Yazı Boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Zekeriya Şahin Sizlerle
04 Kasım 2007 Pazar Saat 09:11
ASELSAN’DA ÇALIŞAN ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSİ HEMŞEHRİMİZ ZEKERİYA ŞAHİN'LE YAPILAN RÖPORTAJ
Zekeriya...
ASELSAN’DA ÇALIŞAN ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSİ HEMŞEHRİMİZ ZEKERİYA ŞAHİN'LE YAPILAN RÖPORTAJ





Zekeriya Şahin



Yönetici: Tanıtım faaliyetimiz tüm hızıyla devam etmektedir.Başkentimiz Ankara’dan,Türkiye'nin en stratejik kurumundan, sizleri sitemizdeki okurlarımızla buluşturuyoruz. Kendinizi tanıtacak ve çok değerli bilgilerinden faydalanacaklardır. Sohbetimize başlamadan önce, genç yaşınıza rağmen başarı dolu hayatınızı anlatarak, kendinizi okuyucularınıza tanıtırmısınız?

Şahin : Öncelikle bu güzel sitede, bana memleketimin güzel insanlarıyla buluşma imkanı verdiğiniz için size ve site yönetimine teşekkür etmek istiyorum.Kısaca kendimden bahsedeyim. 1983 yılında Yeşilalan Köyü'nde doğdum. (Çağmudi) Süleyman’ın torunu, Cevahir Şahin'in oğluyum. İlkokulu Eskişehir'de, ortaokulu Samsun'un Terme ilçesinde, Lise öğrenimimi ise Samsun'da tamamladım. Lise 3'te liseler arası bilgi yarışmasında Türkiye birincisi 2000 yılında ÖSS'de Türkiye 248'si olarak, Bilkent Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünü burslu olarak kazandım. 2004 yazında Almanya'nın Aachen şehrinde AMO Enstitüsü'nde stajer olarak çalıştım. Üniversite son sınıfta iken Aselsan'da kısmi zamanlı olarak çalışmaya başladım. University of California, Irvine'dan doktoraya burslu olarak kabul aldım ancak tercihim burada kalmaktan yana oldu. 2005 yılında yüksek şeref öğrencisi olarak mezun olduktan sonra Aselsan'da elektronik tasarım mühendisi olarak çalışmaya, eş zamanlı olarak da Bilkent Üniversitesi'nde Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünde yüksek lisans çalışmalarıma başladım. Halen Aselsan'da görevime devam etmekte, aynı zamanda tez çalışmalarımı sürdürmekteyim.



Yönetici: Güncel olaylarla sohbetimize başlamak istiyorum. Son yıllarda ülkemizde tırmanan terör olayları nedeni ile,gün geçmiyor şehit haberleri gelmektedir. Sizlerin bu konu ile ilgili düşüncelerinizi sitemiz aracılığıyla okuyucularımızla paylaşırmısınız?.

Şahin : Öncelikle şunu belirtmeliyim: Terör, ne amaçla olursa olsun terördür. Endonezya'da masum sivillerin hayatlarını yitirmeleri de, İsrail'de ve Filistin'de katledilen savunmasız insanlar da, İspanya'da ETA'nın öldürdüğü insanlar da, Irak'ta mezhep çatışmaları arasında camilerde bombalanan insanlar da ya da dünyanın herhangi bir bölgesinde değişik amaçlarla hayatını yitiren insanlar da amacı farklı da olsa terörün kabul edilemez insanlık dışı vahşetidir. Hangi nedenle ve hangi hedefe yönelik olursa olsun, terörü en şiddetli şekilde kınamamız gerekir. Halk olarak provokasyonlara kapılmamamız, sükunetle ve aklımızla hareket etmemiz gerekir.Teröre destek verenlerin istediği de bu değil mi? Kürt milliyetçiliğini alevlendirmek ve Türkiye'yi karıştırma ve doğu ve güneydoğuyu bataklık haline getirmek.Unutmayalım ki sivrisinek bataklık olmayan yerde üreyemez. .Biz 500 yıldır lazıyla,çerkeziyle, kürdüyle 'Türk'lük adı altında tek bir milletiz. Halk olarak kışkırtmalara prim vermememiz, birlik ve beraberliğimizi daha da güçlü tutmamız gerekir. Bütün dış güçler şu gerçeği çok iyi biliyor ki: Türk milletini ancak birbirine düşürerek, ülkede kaos yaratarak kontrol edebilir ve gelişmesini engelleyebilirsin. Dış güçler ve onların içerideki birtakım uzantıları bunu yıllardır yapmaktadır ve yapmaya da devam edecektir. Terörü hangi dış güçlerin desteklediğini biz de biliyoruz, devletimiz de biliyor askerimiz de. Bunların üstesinden ancak ve ancak birlik beraberlik içinde ülkemizin gerek siyasi alanda, gerek ekonomik alanda, gerekse de askeri alanda daha güçlü yaparak gelebiliriz. Bunların hiçbiri birbirinden bağımsız değil. Mesela şu anda biz 410 milyar dolarlık bir ülke değilde, 2 trilyon dolarlık bir ülke olsaydık ne terör konusunda dış baskıya bu kadar maruz kalırdık ne de fransa'da isviçre'de ya da ABD'de Ermeni tasarısı diye birşey gündeme gelebilirdi.

