Bayan Clinton’un kahkahasına eşlik edecek Müslüman var mı?
25 yıldır Din görevlisi olarak görevim esnasında İslami yaşamaya ve anlatmaya çalıştım ve çalışıyorum. Lakin benim okuyup anlattığım ve yaşadığım İslamla gerek yurt içi gerekse yurtdışındaki bazı kişi ve kurumların yaşadığı veya anladığı İslam arasında dağlar kadar farklar vardır. Bu Farklılıklar mezhepsel veya töresel değil Kuranı Kerimin ayetlerini işlerine geldiği gibi yorumlayıp empoze etmeye çalışanlarınİslami anlayışlardır.
Afrika kıtasında yaşanan “Arap baharın”’da İslam adına yaşanan dramatik ve vahimsel olaylar.Pakistan’da, Afganistan da, hatta Suudi Arabistan’da İslam adına yapılan zulüm ve baskılar, Kur'anın anlattığı islamın neresindedir.? İslam adına Ülkeyi yönetenlerin zevkü sefa içerisinde olmaları batılı bankalara tonlarca altın ve mücevheratları yatırarak ülkelerini fakirleştirip kendilerini zenginleştiren ve bunu da İslam adına yapan Kral ve Diktatörleri İslam’ın neresine koyacaksınız. İşin enteresan tarafı yıkılan Diktatörlerin yerine gelen veya gelmek isteyenlerinde bek rauntlarında veya yaşantılarında gerçek İslami izleri bulmak zor gibi görünüyor. Libya’nın eski Diktatörü Muammer Kaddafinin öldürülüş şekli ve cesede yapılan muamele hangi İslam’ın hangi kitabında yeri var. Kaddafi’nin linç edilmeden önceki son sözleri çok manidar. “Bana yaptığınız haramdır, siz günah işliyorsunuz ben sizin babanızım evlatlarım. Bu olamaz, haram nedir bilmiyorsunuz.”Çünkü Kaddafide İslam’da babanın yerinin yüce olduğunu biliyor ve saygı bekliyor.
O bunları söylerken kimisi ayağıyla başına vuruyor, kimisi üzerinde “Safiye 1970” yazılı parmağındaki evlilik yüzüğünü ve sırtındaki kanlı ceketi gasp ediyordu. Linçe katılanlar, yüzüğü çalan arkadaşlarına “Sakın bunu kimseye verme, gelecekte 1 milyon dolardan fazlaya satarsın” diyordu. ve bu işleri yaparken de utanmadan sıkılmadan “Allahu Ekber”diye şovmenlik yapıyorlardı.
İşte bu manzara karşısında hâlâ“Kuzey Afrika’da ve Ortadoğu’da iyi şeyler oluyor” diyebilen Müslümanlar var ise söylenecek daha fazla bir şey yok demektir. Oysaki O yüce peygamber Yahudi cenazesi geçerken dahi ayağa kalkıp saygı gösteren bir inceliğe ve anlayışa sahipti. Hani biz onu örnek alıyoruz ve rehber ediniyoruz.Bumu bizim Müslümanlığımız. Bizim bu çelişkileri görüp Kaddafinin ölümüne kahkaha atan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clintonaslında ölüme değil bizim bu çelişkilerimize ve Müslümanların haline kahkaha atıyordu. Bayan Clinton’ın kahkahasına eşlik edebilecek Müslüman varsa buyursunatsın.
Son Günlerde Ülke olarak çok acıgünler yaşıyoruz. Gerek Çukurca’da , Bitlis de ve benzeri yerlerde ölen askerlerimiz gerekse Van depreminde ölen Müslüman kardeşlerimizin hazin sonu Duyarlı olan herkesin sinirlerini germiştir.
Doğrular, hisler, kavramlar, sözcüklerbirbirine karışmış durumdadır. Her ölene dinine diyanetine bakılmaksızın şehitlik yaftasını yapıştırıyoruz. Oysakişehitlik ve şahadetlik mertebesi çok ulvi ve yüce bir kavramdır.Nitekim Kuranı kerimde Allahu teala “ Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Aksine onlar diri olup Rableri katında mızıklandırılmaktadırlar. Allah'ın lütfünden kendilerine vermiş olduklarıyla sevinç içindedirler ve arkalarından henüz onlara kavuşmamış olanları, kendilerine bir korku olmayacağıve üzülmeyecekleri üzere müjdelerler." (Ali Imran, 3/169-170)
Cenazelerimiz, bizim istikbalimizdir. Bugün biz onları uğurlarız; yarın da başka kardeşlerimiz ilahî rahmetin kucağına tevdi ederler bizi. Uğurladıklarımız arasında öyleleri var ki, biz onlara ölü demeyiz. Çünkü onlar şehitlerimizdir. Biz onlara ölü demesek de, diyemesek de, acılarını kalbimizin ta derinliklerinde yaşarız. Onlar bizim babamızdır, kardeşimizdir, eşimizdir, evladımızdır. Onlar bu ülkenin doğusundan, batısından, köyünden veya kentindendir. Kim olurlarsa olsunlar, nereli olurlarsa olsunlar, onların her biri, hepimizin şehididirler. Bu toprakların üzerine bir damla şehit kanı düştü mü, acısı bütün vatanı sarar, ıstırap bütün milletin yüreğini sızlatır. Kalleşçe öldürülen asker ve polislereüzülüp, depremde ölenlere sevinenler insanlıktan nasibinin almamış faşizan düşünceye sahip zavallılardır.
Kanımca nerde bir Müslüman kanı akıyorsaher dini bütün üzülmeli elinden bir şey gelmiyorsa kalben buğz etmelidir. Dinimiz bir kişiyi öldüren tüm insanlığıöldürmüş gibidir. Hainlerin yaptığı saldırılar sonucu öldürdükleri sivil ve askerlerin vebalinden elbette kurtulamayacaklar, elbette dünyada da dersleri verilmelidir. Vatanına ihanet edene şehit denilmesini ve İslami kurallara göre gömülmesini anlamış değilim.
Görev yaptığım yerde vatana ihanet eden birinin cenazesi gelse değilki kıldırmak yanına bile yaklaşmam.Herkes ve kesim kararlılıkla tutum ve davranışlarında tutarlı olsalar bir çok sorun kendiliğinden çözülecektir. Onun içindir ki Şehitliği ve ya şahadeti Kuranın anlattığı meyanda anlarım. Kimsede değiştirmeye kalkmasın. Şehitlikbu kadar ucuz değildir.
Son zamanlarda güvenlik güçlerimizi hedef alan menfur saldırılar neticesinde şehit olan evlatlarımıza ve Van depreminde ölen vatandaşlarımıza Cenab-ı Haktan sonsuz rahmet, yaralılara acil şifalar, kederli ailelerine, yakınlarına, sevenlerine ve Aziz Milletimize başsağlığı, sabır ve metanetler diliyorum.
Bu menfur saldırılar, Aziz Milletimizin daha çok kardeş olma ve beraber yaşama azim ve kararlılığını ziyadesiyle arttıracaktır. Milletimizin birlik, beraberlik, huzur ve kardeşliğini bozmayı hedefleyen bu saldırıları gerçekleştirenler sahip olduğumuz kardeşlik ruhu ve iradesi karşısında emellerine asla ulaşamayacaklar ve hüsrana uğrayacaklardır. Gün, bu büyük acımızı yüreğimizin derinliklerinde hissederek, kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi tüm dünyaya gösterme, sabır ve metanet ile Aziz Şehitlerimize dua etme günüdür. Vesselam.
Celalettin AKÇADOĞAN