Ne büyük bir nimet. Yeni bir ramazan bayramına daha kavuşuyoruz. Ne büyük bir lütuf. Yaratanımız bize bir fırsat daha verdi. Sevenlerimizle kucaklaşıyoruz. Halleşip helalaşıyoruz. Ne büyük bir rahmet. Bizlere nimetlerini bahşeden, sayısız lütuflarla bize rahmet eden, bağışlanmamız için bizlere fırsatlar yaratan ve bizleri mübarek bir güne kavuşturan Halik-i Zü'l-Celal Allah-u Teala (c.c.)'na sonsuz kez şükrediyoruz.
Bayramlar Kardeşliği Canlandırır.
Bayramlar Ziyaretleşmeyi ve İletişimi Artırır.
Bayramlar Toplumsal Dayanışma Ruhunu Kuvvetlendirir.
Bayramlar Hayata Neşe Katar.
Bayramlar Dargınlık ve Küskünlükleri Giderir.
Malumunuz, bayramların toplum hayatımızda üstün yeri ve değeri vardır. Bayram günleri toplum şuuru bütünleşir. Toplum fertleri birbirleriyle sevinip kaynaşır. Hayatın bitmek tükenmek bilmeyen sıkıntıları içinde bunalan, bitkin ve yorgun hale gelen insanları bayramlar dinçleştirir ve çalışma azimlerini artırır. Bu günlerde akraba ve komşularımızla olan ilişkilerimiz kuvvetlenir, birlik ve kardeşliğimiz güçlenir. Müslümanların ve Türklerin bu sevecen, hoşgörü ve iyi niyetlerini gerek Ülke içerisinden gerekse ülke dışından su istimal eden mahfillerin ve şer odakların olduğunu müşahade etmekteyiz.
Yakın geçmişte (15 Ağustosta) Sümela Manastırı’nda Ortodoks Hıristiyanların Baş piskoposu tarafından ayin düzenlendi. İnanç özgürlüğü açısından baktığımızda geçen seneki ayine de bu seneki ayine de söyleyecek sözümüz yok. Herkes inancını serbestçe yaşayabilmeli ,ibadetlerini ibadethanelerinde serbestçe yapabilmelidir. Bizler de Müslüman ülkemizde serbestçe ibadetlerimizi yapmalıyız ve yapmak istiyoruz. Ayasofya Camiinde namaz kılmak istiyoruz, Cuma namazı bayram namazı kılmak istiyoruz, beş vakit ezan duymak istiyoruz, bizde azınlıkların aldıkları haklar kadar hak istiyoruz. Bunları İmam Hatip Mezunu olan başbakandan istiyoruz. Maalesef; sizler bizdensiniz ninnisi okunarak avutulmaya devam ediliyoruz.
Aklıma gelmiyor değil: Avrupa Birliğine şirin gözükmek veya belli bir projenin tezahürü olarak Sümela Van ve şimdide azınlık cemaatlerine hayallerine gelemeyecekleri tavizlerin verilmesi ve buna müsaade edilmesi anlaşılır ve kabul edilebilir değildir.
Sümela’da ki Ayinin yapıldığı tarihe dikkat etmenizi istiyorum. Özellikle 15 Ağustos tarihinin seçilmesi neyin nesi sizce tesadüf mü? Malumunuz Trabzon’un fethi 15 Ağustos 1461dir. Bir nevi intikam, öç almak için mi ayin yapılıyor akla gelmiyor değil. Buna paralel (Hükümet Üstüne üslük Son dönemde azınlık ve cemaatler için 27/08/2011 tarihli Resmi Gazete yayınlanan kanun hükmünde kararname kapsamında, Vakıflar Kanunu'na geçici madde ekleyerek Cemaat vakıflarının 1936 yılında beyan ettikleri tüm taşınmazları iade etme kararı verdi.)
Ben anlamıyorum bu kadar oyunların bu kadar planların yapıldığı bir zamanda bu ve benzeri tavizlerin verilip güçlü iken güçsüz duruma düşmek mi isteniyoruz. Siz bunları verirseniz Kürtler de demokratik federasyon, sonra federasyon daha sonra da bağımsızlık ister ve isteyecektir de bunlara da mı göz yumacağız. O zaman Oğlum Hakkari Dağlıcada asker, boşu boşuna mı askerlik yapıyor. Boşu boşuna mı sterese giriyoruz. Şuan oğlumun askerlik yaptığı yerde Terhisi gelmiş bir asker(24 gün geçmiş Anıl Çağrı AKBAYRAK) güvenlik gerekçesiyle memleketine gidemiyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Kendi ülkemizde yol güvenliği yok, emniyet yok, daha biz neyin gelişmişliğinden, neyin çağdaşlığından kimin müreffehliğinden bahsediyoruz. Burjuvanın mı? (emniyeti başkalarımı alıyor? ) Eee böyle daha yol güvenliği olmayan bir yerde 21 yaşındaki oğlum askerlik yapacak bizlerde burada rahat uyuyacağız. Buna hangi anne babanın yüreği dayanır. Bunun vebali başta Başbakan ve bakanlarındır. Başbakan olarak benim, oğlumun ve gibilerinin mal, can güvenliğini sağlamak görevidir. Siz yinede Demokratik açılıma devam edin, bizim evlatlarımız Dağlıca da Yüksekovada can pazarı yapsın. Bizede hazan olsun. Kimine bayram kimine hazan olan geçmiş Ramazan bayramınızı tebrik eder hayırlara vesile olmasını temenni edirm. Vesselam.