Tabiî ki acımız büyük ama bizim yapmamız gereken şehitlerimizin acısını sadece bugün değil, her zaman yaşayarak bu öfkeyi eskisinden daha çok birbirimize bağlı olarak ve ülke için el ele verip çalışarak kullanmaktır. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve büyük milletimize Allah'tan sabır diliyorum.






Yönetici: Memleketten uzakta Ankara’da yaşayan hemşehrimiz olarak, sitemiz ve yayını ile ilgili görüş ve düşüncelerinizi alabilirmiyim?

Şahin : Bu site kurulmadan önce çevremdeki insanlar yeşialan için bir site yapabilir misin diye sorup duruyorlardı. Ben de işlerin yoğunluğundan bir türlü vakit bulamamıştım. İşlerin yoğunluğunun yanında acaba tutulur mu endişesi taşıyordum. Sonra bir baktım ki Türkiye'de henüz çoğu ilçenin, ilin dahi doğru dürüst sitesi yokken birileri büyük bir emekle değerli zamanlarını harcayarak çok güzel bir site yapmış. Gerek değişik şehirlerde, gerek yurt dışında, gerek de köyümüzün içinde yaşayan insanlarımızı burada buluşturmak çok büyük bir hizmet. Herkesin internet kullandığı bu zamanda insanlara ulaşmanın en iyi yolu bu olsa gerek. Her geçen gün sitede hemşerilerimizin dolaştığını görmek bile insanın içinde bir şeyleri kıpırdatıyor. Sanırım bunu uzaklarda olanlar daha iyi anlar. Emeği geçenlere bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.



Yönetici: Sayın Şahin, Ülkemizin en stratejik bir kurumu ASELSAN ‘da çalışıyorsunuz. Okuyucularımıza bu kurumu ve yüklendiği misyonu, mahsuru yoksa kısaca tanıtırmısınız.

