kuvvet doğar. Tek yürek olduktan sonra başarılamayacak sorun alamaz.
Yönetici: Memleketten uzakta olan hemşerilerimize sitemiz vasıtası ile neler söylemek istersiniz? Baltacı :: Kim olduğumuzu asla unutmadan, birbirimize sıkı sıkıya sarılarak halledemeyeceğimiz sorun yoktur.
Yönetici: Değerli hocam hemşehrilerimize kendinizi tanıttınız. Değerli fikirlerinizi paylaştınız. Bize bu fırsatı verdiğinizden dolayı site yönetimi olarak şükranlarımızı sunuyoruz. Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz. Değerli fikirlerinizden yararlanmak için ileri ki zamanlarda inşallah tekrar bir arada olacağız. Bu itibarla yeni eğitim sezonunda sizlere sağlık mutluluk ve başarılar dileriz, Baltacı :: Tüm arkadaşlarıma, dostlarıma ve hemşerilerime şükranlarımı sunar sizlerinde çalışmalarınızda üstün başarılar dilerim. Bizleri okuyan arkadaşlara umarım yararlı olmuşuzdur.
Allaha emanet olun. Ünye"den herkese kucak dolusu selamlar. Yolu düşen herkese kapımız açık. Görüşmek üzere.
"Biz buradan gider olduk kalanlara selam olsun, bizim için hayır dua kılanlara selam olsun" Röportaj: Kemal ÇUMAN
İRTİBAT:
GSM: 0-505-519 84 30
e-posta: kemal.cuman@turktelekom.com.tr