Pazar sabahları aileler için farklı bir gündür. Pazar günlerinde sabah normal saatin dışında biraz geç kalkılır kahvaltı rahatça yapılır, gazetelerin okunması ile günün akışı başlamış olur.

Geçtiğimiz hafta Pazar günü spor camiası için farklı bir pazardı. Değişik illerde eş zamanlı olarak yapılan baskınlarda 60 ın üstünde kişi sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. Emniyete götürülmek üzere Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım’ın da olması sorgulamanın yüzeysel değil derin olacağının bir göstergesi idi.

Sporun bu sezon içerisinde sadece futbol ile oynanmadığını gördük. Futbolunu güzel oyun ile süslesen de birileri başka bir güç ile oyununa gölge düşürerek şampiyonluk yolunda yara almana sebebiyet verebiliyor. Bunun bir örneği ilk dönem biterken 18. Haftasındaki Ankaragücü-Trabzonspor maçı idi. Son dakikalara 1-1 süren maçın hakemi Halis Özkahya Trabzonspor lehine penaltısını çalmayarak muhtemel 2 puanı engellemiş oldu. Bu sadece bir örnek.

Polisin 8 ay gibi uzun süre takip altına almış olduğu yöneticilerin ve futbolcuların deşifre olması Türk sporu adına yenilik getireceği, yeni adımların atılacağının bir göstergesidir . Yıllardan beri İstanbul takımlarının şampiyonlukları özellikle Fenerbahçe’nin 2010-2011 sezonunun 2. Yarısında ki maçlara etkisi gözle görülebilir nitelikteydi. Kulüp yöneticilerinin ellerinde çanta ile farklı mekânlarda buluşmaları kamera ve ses kayıtlarının oluşması onları zor duruma soktu. Kanıtların olması kişinin kendini savunması adına hiçbir haklılığın oluşmayacağı bir gerçektir. Eskişehirspor teknik direktörü Bülent Uygun ve sportif direktörü Ümit Karan ve kaleci Koray Çelikkay’ın bu olaylardan sonra sözleşmelerini fesh etmesi temiz spor adına yapılan güzel bir davranıştır.

Fenerbahçe takımında önce Teknik patron Aykut Kocaman; şampiyonluğu alnımızın akı ile aldık dedi ardından takım kaptanı Aleks;’ Şampiyonluğumuza kimse bir şey demesin’ ifadesi kendilerince haklı bir durumdur. Çünkü yönetim ile takım içerisinde ki birliğin farklı olduğunu unutmamalıyız. Yönetimde konuşulan her şeyi takım içerisindeki herkesin bilmemesi normaldir. Onun için takım içersinde yapılan açıklamalara fazla bir şey dememeliyiz.

Ne ilginçtir ki Fenerbahçe’nin son 2 sezondan beri yaşadığı talihsizlik pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Bir önceki sezonda ki şampiyonluğa yalnızca 2 dakika sevinenler bir sezon sonra 2 ay kadar sevinebildiler. Taraftarlar hala daha şike iddialarını görüp Fenerbahçe’nin şampiyonluğu hak ettiğini düşünenleri bir türlü anlayamıyorum.

Bu saatten sonra ne olursa olsun spor dünyası aydınlığa kavuşmalı. Nasıl ki Ergenekon davasında 4 yıldan beri üzerine gidiliyorsa sonu nereye varırsa varsın spordaki bu yapılanmanın  sonuna kadar gidilmelidir. Bu durum bütün takımlar için geçerli olmalıdır.

Takım taraftarlığı yapan futbolseverlerin boş yere şampiyonluk hayallerini suya düşürenlere hak ettikleri ceza verilmeli. Sadece futbolu para olarak görenler, futbolu kendilerine rant sağlayan bir araç olarak gören ve haksız yere milyon dolarları cebe indirenler teşhir edilmeli aleme ibret olması için gerekirse spordan men cezası verilmelidir.

Fenerbahçe içerisinde iç hesaplaşma olabileceği hafızamızın bir kenarında dursun. İlk etapta neyin ne olduğunu anlayamayabiliriz. Sürecin işleyişine göre olabilecek ihtimaller arasına böyle bir öngörünün olabileceği kanaatindeyim.

Şike iddialarının bir gün  açığa çıkacağı belli idi. Yalnız süre konusunda bir fikir belirtilmiyordu.

Çünkü son yıllarda futbolu oyun olarak değil de para ve güç gösterisi olarak toplumumuza lanse etmeye çalışan patronlar ve gazeteciler zuhur etmişti. Tabi ki maçları sahada alın teri yerine masada kazanmayı maharet olarak görenler ve bunun açığa çıkmayacağını zannedenler bugün büyük bir şaşkınlık içerisindedirler. Bu entrikaları ortaya çıkarma cesaretini gösteren kişilere teşekkür ediyoruz.

Abdurrahman ŞAHİN