Şahin : Gizlilik prensibinden dolayı genel şeyler hakkında kısaca bilgi verebileceğim. Kıbrıs harekatından sonra uygulanan askeri ambargo üzerine askeri silah ve telsizlerin milli imkanlarla geliştirilmesi amacıyla ASELSAN, 1975 yılı sonunda Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı öncülüğünde Vakıf Kuruluşu bir Anonim Şirket olarak kurulmuştur. 1979 yılı başlarında Ankara Macun köy tesislerinde üretim faaliyetine geçmiştir. ASELSAN kuruluş yıllarından bu yana ileri teknolojiye dayalı olarak askerimizin ihtiyaçlarını milli imkanlarla karşılamak amacıyla sadece telsiz ve haberleşme değil,bugün kara, deniz ve hava platformlarında modern elektronik cihaz ve sistemler geliştiren, üreten, tesis eden, pazarlayan ve satış sonrası hizmetlerini yürüten entegre bir elektronik sanayii kuruluşu haline gelmiştir. Halen 3000'den falza çalışanı ve 1000'in üzerinde mühendisi Türk Savunma sanayiinin devi halindedir. Ürettiği ürünlerin çok büyük bir kısmı TSK tarafından kullanılmakla birlikte 33 ülkeye (ABD, Hollanda, Uruguay, Almanya, Pakistan vs.) ihracat yapmaktadır. İlk başta üç beş mühendisle Sıhhiye Necati bey'de başlayan serüven 2006 yılında dünyadaki en büyük savunma sanayi firmaları sıralamasında 97. sıraya kadar yükselerek devam etmiştir. Basından da takip ettiğiniz gibi, ASELSAN askeri ürünlerdeki tecrübesiyle inşallah tahmini 2012-2013 yılında ilk olarak üretimi tamamlanacak olan milli tank ve milli helikopter üretiminde de yer alıyor ve Türk silahlı kuvvetlerimizi dünyanın en güçlü ordularından biri haline getirme hedefine doğru yol almaya devam edecektir. Sadece insanlı sistemlerde değil, IDEF 07 fuarında tanıtımı yapılan, yine basından takip ettiğiniz gibi "İZCİ gibi insansız silahlı kara araçlarında da teknolojiyi ar-ge yatırımlarıyla en üst düzeyde takip etmektedir, edecektir.



Yönetici: ASELSAN ülkemizin gururu olan bir sanayi kuruluşu. Bir elektronik mühendisi olarak burada çalışmak nasıl bir duygu, açıklarmısınız.

Şahin : Üniversite son sınıfta ABD'den doktoraya kabul aldığımda dahi amacım yurt dışına gidip orada yaşamak değildi. Kendimi geliştirip, doktora yapıp Türkiye'ye dönmekti. Bir karar vermek zorundaydım. Zor bir karar da olsa burada kalıp ülkeme burada hizmet etmek istedim. ASELSAN gibi bir yerde çalışmak tabiî ki çok güzel. Rahat bir ortam, iyi bir iş olması bir yana, insan bir şeyler yaparken ülkesi için yaptığını hissediyor ve bu insana büyük bir haz veriyor. ASELSAN'da yeni projeler geldiğinde ya da yeni bir şeyler üretildiğinde ayrı bir heyecan yaşıyorsunuz. Belki de buradaki mühendislerin başarısındaki en önemli etken bu.Benim hayalim Aselsan'ın en kısa zamanda cirosunu milyarlarca dolara çıkararak her alanda sadece Türkiye'de değil dünya da da bir Thales,bir Lockheed Martin ya da bir Boeing gibi lokomotif bir şirket olması.Dünya savunma sanayinde söz sahibi olabilmek ülkemiz açısından gerek ekonomik, gerek askeri, gerekse de siyasi açıdan çok önemli bir şey. En basitinden yabancı ülkedeki bir firmayla yazışırken bile tanınmış bir firmadansanız size olan saygı çok farklı oluyor.







Yönetici: Sayın Şahin, genç yaşınıza rağmen hayatınızı hep başarılarla geçirdiniz.Holaysalılar olarak sizlerden gurur duyuyoruz. Aynı zamanda site yönetimi olarak sizlere şükranlarımızı sunuyoruz.Bu başarınızın kriterlerini gençlere örnek olması açısından bize açıklarmısınız. Ayrıca gençlere önerileriniz varmı?

Şahin : Ben özellikle eğitim hayatına devam eden kardeşlerime birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. Hiçbir zaman hedefinizi küçük tutmayın. Başarının temelinde azim ve gayretin olduğunu hiç unutmamak gerekiyor. Aslında benim hayatımda bir bakıma bu söylediğime örnek teşkil ediyor. İlkokulu Eskişehir'de okudum. 5. sınıfta ilk defa bir dershanenin deneme sınavına girdiğimde,dün gibi hatırlarım; 1176 kişi arasından 974. olmuştum. Böylesine başarılı (!) bir öğrenci iken doğal olarak Anadolu Liselerine giriş sınavında da hiçbir yer kazanamadım. Ortaokulu Samsun Terme'de okudum. İl genelinde yapılan seviye tespit sınavlarında da başarı gösteremedim. O sıralar aklıma başarılı insanlar takılmaya başlamıştı. Seviye tespit sınavında Samsun birincisi olan insan acaba nasıl biriydi? Gözümde öylesine büyüyordu ki. Gece gündüz ders mi çalışır, hiç oyun oynamaz mı acaba, kim bilir ne kadar zekidir? diye sorup dururdum kendime. İlk defa o zaman özenmeye başlamıştım başarılı insanlara. Aynı şekilde Lise2 de ilk defa dershaneye giderken,ilk sınavda birinci olan kişinin soruların tamamına yakınını yaptığını görünce hayret etmiştim. Ortaokul yıllarında insanüstü olarak gördüğüm şeyler için artık benim ne farkım var bunlardan ben niye yapamıyorum diyerek hırs yapmaya başladım. Sıkı bir şekilde çalışmaya başladım. Gün geçtikçe daha iyiye gidiyordum. Birkaç ay sonra meyvesini almaya başladım. Denemelerde o erişilmez gördüğüm insanlar gibi sonuçlar almaya başlamıştım artık. Başarı geldikçe insan daha da azim kazandım ve daha ilerisini hedefledim.Lise 3. sınıfta Liselerarası bilgi yarışmasında Türkiye birinciliği elde ettik. Sonrasında ÖSS'de Bilkent Üniversitesi'ni kazandım. Sonra dedim ki kendi kendime çalışınca nerden nereye gelebiliyormuş insan. Demek ki olanak yok, zeki değilim, yapamam dememek gerekiyormuş. Kısaca diyeceğim o ki, kimse kimseden üstün değil. Olanaklarınız kısıtlı olabilir, şartlarınız kötü olabilir ama insan istedi mi çaba gösterdi mi bir şeyler oluyor. Allah her insana aynı zekâyı tabiî ki vermemiştir. Ama zeki olmayıp da başarılı olan örnekler de, zeki olup başarısız insanlar da var. Temel nokta, önce en yüksek hedefi belirlemek, sonra da azmedip çalışmak. Bir derste hedefiniz 5 olursa ona göre çalışırsanız emin olun 5 alabilirsiniz. Ama eğer hedefiniz 3 almak ise 5 almanız sadece bir hayal olur. Söyleyeceğim çok önemli diğer bir nokta da ileride pişman olmamak için günün değerini çok iyi bilmek lazım. Ne ekerseniz onu biçersiniz. İnsanoğlu hep bir şeylerin değerini iş işten geçtikten sonra, geri dönüşü olmayacağı zaman anlıyor.



Yönetici: İş hayatınızın dışında sosyal aktivite olarak neler yaparsınız.Birazda Ankara’daki yaşamınızdan bahseder mısınız?

Şahin : Üniversite hayatım sosyal aktiviteler açısından çok verimli geçti. Ama iş hayatına başladıysanız ve eş zamanlı olarak yüksek lisans yapıyorsanız bunlara çok da vaktiniz kalmıyor. Üniversitede çok samimi bir arkadaş ortamım ve çevrem vardı. Halen vakit buldukça bir araya gelir, değişik aktiviteler yapmaya çalışırız. Yeri gelir, kafamıza eser akşam Bolu Dağı'nda İsmail'in Yeri'ne et yemeğe gideriz, yeri gelir olimpik havuzda yüzmeye gideriz, yeri de gelir carting yapmaya gideriz. Belirli tatillerde ise planlı bir şeyler yaparız. En çok da gezmeyi, yurdumuzun güzelliklerini görmeyi severiz. Günübirlik Yedigöller, Abant, Ürgüp-Göreme, ya da üç-beş günlük Güney Anadolu, Doğu Karadeniz, Adana-Maraş gezisi gibi. Bunun dışında her ne kadar Trabzonspor kötü günler geçirse de Trabzonlu bir insanın vazgeçemeyeceği gibi bordo mavi formamızı giyip haftada en az bir ya da iki futbol maçı yapmaya çalışırız. Vakit buldukça politika, siyaset üzerine kitaplar ya da internetten makaleler okumaya çalışırım. Ayrıca fotoğraf çekmeyi çok severim. Gittiğim her yere de makinemi götürüp bol bol manzara fotoğrafı çekmeyi de unutmam.



Yönetici: Sayın Şahin birazda köylerimizle ilgili konuşalım.Köye gelirmisın gelince ne yaparsınız? Holaysa ile ilgili görüşlerini alabilirmiyim?

Şahin : Her Karadenizli gibi ben de memleketime hayran biriyim. İnsan uzakta olunca daha iyi anlıyor oraların kıymetini. İlk iki sene Ankara'ya alışamamıştım Orman yok, şırıl şırıl akan dereler yok, dahası bizim oranın sisi bile yok. Burada en basitinden insan Çahmut'tan etrafı seyretmeyi bile özlüyor. Bu nedenle, yıllık izine çıkacağım zaman mesai biter bitmez yola çıkarım ve ertesi günü bir aksilik olmazsa yaylada olurum . Her ne kadar hepsine katılamasam da birkaç senedir yapılan şenliklerimiz çok güzel bir aktivite. İnsanlarımızı bir araya getiriyor. Kendi kültürümüzü, oyunlarımızı orada yaşama ve görme imkânı buluyoruz. Önceki sene arkadaşlarıma Doğu Karadeniz'i gezdirdim. Tabiî ki hepsi çok beğendi. ASELSAN'daki çalışma arkadaşlarıma da oraları öve öve bitiremiyorum. Köyümüz ve yaylalarımız tek kelimeyle uzakta yaşayan insanda bir özlem yaratıyor. Buraların değerini bilelim. Buradaki doğal güzellikleri ve kendi kültürümüzü korumamız ve yaşatmamız gerekiyor. İnsan gerçekten orada yaşarken kıymetini bilmiyor ama insan uzaktayken anlıyor. İş yerimde masa ve duvarlarımda bizim o tarafların fotoğrafları var. Buradaki insanlar o kadar hayranlıkla bakıyorlar ki o güzelliklere.



Yönetici: Holaysalıların buluşma adresi olan sitemizde, dışarıda yaşayan hemşehrilerimize neler anlatmak istersiniz?

Şahin : Kısaca şunu söylemek istiyorum: Dünyanın dört bir tarafında bulunan hemşehrilerimiz ancak böyle bir ortamda bir araya gelebilir. Allah emeği geçenlerden razı olsun. Birliğimizin ve beraberliğimizin pekişmesi, kültürümüzün yaşatılması için çok güzel bir fırsat bu site. Bunu en iyi şekilde değerlendirelim. Gözden uzak gönülden uzak derdi atalarımız. Şimdi bu sözü değiştirebiliriz: Gözlerimiz uzak olsa da www.yeşilalan.net ten uzak olmayalım ki gönüllerimiz de uzak olmasın.



Yönetici: Sayın Şahin,son olarak bize neler aktarmak istersiniz. Değerli okurlarımıza ülkemiz insanının gururu olan ASELSAN gibi stratejik bir kurumu ve başarılarla dolu hayatınızı aktardınız.Sizleri hemşehrilerimiz adına tebrik ediyorum. Site yönetimi olarak bundan sonraki yaşamın, sağlıklı,mutlu ve başarılarla dolu geçmesini diliyoruz.

Şahin : : Bana hemşehrilerimle düşüncelerimi paylaşma fırsatı verdiğiniz için size teşekkür ederim. Sitedeki başarınızin devamını diliyorum.









Röportaj: Kemal ÇUMAN

İRTİBAT:

GSM: 0-505-519 84 30

e-posta: kemal.cuman@turktelekom.com.tr







Bu haber toplam 11105 defa okundu.
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
ŞAİRLERİMİZ
SİTE ANKET
Köyümüzün Öncelikli en önemli sorunu sizce nedir?
Yollar
Cenaze Morgu
Çöp
Kanalizasyon
Şadırvan ve Ortak Tuvaletler
Künye . Reklam . İletişim . RSS   Copyright © 2025 Yeşilalan(Holaysa) Köyü Tanıtım Sitesi
Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Yazılım & Tasarım : Mahmut ÖZDEMİR